haftanın arzulananı

Bakın olay aynen şöyle gelişiyor: New York yerlisi ünlü tasarımcı Narciso Rodriguez, New York'tan Los Angeles'e geliyor. Ve onun arkadaşı, daha çok hayranı dünya fıstığı Rene Russo, onun adına bir davet veriyor. Bunun için Los Angeles'taki Barney Greengrass'ın terasını kapatıyor ve bir güzel süslüyor. Yüzlerce mum ve birçok seçkin konuk (şov dünyasından tabii, aralarında Rene Russo veya Rodriguez'in çocukluk arkadaşları falan olduğunu hiç sanmıyorum). Kadınların tamamı Rodriguez koleksiyonundaki parçalardan giyiyor ve son çıkardığı minimal koleksiyonun havasını yansıtmak için terasın tüm camları çikolata rengi kumaşlarla kaplanıyor.
Rene Russo der ki, "Onun elbiselerine niye bayılıyorum biliyor musunuz? Hem çok klaslar hem de önüme geçmiyorlar; bir de sanki bir başka zamanın elbisesi gibi, sanki Jackie Onassis'in giydikleri gibi!" (Tabii aslında hava olarak Jackie Onassis'in elbiselerinden çok farklı ve eğer mutlaka bir başka zamandan benzetme yapılacaksa bu art nouveau veya art deco -minimalleştirilmiş hali- zamanına ait olmalıydı ama hadi neyse.) Evcilik oynuyorlar sanki...
Keşke herkes kendi işini yapsa ve hayat bu kadar basit olsa, yani Rene film yapsa, biz beğensek ve Rodriguez de defilesinden sonra çok güzel elbise yaptı diye fotoğraflansa. Ama iş bu ki böyle davetler ortadan kalksa hepimiz aç kalırız.

Yarı değerli rengarenk taşlarla tasarlanmış bu küpelerin Abdi İpekçi'deki Kafkas'ta pek çok çeşidi var. Kapalıçarşı'da, Bedesten'de de gezip benzerlerini bulabilirsiniz.

Michael Kors'un Michael adlı parfümü inanılmaz ve dayanılmaz!