Hamam var ya, çok sıcak bir yer!

Bu arada geçen hafta 40 saatliğine sular kesildi mi? Kesildi! Tam da ilerleme raporu açıklandığı esnada sular da geldi. Meğer haberlerde falan söylemişler, kesilecek demişler ama haber izleyen bir kimse değilim ki bileyim; dizi aralarında da anons vermemişler işte, alttan yazı da geçmemişler, öylece susuz kaldım mı? Kaldım! İlerleme raporu falan bahane; İstanbula yağmur yağdı, en az 400 su baskını var, metro zorlandı, tramvay iptal, deniz otobüsü seferleri aksadı vesaire, vesaire... Kendimi tabii acilen suları akmakta olan bir arkadaşın evine attım. Röportajım var öğleden sonra, susuz bir evden çıkıp katiyen gidemem. Zaten suyu akmayan eve de giremem. Ne yapsın Şebnem sulu bir evi var diye, oturuyor benimle; Derya aradı. Onlar konuşurken ben de çantamda her ne halt arıyorsam, a aa, bir baktım ta Cem Mumcunun "Makber" kitabı tanıtım gecesinden kalma bir davetiye. Nereye? Çemberlitaş Hamamına. Bir heyecan, bir heyecan "Söyle Deryaya, Senemi de arayalım, bu gece hep birlikte hamama gidelim. Gece yarısına kadar açıkmış. Hadi hadi"ledim.Olacak şey değil, dört kadın dört dakkada bir yere gitmeye karar versinler ve konuşulan saatte de firesiz mülaki olsunlar. Olduk!Gerçi kararı dört dakkada verdik ama yine de telefon trafiği dört saat sürdü. Hamama ne götürülür? Tas da satın alacak mıyız? Bu işin bir olmazsa olmazı var mı? Kese mi? Kesecilerin kesesi yok mu? Keseci var hamamda ama, değil mi? Bikini mi götürsek yanımızda? Sıcakta erimesin bikininin lastikleri? Sıcakta biz erimeyiz, değil mi? Gazoz mu içilir hamamda illa ki? "Ayılana limon, bayılana gazoz" hikayesi, öyle mi? Şu dolma olayına da girsek mi acaba? Abi böyle yaprak sarmalar falan, hımmm, iyi de olurdu vallahi. Ya votka, bira bir şeyler alalım mı yanımıza? Ha orada içilmez di mi, çok sıcaktır orası şimdi? İnternetten araştırma bile yaptık. Aman karıştırmayalım neresi Soğukluk, neresi Sıcaklık, Soyunmalık, Camekan diye fotoğraflara bile baktık. O sedef kakmalı nalınları görünce, ulan nasıl yürünür bunların üstünde, terlik götürelim mutlaka.Adetmiş hamamdan çıkınca gülsuyu sürülürmüş ama kendi parfümümüzü sıksak, bize kızacak değiller ya...Hamama rezervasyon yaptırılır mı acaba? E bir arayalım bari... Ki hakikaten arayıp rezervasyon lazım mı diye de sorduk ya, az sonra birkaç deli geliyor diye namımız yürümüştür herhalde hamamda. Dört kadın dört dakkada... Derya arabayla hepimizi topladı. Saat 21.30 civarı yola çıktık efendim. "Bak" dedim sevgilime, saat 24.00te kapanıyor bu hamam. Eğer o saate kadar bizden bir haber çıkmamışsa, sevgililer takımı olarak toplaşın, gelip bizi kurtarın."Bu arada sevgililerden biri "hamam" denince, sen onu Hammam anla, hani şu kulüp olan Hammam. Dört kadın dans edip cozutacağız diye hafiften kıskançlık arızası koy, ta ki kapıdan uğurlarken eldeki koca çantayı görüp "Bunda ne var?" diye sorup da geleneksel Türk hamamına ayıncaya kadar...Neyse biz tüm engelleri aşmışız, artık yoldayız. Fakat bu Çemberlitaş Hamamı nerede? Salak olduğumuz için direkt Çemberlitaşa gitmeyip, şuralarda bir hamam vardı diye, kendimizi Cağaloğlu Hamamında bulduk. Orası kapalıydı. Sonuçta Çemberlitaş Hamamına girdik mi? Girdik!Kızlar para pazarlığı bile yaptılar, kırk yıllık hamam müdavimleri gibi. Ben davetiyeyi uzattım. Peki gişedeki adam ne dedi, dersiniz?