Cumartesi "Facebook" mudur nedir...

"Facebook" mudur nedir...

20.10.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Şu kadar arkadaşı varmış, Jude Law kankisiymiş, aman ne mühim... Bana arkadaşını söyle, kim olduğun güme gitsin! Bir tür "hamili kart yakinimdir"...

Facebook mudur nedir...

www.ilhanuckan.com Faks: (0212) 505 63 88 Bilmem kimin şu kadar arkadaşı varmış, Jude Law kankisiymiş, aman da ne mühimmiş... Bana arkadaşını söyle de kim olduğun güme gitsin! Bir tür "Hamili kart yakinimdir" yani... Söyler misiniz, çok mu yalnızsınız? Millet sevgili bulmak için kurslara yazılır, iş değiştirir, çeşitli gruplara üye olur ya hani, işte yalnız insanların yeni vitrini "facebook"!İtiraz edenim olacaktır ama bana ne.Ya da kime ne? Yani, benim ne gün ne ruh halinde olduğumdan, hangi gün hangi saatte kiminle nerede buluşacağımdan, hangi seyahatteydim, ne yaptım, ne gördüm, ıvırı zıvırı... Bunlardan kime ne? Canlı yayın teşhirciliği!Toplu bir "Bizi Lütfen Gözetleyin" histerisi! "15 dakikalık ünlülüğü" sündürüp durma eziyeti. İşte Bilirkişi olarak yazıyorum: Ha, iyi tarafları yok mu bu sanal sosyalleşme komasının?Var. Sevgiliniz bir sosyal şebecikse, sosyal şebekelerde aidiyet peşinde koşuyorsa, ait olma-yer bulma zaafı varsa terk edin. Ona sahip olamazsınız. Bir başka yararı da "hayır" demeyi öğrenebilmeniz. "Hayır, seninle arkadaş olmak istemiyorum!" demek iç sıkıcı bir reddetme halidir. Bir dersiniz, iki dersiniz, "ignore" etmekten dejenere olur rahatlarsınız. "Hayır" demek kolay gelmeye başlar, karakterli olur simbiyotik toplaşmalardan uzak durursunuz.Bugünkü yazımın ana fikri şu:Birilerinin elinin altında, bir tık ötesinde ya da gözünün önündesiniz diye kazançlı duruma geçemezsiniz, tam tersine kolay ulaşılabilir olmanın banalliğinde "kendi"nizden olup eksi puanları haneye eklemekten yorgun düşersiniz.Bu kadar "kolay" olmamak lazım, oyunun kuralı bu... İyi oyunlar herkese... Abonesi ol, sosyalleşme komasına gir: www.facebook.com! "Facebook" internette yeni bir dönemi simgeliyor. İnsanlar mahremiyetlerine düşkünken, sanal kimliklerle anonimliklerini garantilemek isterlerken, birdenbire açılıp saçılarak, her daim erişilebilir olarak anonimanın dibine vurmaya başladılar. Belki de "sanal" kimlikleri "kendilerini" yuttu! "Avatarlarına" dönüştüler... Kadın: Facebook'ta tam 253 arkadaşım var! Erkek: İnsanın o kadar arkadaşı olmaz!* * *Erkek: İnternette bir sürü gruba üyeyim...Kadın: O zaman bendeki üyeliğini iptal ediyorum! Kılavuz Karga Oyunu! Kerem Alışık üzdü beni vallahi. Bu adam tam bir duygusal tuzak kadınların hayatında. Bayram ziyareti sebebiyle kameralar toplaştık, toplaştık, toplaştık olarak anneciğine el öpmeye gidiyor. Ama hay Allah ki konu yatılı okulda okumasının bitmeyen acısına gelip dayanıyor! Annesi Çolpan İlhan "Kerem biraz abarttı bu meseleyi ama..." diyor ama anlatırken öğreniyoruz ki Kerem Alışık yatılı okula gönderildiğinde daha yedi yaşında bile değilmiş! Nasıl yani? Öptüm gözlerinden Kerem'i, bakın beni bile etkiledi bu çocuğun dramı. Öptüm sizi Erkek Köşesi! Hani ürün mankenleri vardır ya... Bir fuara gidersiniz, mesela otomobil fuarı, gıcır gıcır arabaların yanında mankenler vardır, bunlar direksiyonun başına oturmaya kalkışırken mini etekleri açılır filan... Basit hayvani mantığınızı dürten bu ürün mankenleri ne işe yarar? Şu işe: "Bu arabayı al, yanına böyle bir kızı da alırsın! Bu kızın arabaya binerken eteği açılınca gözlerini diken etraftaki abazanlara bakar, rahatlarsın!" İnternette, hatta gerçek hayatta da ünlü isimleri listenize eklemek bence bu işe yarar. "Ürünü" yani kendinizi pazarlamaya... Draje misali kendi acılığınızı çikolatayla kaplar millete yutturursunuz. İnternette kendinizi nasıl pazarlarsınız? ÇEKİNMEYİN, SORUN! DAHA İYİSİNİ BİLENİNİZ VARSA DA ANLATSIN! Merhaba İlhan Uçkan. Kitabınız "Kadınları Kullanma Kılavuzu"nu okumaktayım. Eğlenceli buluyorum. Ayrıca pek gerçekçi buluyorum. Ben erkek olarak bu kitapta yazılanların çoğunu uygulanabilir buldum. Kılavuzunuz resmen işe yarıyor! Çok merak ediyorum, bu kitabı ciddiyet ile mi yazdınız? Yani bu kitabı yazmamış olsaydınız, sizin sevgiliniz size karşı aynı hamleleri başarı ile kullanabilir miydi? Eğer cevabınız evet ise size ayrı bir soru soracağım: Böyle bir kitabı neden yazdınız? Kendi cinsinizin zayıf ve güçlü hamlelerini niçin deşifre ettiniz? Cevaplarınızı merakla bekliyorum. Saygılarla... "'Kadınları Kullanma Kılavuzu' resmen işe yarıyor!" * * *Çok şekersiniz... Kitabı tabii ki ciddiyetle yazdım. Sevgilim bana bu taktikleri uygulayamasın diye kitap yazar mıyım hiç! Bu pek egosantrik olurdu doğrusu. Neden yazdığıma gelince; "Erkekleri Kullanma Kılavuzu"nu yazdıktan sonra oyunu eşitlemek adına erkekler için de yazmak şarttı. Tabii bir de hep aynı klişe yaklaşımların bile içinde boğula boğula ilişki yaşayamayan onca insanı düşününce... Durumun ne kadar ortak olduğunu ve ilişki diye tanımlanan şeyin öyle başa çıkılamayacak bir mesele değil de, kafayı kullanınca nasıl da basit bir matematik olduğunu göstermek adına yazdım. Oyun teorisinin pratik hayattaki yararları... Bir adım öteye gidelim artık ilişkilerimizde. Aşk filmi gibi drama tadında ilişkiler yaşamaktan bıkmadı mı millet? Ya, işte yazma sebeplerimden bazıları... Keyfini çıkarın.