Cumartesi Her aşkın kendine has kokusu ve yemeği vardır

Her aşkın kendine has kokusu ve yemeği vardır

10.01.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Her aşkın kendine has kokusu ve yemeği vardır

Her aşkın kendine has kokusu ve yemeği vardır



Aşk ve yemek hep el ele yürür... Nereye belli değil! Belki de birlikte uzun arzu yolunu aşındırıyorlardır!"
Bu cümleyi, yüzyıllardır kendi kendine yaratmayı beceremeyenler için neşe, aşk sözcükleri dağıtan ünlü çikolatalardan birinin yaldızlı kağıdında okumuştum. Bu mesajlar ne kadar banal olursa olsun her zaman insanın yüzünde tatlı bir gülümseme bırakıyor!
Her aşk hikayesinin kendi kokusu ve kendi "yemeği" vardır, hiç fark ettiniz mi? Biten aşk hikayelerinin acı hatıraları bile, bazen insanın boğazına düğümlenip, bir türlü boğazdan geçmek bilmeyen lokmaları andırıyor. Hayır, hayır; sizi bu senenin ilk yazısında bitmiş aşk hikayelerinden bahsederek hüzünlendirmek istemiyorum. Yanlış anlamayın. Hem her aşk hikayesi hüzün ve hüsranla bitmiyor! Mesela Esin'inkiler hep farklı şekilllerde sonuçlanıyor!
Esin çok güzel bir kadın. Sadece güzellik genel ilkelerine uyduğundan değil ama içinde de öylesine güzel ki... Yaratıcı, cömert, neşeli, inanılmayacak kadar doğal ve açık yürekli... Kadınlardaki bu özellikler, teoride erkekler tarafından hep göklere çıkarılıp, beğeni kazanırlar ama pratiğe gelindiğinde rahatlıkla görmezden gelinebilirler. Çünkü -tabii ki- bu özelliklere sahip bir kadın aşık olacağı ve seveceği bir adamın da aynı özelliklere sahip olmasını isteyecektir!
Evet, Esin'e dönelim... Onun aşkları hiçbir zaman çok uzun sürmezdi ve hep teatral bir şekilde sonuçlanırdı! Ve ben istemeden de olsa bunlardan birine şahit oldum.
Taksi ücretini ödemem gerektiğinde cüzdanımı almadan çıktığımı fark etmiştim. O zamanlar cep telefonu almamaya inat ettiğimden, biraz düşündükten ve yerimi belirledikten sonra, Bebek yakınlarında oturan Esin'den yardım isteyebileceğime karar verdim. Onu evde bulacağımı umarak taksi şoföründen bir süre beklemesini rica ettim ve Esin'in kapısına doğru harekete geçtim. Daha oradayken garip bir şeyler olduğunu fark ettim... Onun birinci kattaki dairesine çıkan merdivenleri koşarcasına tırmandım. Bağırtılar ve tabak çanak şangırtıları komşuların dikkatini epeyce çekmiş olacak, endişeli ve biraz da eğlenir bir ifadeyle evin önünde toplanmışlardı. "Ne oluyor?" diye sordum. Kimse cevap vermedi. Sesimi iyice yükselterek sorumu yineledim. "Bilmiyoruz ki... Yaklaşık bir saattir bağırıyor." "Ne diyorsunuz? Kapıyı çalmayı denemediniz mi?" Ve her zaman böyle durumlarda olduğu gibi, "Hayır" diye bir ses duyuldu. Meraktan ölseler "rahatsız etmek" istemezler...
Kendimi zile doğru zor attım ve "Esiiiiiiiiiiin!" diye avazım çıktığı kadar bağırırken tüm kuvvetimle bastım. Bir
anda bağırtılar kesildi ve bu boşluktan yararlanıp, hatta üç tırnağımı kırarak zile daha kuvvetli bastım. Bir taraftan da "Esiiiiiiin hemen şu kapıyı aç. Ben geldim!" diye bağırıyordum.
Bana hemen kapıyı açtı. Karşısında öylece durmuş, onu seyreden şaşkın komşuları görünce yüzünde çok eğlenmiş bir ifade yakaladığımı eklersem abartmış olmam.
Bana "Ciao Donatella. Ne raslantı. Buralarda ne yapıyorsun?" derken, bir taraftan da beni kolumdan tutarak içeriye doğru sürüklüyordu. Onun Boğaz'ın en güzel koylarından birine bakan mutfağı kırık bardak ve tabaklarla işgal edilmiş gibiydi... Bir sandalyeye oturdu, başını elleri arasına aldı ve bir çocuk gibi ağlamaya başladı. Kızıl gür saçlarını sevdim. Esin'i kucaklarken "O nerede?" diye sordum. "Dün akşam gitti... Beni bıraktı" dedi hıçkırarak.
İki torba çöp topladığımız mutfağını çaresizlik ve yalnızlıkla birlikte temizledik... Ve Fred Buongusto'yu bile kıskandıracak güneşin batışını seyrederek, onun mucizevi bir şekilde kargaşadan hayatını kurtarabilmeyi başarmış nefis kahve tatlı pudingini yiyip sohbet etmeye başladık... n

Kahve tatlı puding
Malzemeler: 6 fincan sert kahve (klasik İtalyan espresso kahvesi tercih edilebilir),
4 yumurta sarısı, 150 gr. şeker, 30 gr. un,
400 gr. sıcak süt.
Hazırlanışı: Yoğun ve homojen bir krema haline gelinceye kadar 4 yumurta sarısını ve 6 fincan sert kahveyi normal ateşte şeker ve unla karıştırın. Sıcak sütü azar azar eklerken
10 dakika boyunca karıştırmayı sakın ihmal etmeyin... Basit ve çok lezzetli... Kristal kaplarda sıcak veya vanilyalı bisküvi eşliğinde bir bardak konyakla beraber soğuk olarak iştahla yiyebilirsiniz. Herkese afiyet olsun!