Cumartesi “Dürüstlük her zaman işimize yarar”

“Dürüstlük her zaman işimize yarar”

14.01.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Bana Sevmeyi Anlat” dizisinde Berna karakterini canlandıran Aslı Orcan “Kimse kimseyi aldatmak şöyle dursun kandırmasın bile. Dürüstlük her zaman işimize yarar” diyor

“Dürüstlük her zaman işimize yarar”

Türk musikisi ve halk dansları okurken oyunculuğa yeteneği keşfedilince bu alandaki serüveni de başlamış Aslı Orcan’ın. Şu an “Durup düşünüyorum, ikinci bir meslek inanın aklıma gelmiyor” diyecek kadar çok seviyor mesleğini. Fox’taki “Bana Sevmeyi Anlat” dizisinde Berna karakterini canlandıran Aslı Orcan’la Taksim’deki Mr. Cas Hotel’de buluştuk.

Haberin Devamı

“Bana Sevmeyi Anlat” devam ediyor. Karakteriniz Berna ile yine sarışın, kötü kadın imajındasınız. Biz sevdik bu halinizi ama siz ne düşünüyorsunuz?

Yaklaşık sekiz senedir benzer yani halk arasında kötü diye altı çizilen karakterleri oynuyorum ama her biri başka bir insan aslında. Doğduğu yerler, eğitimleri, aile yapıları farklı. Tek bir başlık altında toplamıyorum onları. Zaten öyle de oynamıyorum, öyle hissetmiyorum ve yaratmıyorum.

Tabii sonuçta Berna ile Serra’ya (“Karadayı”) aynı diyemeyiz...

Çok farklı! Serra bir cinayete ortak oluyordu. Bu kötü olmanın ilk sebeplerinden biridir herhalde ama onun da nedenleri vardı. Berna’nın hikayesinde ise bir aldatma var ama şu da var: Berna’nın durumu aslında günümüzde birçok insanın yaşadığı ama toplumdaki kurallar gereği dillendirilmeyen bir durum. Eşi tarafından ihmal edildiğini, yeterince ilgilenilmediğini düşündüğü için başka bir arkadaşının onu bu yarasına derman olurcasına sarıp sarmalaması sonucu Berna’nın tercihini sevgi ve ilgiden yana kullanmasını görüyoruz.

Haberin Devamı

“Kırmadan vazgeçilebilir”

Evet, aldatmak savunulamaz tabii ki ama suçu bir kişiye de yüklememeli, karşılıklı ilişkilere de bakılmalı belki...

Kimse kimseyi aldatmak şöyle dursun kandırmasın bile. Dürüstlük her zaman işimize yarar. İnsanlar birbirlerine ondan vazgeçtiğini, artık kalbinin başka türlü attığını, eskisi gibi hissetmediğini söylemeye cesaret edemedikleri için günün sonunda aldat(ıl)mış olarak yaftalanıyor. Yani biraz daha cesur olunsa, insanlar birbirini kırmadan birbirinden vazgeçebilir bence. Herkesin başına gelebilir çünkü kimsenin kimsenin hayatında garantisi yok.

İçinde bulunduğu durumu ve yaşadıklarını düşününce Berna’ya hak veriyor musunuz peki?

Dizide Alper karısı komaya girdikten sonra başkasına aşık oluyor. Zamanlama olarak haklı gibi gözükebilir ama tam da öyle değil aslında. Ama toplumumuzda bunu kadın yapınca maalesef çok daha ağır ve hakarete maruz kalan bir şey olarak algılanıyor. Tam da “erkeğin elinin kiri kadının namusu” algısından gelinen bir şey yani! Hak olarak bakarsan burada bir haksızlık olduğunu düşünüyorum açıkçası.

Haberin Devamı

“Kadın çalışmayı bırakmamalı”

Bu arada karakterinizin çocuk sahibi olup çalışmayı bırakma durumu da var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu bir tercih meselesi. Kimi bunu tercih eder, kimi iş ve sosyal ortamında çok beslendiği için ikisini aynı anda götürebilir. Herkesin kendi özelindedir çocuk yetiştirme şekli. Ama fikrim kadının çalışmayı tamamen bırakmamasından yana çünkü siz özveri gösterdikçe kendinizden uzaklaşmaya başlıyor ve kendinizi unutuyorsunuz o zamanlamada. Aslında kendimize iyi geleceğiz ki başkalarına iyi gelebilelim. Çalışarak çocuk büyütmek istiyorsak toplum tarafından yadırganacak diye bundan vazgeçmemeliyiz.

