Cumartesi “Her dilde başka bir Sena’yım”

“Her dilde başka bir Sena’yım”

16.06.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Sena Şener, yakında İngilizce şarkılarını paylaşmaya başlayacak. Başka bir dilde yazmak üzerine yorumu ise şöyle: “Ne kadar çok dil konuşuyorsanız o kadar çok karakter vardır içinizde. Ben de Türkçede başka, İngilizcede başka bir Sena’yım”

“Her dilde başka bir Sena’yım”

“Her dilde başka bir Sena’yım”
Sena Şener, Mahmut Orhan’la düetleri “Feel”le dünyaya açılmıştı, sözü müziği kendisine ait “Bak Bana”, “Sevmemeliyiz” ve “Dostum Değil Uykular”ın aralarında olduğu single çalışmalarıyla da hatrı sayılır bir dinleyici kitlesine ulaştı. Şener şimde yaz boyunca Türkiye’nin dört bir yanında turnelerde, gençlik festivallerinde sahne alacak. Perşembe Samsun Gençlik Festivali’yle başlayacak olan konser serisinde, Kuşadası Gençlik Festivali, Yalova Müzik Festivali ve Trakya Festivali gibi pek çok durak olacak.

Haberin Devamı

- Müzik nasıl girdi kanınıza?

Müziksiz olduğum bir dönemi hatırlamıyorum. 9 yaşımda müzik yapmaya başladım, kendi kendime gitar öğrendim. 11 yaşımdan beri şarkı yazıyorum, paylaşıyorum. Single’larımı çıkarmaya başladıktan sonra şarkılarımın prodüktörlüğünü de kendim yapmaya başladım.

- Şarkılarınızın çok melankolik bir havası var...

Günlük hayatımda neşeli biriyim. Sanırım o neşe kendime kapandığımda yerini melankoliye bırakıyor ve mutsuz tarafımı şarkılara yansıtıyorum. Çok gözlemciyim. Bazı şeylerden çok etkilendiğimi ancak onu şarkıya döktüğüm zaman fark ediyorum. Gerçekten bir duygu boşalımı, bir katarsis benim için…

- İngilizce de yazıyorsunuz.

Ne kadar çok dil konuşuyorsanız o kadar çok karakter vardır içinizde. Ben de Türkçede başka bir Sena, İngilizcede başka bir Sena’yım. Türkçe yazan Sena daha duyarlı, hassas ve sakin ama İngilizce şarkılarda daha agresif. Eylülde Türkçe albümüm çıkacak. Hepsi benim şarkılarım. Ondan sonra biraz daha alternatif, blues-rock İngilizce şarkılarımı paylaşmayı düşünüyorum.

Haberin Devamı

- Popüler kültürle otantik olanı kıyaslamışsınız sosyal medyada. Popüler kültür ne ifade ediyor size?

Popüler kültür tembel ve hantal bir insan benim için. Önüne ne koyulursa yiyen, arkasını dönse daha çok sevebilecekleri varken hazıra konan… Şöyle ki, otantikten beslenen bir popüler kültür var, fakat sanki otantikten farklı, paralel bir şeymiş gibi yansıtılıyor. “Popüler” aslında bir tarz değil. Herkesin var olabileceği bir alan, farklı bir yolmuş gibi davranılmasını saçma buluyorum. Benim yaptığım müzik neden alternatif, neye alternatif mesela?

- Amerika ve Kanada’dan teklifler almışsınız...

İsterse en ünlü prodüktör gelsin, beni anlamadığı sürece birlikte güzel bir iş çıkarmamız zor. O yüzden bunun organik bir süreç izlemesi gerektiğini düşünüyorum. Amacım İngilizce bir albüm çıkarmak. Yurtdışından da dinleyici kitlem olsun istiyorum. Kendime koyduğum hedef London Scala Sahnesi’ne çıkmak ve orayı doldurmak…

“Aşkı çözmeye çalıştım”

- O aşk şarkıları nasıl çıkıyor?

Her şeyi hem yaşamadım hem yaşadım. Belki sonuna kadar yaşamadım ama hayal ettim yaşadım, empati yaptım. Benim bana zarar veren bir empati duygum var, bir hastalık durumunda... Sürekli “Nasıl hissettirirdi?” sorusunu soruyorum. Ben hiç aşık olmadım ama aşkı anlamaya ve aşkın yokluğunu anlamaya harcadım insanların aşık olup şımartılmayı beklediği, şımartmayı istedikleri zamanı... Aşkı çözmeye çalıştım diyebilirim. Bir de her şey çok katmanlı, ayrılık sadece iki kişi arasındaki aşkın yokluğu değil. O yüzden yazabiliyorum.

Haberin Devamı

“Yapaylık azaldı”

- Nostaljik bir yanınız var mı?

Bence insan zamansız olmalı. 2000’lerde ‘70’leri, ‘80’leri de yaşayabilirsiniz, tamamen vizyonunuzla alakalı. Ama tabii ki yetmişlerin müzikal anlamda bize kattığı çok şey var. Yetmişlerden kalan şarkıları çok seviyorum.

- Sizin gibi başarılı genç müzisyenlerin sayısı artıyor...

Alternatif diye adlandırılan müziğin yükselişiyle birlikte gençlerin internet üzerinde kendilerini tanıtabilme imkanları arttı ve insanların müzik dinleme kültürü değişti. İnsanlar “Benim dinlediğimi kimse dinlemesin”i aramaya başladı ve olumlu anlamda bir çabaya neden oldu bu. Bir de mesela bir şarkıcı gider şarkı yazarından şarkı satın alırdı, o dönem bitti bence. Herkes ya kendi yazdığını paylaşıyor ya da cover yapıyor artık. O yapaylık azaldı, o samimiyet de hissediliyor. Şirketler de üreten insanın değerinin farkına vardı. Gençlerin kendilerine platform bulduğu, “Sen gençsin, yapamazsın”lardan kurtulduklarını görüyoruz son 4-5 yıldır.

Yazarlar