Cumartesi Erman Toroğlu giyinmeyi ne zaman öğrenecek?

Erman Toroğlu giyinmeyi ne zaman öğrenecek?

15.04.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Erman Toroğlu giyinmeyi ne zaman öğrenecek

malphan@milliyet.com.tr Gördük mü bu ceketleri? Pek sayılmaz. Geçenlerde yine Lig TV'deki programında insanın "gözünü alıyordu". Siyah-beyaz çizgili bir ceket, içine mavi beyaz çiçekli bir kravat. İnsan merak ediyor; bu adam bu kıyafetleri nereden buluyor? Özel göz ister yani.Geçen hafta Atina'daki Koton, İpekyol ve İnci mağazalarının açılışında Kiğılı markasının sahibi Abdullah Kiğılı ile moda üzerine konuşurken, erkeklerin daha cesur giyindiklerini söyledi. "Yaz koleksiyonunda yeşil elma renginde ceketlere yer verdik" dedi. Yeşil elma diyor, ciddi olabilir mi? Konuşan, Jean Paul Gaultier değil, has mı has Türk erkeklerinin alışveriş ettiği bir markanın sahibi.Kiğılı ekledi: "Hıncal televizyonda Vakko ve Mudo giyer, onun dışında sadece Kiğılı. Mehmet Demirkol Kiğılı, Erman Toroğlu Sarar giyer. Kötü giyiniyor. Onun vücuduna iri çizgili kıyafetler uymaz."Birleşmiş Markalar Derneği Genel Sekreteri Hüseyin Kurtulur, hatanın Sarar'da olmadığını, ortada bir stil sorunu olduğunu söyledi. İşte otoritelerin görüşleri bunlar. Ancak Toroğlu yıllardır bu konuda üç maymunu oynuyor ve canı çektiği gibi giyinmeye devam ediyor. Spor yorumcularının ortak özelliği, "ilginç" kıyafetleri. Onlar, her zaman zevkli olmasa da, belki de erkeklerin en renkli giyinenleri. Hıncal Uluç'a bakın. Rengarenk gömlekler, minik fularlar... Haşmet Babaoğlu keza öyle. Uluç'un, herkesin buram buram terlediği stüdyolarda serin bir yaz akşamı sahilde oturuyormuş gibi omzuna attığı kazaklara ne demeli? Ya Erman Toroğlu? Hatırlasanıza, giydiği tuhaf çizgili ceket yüzünden eleştirilere maruz kalmış ve daha sonra "Bunu ben sizin gözünüze soktum. Tenkit edenler bile bu yaz bu ceketi sırtına geçirecek" demişti. Polis imajını düzeltmek için iki yıl önce "O da bir insan" sloganıyla hazırlanan afişler billboard ve gazete sayfalarını süslemişti. Geçen yıl da Hülya Avşar ve Cem Yılmaz'ın rol aldığı "Biz de İnsanız" adlı reklam filmi yayınlandı. Bu yıl ise Polis Haftası kutlamaları çerçevesinde, boyunlarında kırmızı ve beyaz atkılar taşıyan Emniyet mensupları vatandaşa karanfil dağıttı. Her hafta bir ünlünün sunduğu "Pazar Keyfi" programını biri erkek, diğeri kadın iki polis sundu.Bu yılki imaj çalışmalarının zirveye ulaştığı nokta ise İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın podyuma çıktığı andır. Cerrah, modacı Faruk Saraç'ın düzenlediği, güvenlik kuvvetlerinin Osmanlı'dan bugüne kullandığı kıyafetlerin sergilendiği defilede mankenlik yaptı. Cerrah ile Çağla Şıkel aynı podyumda, düşünsenize. Müzisyen Tina Weymouth şöyle demişti: "Beatles bile imajından kaçmakta zorlandı; onun tuzağına düştü." Cerrah da dikkat etse iyi olur, yoksa posbıyıklı delikanlı imajı çiziliverir. Cerrah'ın imajı tehlikede Rusya Moda Haftası kapsamındaki Arsenicum defilesinde piercing'li modeller dikkat çekti. İnsan vücudu o kadar sıkıcı ki... Renkli tüylerimiz, kuyruğumuz ya da bizi dış etkenlerden koruyan bir kabuğumuz yok. Bu yüzden tarihin başından beri vücudumuzu süslemenin yollarını arıyoruz.Piercing de bunlardan biri. Piercing, Batı'da uzun süre barbarca ve tuhaf gözüyle bakılan vücudu süsleme yöntemlerinden. 1980'lerde punk'ların öncülüğünde dünyaya yayıldı. Akımı benimseyenler kendilerine "Modern İlkeller" diyor. İlkelliğe olan bu özlem şimdilerde Batı kültürünü istila etti. Yerlilerin gözünde Modern İlkeller de emperyalist. Estetik göründüğü için piercing takmak, sembolize ettiklerini bir kenara itip onu anlamsız bir süs eşyası olarak kullandığınızı gösterir. Yine de, yüzyıllardır Batı'ya kültür ve medeniyeti yayan toplum gözüyle bakıldığı düşünülürse, ilkel kültürlere olan bu ilgi takdire değer.Bazıları vücut süslemelerini estetik kaygılarla benimseseler de, birçokları için bunların anlamı çok daha derin ve felsefi. Seda Sayan, Selin Toktay, Nez, Berna Öztürk ve Demet Akalın göbeğine piercing yaptıran ünlülerden. Athena Hakan ise bunu yüzünden eksik etmeyenlerden. Hangileri estetik kaygılar taşıyor, tahmin edin. Modern ilkeller İngiltere'deki prensesler giyinmeyi sonradan öğreniyor. Prenses Diana bir moda ikonuna dönüşmüştü. Oysa bir de eski fotoğraflarına bakın, o saçlara, balon kollu elbiselere, o boynu bükük hallere bakın.Galler Prensi ve tahtın varisi Prens Charles'ın ikinci eşi Cornwall Düşesi Camilla da aynı yollardan geçiyor. İlk ortaya çıktığında modayı yakından takip eden ve çok sevilen selefi Diana ile kıyaslanıyordu. Bunlar acımasız kıyaslamalardı. Ne de olsa Camilla "cadı" kadındı. Diana gibi güzel bir kadın dururken, İngiliz halkı bu giyinmeyi bilmeyen "yamuk yumuk" kadınla Charles'ın ne işi olabileceğini anlamakta zorluk çekiyordu.Şimdi artık sular duruldu. Camilla giyim konusunda kendi adına büyük bir ilerleme kaydetti. Hatta geçtiğimiz aylarda ünlü İngiliz dergisi Tatler, Kate Moss'un başı çektiği dünyanın en iyi giyinen kadınları listesinde Camilla'yı onuncu sıraya oturttu. Yine de basın ve halk Camilla'dan hep daha gösterişli, daha sıra dışı görünmesini istiyor. Ama onu tanıyanlar Cornwall düşesinin son derece sıradan biri olduğunu söylüyor. Aristokrasinin hâlâ geçerliliğini koruduğu bir ülkede zengin üst sınıf bir aileye doğsa bile mütevazı biri işte.Sıradan bir kadından sıra dışı görünmesini beklemek biraz saçma tabii. Oysa Camilla ikinci bir Diana değil, moda saplantısı olmayan bir kadın olmaya çalışıyor. Ve bu da iyi bir şey. Camilla düze çıktı