- Cem Mumcu da burda.Eee? Kendisinden bahsettiğime bakmayın. Hayatta bir kere bile gördüğüm, karşılaştığım bir kişi değil. Ben kitap tanıtımına da gitmedim. Hamam davetiyesini gönderdiler bana. Yani "Çağırın bir yol, peştamalla gelsin, şurada gazoz içelim" desem... Olmayacak! Hamama mı, Hammama mı? Neyse girdik hamama. Şunu söylemem şart: Bu hamam hakikaten çok sıcak bir yer! Başka da bir şey söyleyemem zaten. Çemberlitaş Hamamının işletmecisi de söylemiş: "Hamam seksi bir yer. Işık huzmeleri, sıcak, çıplaklık. " Erotik şeyler yazınca kızıyorsunuz ya bana. E hamam da, nesini anlatayım, erotik bir şey de olmadı ama erotik okuyana erotik gelecek şimdi, o bakımdan... Geçelim bir kalem!Bir tek şu var. Benim keseci kadın, aklımdan geçeni okurmuş gibi, tam da ben içimden "Nerde Adile Naşitli, şarkılı türkülü, atışmalı, kavgalı hamamlar. Ah o eski filmler, eski hamamlar. Ne eski tas, ne eski hamam" derken... Patlattı mı bir Ferdi Özbeğen! İyi ki yanımızda terlik götürmüşüz. Şu sedef kakmalı tahta nalınların yerini plastik terlikler almış, çok çirkinler. Ve akşamın geç bir saati diye olabilir, hamamda şöyle kolay doğursun diye geniş kalçalı, ince belli, sırtı benli bir kız arayan oğlan anaları da göremedik. Ama... Aslında eski tas eski hamam işte. Bu yazı perşembe günü yazılıyor. Şu anda İstanbulu sular seller götürüyor ve yine evde sular akmıyor. İlerleme raporunu herkesler pek beğendi fakat biz ne kadar ilerledik şüpheli. Hamam sefası iyi de, sabah-akşam duş almaya da hamama gidilmez ki! Ah eski filmler, eski hamamlar Güzel yazı dersi mi ne, 4üncü sınıfların bir ders kitabında, alfabedeki 29 harfin yanı sıra "q, w, x" harflerinin de olması ortalığı karıştırdı, "Aman efendim kanuna aykırı bu" diye bir dolu laf edildi. Gammazlamak gibi olmasın, sadece ilkokul 4üncü sınıfların ders kitabında değil, bütün ders kitaplarındaki alfabeler kanuna aykırı ve hatta bütün sözlükler, yazım kılavuzları da kanuna aykırı. Zira 1.11.1928 gün ve 1353 sayılı kanunla tespit ve kabul edilen Türk alfabesinin 11inci harfi "i". Oysa tüm ders kitaplarında ve sözlüklerde vesaire önce "ı" gelir, biliyorsunuz. Her yerde "i" 12nci harftir. Yani ne oluyor? Hepsi kanuna aykırı oluyor. Hadi bakalım, yasal işlem başlatın! A ha buradan ihbar ediyorum Cilt bakımında ne yapıyorlar. Basıyorlar buharı suratınıza, hooop yıkıyorlar. Budur. E hamamda ne yapıyorlar? Basıyorlar buharı, hoop yıkıyorlar. hem de önce kese falan yapıyorlar. Geçenlerde cilt bakımına yarı maaşı bayıldım da, hamamı görünce depresyona girdim. Hamam usulünü de öğrendik hazır, şimdi mani zamanı. Bundan böyle ayda bir gün hamamdayım. tubakyol@yahoo.com manik depresif köşe