Set dışında vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Köpeğimle uzun yürüyüşler yapıyorum. Arkadaşlarıma vakit ayırmayı severim. Cihangir’de oturuyorum ve bütün mahalleliyle arkadaşım. Manavla, kuru temizlemeciyle, kasapla... Onların canı sıkkın olduğunda gözlerinden anlayabiliyorum. Onlarla oturup dertleşmeyi yani hayatın içinde olmayı seviyorum.

Haberin Devamı

Yemekle aranız nasıl?

Yemek yemeyi seviyorum. Herkesin 34 beden olması gerektiğine de inanmıyorum. Güzel görünmek, fit olmak gibi bir takıntım yok. Bu başka bir sektör de yaratıyor çünkü özellikle genç kızları bunalıma sokuyor. Oysa hayatın içinden bir iş yapıyoruz, oynadığım karakterin fazlalıkları olabilir. Bu tarz bir mecburiyeti kabul etmiyorum.

“Özgürlüğümüze düşkünüz”

Bir röportajınızda “Evli olduğumuzu sadece bize sorulduğunda hatırlıyoruz” demişsiniz. Nasıl bir evlilik sizinki?

Arkadaşlık aslında, dostluk, sırdaşlık... Yoldaşlık ediyoruz birbirimize. İmzayı attığımız güne çok da fazla bir anlam yüklemedik, ailelerimizi o kadar mutlu görmek bizi daha da mutlu etti sadece... Ben çok şanslıyım beni anlayan bir eşim, sevgilim var. Aynı işte olmamız da benim için avantaj. Her konuda ona danışıp fikrini alabiliyorum. Görüşleriyle beni kalbimde ve zihnimde ikna etmiş bir insan olduğu için de böyle biriyle birlikte olmak mutluluk verici.

Haberin Devamı

Birbirinizi kısıtlamıyorsunuz da galiba Yetkin (Dikinciler) beyle...

İkimiz de özgürlüğümüze çok düşkünüz. Aslında ikimizin de özgürlüğüne düşkün olması bizi bir araya getirdi. Birbirimizin özgürlük alanlarına çok saygı duyarak yaşadığımız için bir sorun çıkmıyor açıkçası.

“Dizi yaparken tiyatro yapmam”

Devlet Türk Musikisi Konservatuarı Türk Halk Dansları Bölümü mezunuymuşsunuz. Oyunculuğa nasıl başladınız?

Lisans üçüncü sınıftayken ifade jimnastiği dersimizde oyunculuk bölümünden bir hocayla tanıştım. Oyunculuğa yeteneğim burada fark edildi ama bölümü bırakıp tekrar dört yıl daha okumak çok zor geldi. “Okuduğum bölüm sanatın bir dalı, yine sahne üzerindeyim, çok farklı bir şey yapmıyorum” diye düşündüm. Ama eğitime çok inandığımdan bu açığımı kapatmak için elimden geldiğince hem burada hem yurt dışında bütün atölyelere, kurslara gittim. Hâlâ gitmeye devam ediyorum.

Dans etmeye devam ediyor musunuz?

Artık etmiyorum maalesef, çok uzun yıllar oldu bırakalı.

Sesiniz de güzel olsa gerek...

Bir oyuncunun olması gerektiği kadar diyeyim. Şarkıcı olamam.

Dans edip şarkı söyleyebileceğiniz bir projenin içinde olma gibi hayaliniz var mı?

Çok. Broadway’de birçok şov izledim. Kendimi orada hayal etmekten hikayenin içine giremediğim şovlar oldu. Burada da öylesini hayal ediyorum açıkçası. Keşke öyle bir şey yapılabilse ve ben de içinde olabilsem.

Tiyatro yapmak ister misiniz?

Dizinin çalışma şartı ve saatleriyle oyunun programını bir arada yürütmek gerçekten çok zor. Bunu başaran arkadaşlarım var, kendilerini çok tebrik ediyorum ama ben bunu yapabileceğimi düşünmüyorum. Çünkü çok stresli bir insanım, bir yere yetişmenin telaşı beni psikolojik olarak çok yıpratır. Kendimi bu stresin içine bile bile sokmam. O yüzden de dizi yaparken oyun yapmam.