Dünyanın en iyi ulaşım aracı: Elektrikli bisiklet

Her bahar-yaz sezonunun mutlaka yeni bir ‘oyuncağı’ olur. Geçtiğimiz sezonun gözdelerinden biri elektrikli scooter’dı. Referandum seçimine koca tekerlekli elektrikli scooter’ı ile gelen Cem Yılmaz sayesinde bu ilgi çekici melez araç gündeme düşmüş; Ozan Güven, Zafer Algöz gibi isimlerin de katkısıyla popüler hale gelmişti. Bu yıl Cem Yılmaz yine üzerine düşeni yaptı ve bu kez havalı, ‘vintage’ tabir edilen klasik görünümlü özel bir elektrikli bisikletle ortaya çıktı. 1970’lere ait klasik görünümlü iki tekerli aracıyla Arif V216’nın nostaljik tesirini hissetirmeye devam eden Yılmaz, aynı zamanda geleceğe yönelik ‘temiz enerji’ kullanan bir araç seçimiyle geçmiş ve gelecek arasında gidip gelen filmin dokusunu tam yansıtmayı başardı. Ne de olsa kendisinin “bir tat bir doku” insanı olduğu bilinir.

Çevre duyarlılığına sahip olanların tercihi

Elektrikli bisikletler dünyada, özellikle Avrupa’da son yıllarda giderek popülerleşen bir taşıt aracı. Elektrikli bisikletlerin çalışma mantığı kendi kendisini şarj eden bir mekanikten oluşuyor. Dinamo sistemi sayesinde sürücüsü pedal çevirdikçe piller şarj oluyor. Piller ayrıca haricen de şarj edilebiliyor. Yokuşa geldiğinde veya pedal çevirmek istemediğinde sürücü motoru devreye alıp elektrikli bir motosiklet tadında aracı kullanabiliyor.

Elektrikli bisikletler öncelikle çevre duyarlılığına sahip insanların tercihi. Eğitimli, özgür, yeniliklere açık ve farklı deneyimlere ilgi duyan, 26-45 yaş arası çoğunlukla şehirli kadın ve erkekler ilgi gösteriyor. Avrupa’da özellikle bisiklet yollarının otoyollarla paralel ve eşdeğer alanda yer alması sayesinde ideal bir ulaşım çözümüne dönüşüyor. Ülkemizdeyse bisiklet yollarının kısıtlı olması ve özellikle İstanbul gibi kaotik trafik ortamları ana ulaşım tercihi olmasına pek imkan vermediği için şimdilik sınırlı alanlarda tercih ediliyor. Tabii ki trafikte her ne pahasına olursa olsun bisikletine binen gözüpek sürücüler yine kullanmaya devam edecektir. Bisiklet yollarının giderek artmasını her şeye inat ulaşımını ‘temiz’ biçimde sürdüren bu cevval sürücülere de bir nebze borçlu olduğumuzu düşünmek güzel...

Elektrikli bisikletlerin tercih edilmesinde bir başka ilgi çekici faktör daha var. Journal of Transport Geography yayınında yer alan bir makaleye göre elektrikli bisikletler, normalde bisiklet sürücüsü olmayı düşünmeyen farklı bir kesimi de motive ediyor. Klasik bisikletin mücadeleci ve fiziki kondisyon gerektiren yönüne ilgi duymayan bu kesim, elektrikli bisikletler sayesinde hem bisiklet sürmenin keyfini yaşıyor, hem de belirli düzeyde fiziksel aktivite gerçekleştirmiş oluyor. Elektrikli bisikletlerin özellikle Avrupa’da kısa mesafede araba kullanma alışkanlığını köklü biçimde değiştirmeye başladığı gelen iyi haberler arasında. Park yeri bulma, trafik stresi ve yakıt harcama gibi dertlerden toplu halde kurtaran elektrikli bisikletler, özellikle büyük şehirlerde hem ulaşım kolaylığı hem de eğlenceli bir alternatif arayanlar için ideal çözüm olabilir. Darısı başımıza!

Yeter ki temiz enerji olsun!

Elektrikli bisikletle halkın karşısına çıkan Cem Yılmaz her durumda faydalı bir şey yapmış oldu. Arif V216’nın çevreci mesajlarından da hatırlanabileceği üzere Yılmaz’ın bilinçli bir tercih yaptığı ortada. Ne de olsa gezegenimizin daha fazla karbonmonoksit gazına ihtiyacı yok. İster trend, ister kolaylık veya ucuzluk sebebiyle olsun, petrol yakıtları yerine elektrik gibi temiz enerji kaynaklarını tercih etmek hakkımızda en hayırlısı. Tabii ağaç kesilerek orman tepelerine dikilen, kuşları ve hayvanları kaçıran rüzgar tribünleri gibi sözde çevreci enerji kaynakları hariç!