Cumartesi “Ermenistan’a giren ilk Türk motorcular olmuşuz”

“Ermenistan’a giren ilk Türk motorcular olmuşuz”

31.05.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Tankut Güzel, karısı Seden Güzel ve arkadaşları Levent Çelebi İran, Gürcistan ve Ermenistan’ı dokuz günde motosikletle geçtiler

“Ermenistan’a giren ilk Türk motorcular olmuşuz”

Tankut Güzel, karısı Seden Güzel  ve arkadaşları Levent Çelebi  uzun süredir motosikletle İran-Gürcistan-Ermenistan turu atmayı hayal ediyorlardı. Bu hayal geçenlerde gerçek oldu. Seden Güzel tur fikrini  ortaya attığında tüm çevresi bir kadın için yolların tehlikeli olduğu gerekçesiyle karşı çıkmış. Eski motosiklet şampiyonu babası Hasan Kalaycı hariç.
Üçlüden Tankut Güzel 9-18 Mayıs arasındaki, Üç Kişi Üç Ülke Üç Motosiklet adını taşıyan gezinin ayrıntılarını kulüpleri enduroclub’ın sitesinde yayımlıyor.

Haberin Devamı

Geziye hazırlık sürecinde neler yaptınız?
Karımla iki-üç yıldır buralara gitmeyi düşünüyorduk. Özellikle Ermenistan’a, çünkü oraya Türkiye’den neredeyse hiç turist gitmiyor. Bu ülkeleri kendi gözlerimizle görmek istedik. Rotayı, kullanacağımız yolları, konaklama noktalarını, ne kadar yol kat edeceğimizi belirledik. Ermenistan ile ilgili açık bilgiye bir türlü ulaşamadık, karayolları haritası bile yoktu. Ermeni arkadaşlarımızdan yardım aldık. Öngöremediğimiz şeyler oldu. Örneğin Ermenistan’ın güneyinin zorluğunu yolların ve coğrafi yapının kötü olduğunu bilemedik.

Yolculuğun en zorlu parkuru neresiydi?
 
Ankara’dan Erzurum’a kadar yaptığımız tren yolculuğu. Motorları trene yüklemek çok zordu. Ayrıca tren rötar yaptı, Erzurum’a çok geç vardık. Ondan sonra Doğubayazıt’a devam ettik. Yaklaşık 300 km’lik, çok zor şartlarda bir yolculuk oldu. Gece vakti eksi 3 derecede, kar-yağmur-çamur altında gittik. 

“Taksici bizi kesecek diye endişelendik”

En eğlenceli zamanı nerede geçirdiniz?
 
İran kısmı çok zevkliydi. Kuzeyde yaşayan Azerilerle gezi boyunca Türkçe konuştuk. İran’da insanlar bizi selamladı, arabalar selektör yaptı. Azeriler yediğimiz içtiğimiz şeylerden hiç para almak istemediler. 

Başınızdan geçen ilginç bir olay var mı?
 
Ermenistan’ın eski bir Sovyet devleti olduğunu ve bürokratik işlemlerin çok uzun sürdüğünü düşünemedik. Saat iki civarında İran gümrüğünden çıkıp Ermenistan gümrüğüne geldik. Rus askerleriyle karşılaştık. Kara kaşlı, kara gözlü insanların yaşadığı dağlık bir alanda mavi gözlü beyaz tenli Rus askerleri vardı. Bir güvenlik anlaşması varmış, Rus askerleri Ermeni sınırını koruyormuş. Ülkeye giren ilk Türk motorcularmışız, bu yüzden gümrük işleri iyice uzadı. Akşam 6’da gümrükten çıktık. O gün 400 km gidip Erivan’a ulaşmayı planlamıştık. Ama yağmurdan ötürü ancak 150 km. yol alabildik. Konaklayacağımız yer Azerbaycan ile olan uyuşmazlığın merkezi olan Dağlık Karabağ’ın Goris şehriydi. Köye benziyordu, gece lambası bile yoktu. Birkaç otel gördük ama güvenilir gelmedi. Şansımıza bir taksici bizi bir otele götürmeyi teklif etti. Issız yollardan geçtik, adam bizi kesmeye mi götürüyor diye endişelenmedik değil. Almanya’da yaşamış bir Ermeni’nin geri dönüp kendi şehrinde yaptığı çok güzel bir butik otele geldik. Tam bir sürpriz oldu.

Nazara karşı çimdikler
Seden Güzel
Kadın olarak özel bir sıkıntı çekmedim. Ama iki erkekle yol yaptığım için yapmak istediklerimiz çatıştı. Toplu seyahatlerde kadınların ve erkeklerin ilgi alanları farklıdır. Bir mağaza bakmak istediğimde en çok kocam karşı çıkıyordu. Ayrıca yolda giderken kocam en öndeyse Levent en arkada duruyor beni ortaya alıyorlardı. Bir koruma durumu vardı.
Beni kaskla görenler ufak tefek bir erkek sanıyordu, kaskı çıkarınca çok şaşırıyordu. Ermenistan’da kaldığımız otelde İranlı bir aile vardı. Otelde bir grup Alman turistle konuşuyorduk. O Alman grubun içinde Ermeni bir Türk varmış. Onunla Türkçe konuşmaya başladık. Meğer İranlı aile de Türkçe biliyormuş. İranlı kadın bana öyle bir ilgi gösterdi ki popomu çimdikleye çimdikleye bir hal oldu. “Yanlış anlama, nazar değmesin” diye yapıyorum dedi. Koluma girdi, fotoğraf çektirdi. En çok ilgiyi ondan gördüm.
Oğullarımı bırakıp gezmek en zoruydu. Küçük oğlum 4 yaşında, bana en çok düşkün olduğu dönem. Üstelik hem babası hem annesi gidiyor. Gittiğimiz her yerden telefonlaştık. Yatmıyormuş yatağa! Ben onu telkinle yatırıyordum.