Cumartesi Hızlı tren kazasına Sakin anma

Hızlı tren kazasına Sakin anma

12.07.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Pamukova’daki hızlı tren kazasının dördüncü yıldönümünde çiçeği burnunda rock grubu Sakin bir konser veriyor. Grubun martta çıkan albümündeki “Denek Hayatım” adlı şarkı da bu kazaya gönderme yapıyor

Hızlı tren kazasına Sakin anma

Pamukova’da 22 Temmuz 2004’te meydana gelen ve 42 kişinin ölümüyle sonuçlanan hızlı tren kazasını belki çoğumuz unuttu gitti. Ama rock’ın yükselen genç gruplarından Sakin, 26 Temmuz’da vereceği konserle unutanlara olayı hatırlatacak. Grubun iki hafta içinde çıkacak olan ilk klibi de yine tren kazasının anlatıldığı “Denek Hayatım” adlı parçaya çekildi.
Grubun elemanları Onur Özdemir (vokal / gitar), Özdemir Dereli (gitar / vokal), Cenker Kökten (bas) ve Soner Özışık (davul/vokal) kendi içlerinde rahatsızlık duydukları şeyleri dile getirdikleri için dışarıdan bakıldığında politik olarak algılandıklarını ama politik olmak gibi bir kaygı taşımadıklarını söylüyor: “Tabii güle oynaya yaşanmıyor hayat. Rahatsız olduğumuz şeyleri anlatmak istiyoruz ve anlatıyoruz.”

Şarkı sözlerinizin altında farklı anlamlar bulmak mümkün. Bir şarkınızda Pamukova’daki hızlı tren kazasından bahsediyorsunuz. Bildiğim için söylüyorum, yoksa şarkıda “Pamukova tren kazası” gibi bir söz geçmiyor. Diğer şarkılarınızda da böyle anlamlar gizli mi?
Soner Özışık: Şarkı isimlerinde ve şarkılarda bazı göndermeler oluyor ama bunlar şarkıyı tek başına anlamlandıracak şeyler değil. Şarkılar onun dışında çok daha genel şeyler anlatmaya çalışıyor.
Onur Özdemir: Pamukova hikayesi “Denek Hayatım” adlı şarkımızda anlattığımız tema. Ama o şarkıda esas anlattığımız, tren kazasının çok daha ötesinde, genel olarak bu ülkede denek olarak kullanılan birçok mecra olduğu. Biraz sorgulayıp baktığında hiç de normal olmayan ama normalleştirilmiş ve denek yerine konduğun belli hayat formlarına da değiniyor bu şarkı. Şarkının klibi de iki haftaya kadar çıkacak. 22 Temmuz bu tren kazasının dördüncü yıldönümü ve 26 Temmuz’da bununla ilgili bir konser vereceğiz. 

“Şarkılarımız kulaktan kulağa yayıldı”

Türkiye’de değinebileceğiniz birçok sosyal olay varken neden bu tren kazası hakkında bir şarkı yapmayı tercih ettiniz?
Onur Ö.: Bir ajandamız yok. O an ne hissediyorsak oradan bir şarkı çıkıyor. Benim için önem sırasında belki İtalyan gelin Pippa Bacca olayı çok daha üsttedir... Ama dişe dokunur bir şey söylediğini fark ettiğin anda bir şarkıyı yapmak her zaman daha iyi sonuç veriyor. Kendine bir ajanda koyup “Bunun hakkında şarkı yazmalıyım” demek ise politik propaganda oluyor. Ki biz ne politikacı ne de gazeteciyiz. 

Myspace’te şarkılarınız 240 bin kere dinlendi. Bu yeni bir grup için çok yüksek bir rakam. Nasıl oldu, insanlar birbirine mi tavsiye etti, yoksa internette bir çalışma mı yaptınız?
Özdemir Dereli: Sadece şarkıları yükledik.
Onur Ö.: 2005-2006’da Myspace üzerinden yapılabilecek fazla bir halkla ilişkiler faaliyeti yoktu zaten. Kulaktan kulağa yayıldı. Toplam dinlenme sayısı 100 bini geçtikten sonra Myspace partisi yaptık. Belki bu, Myspace ve Sakin bağlantısını artırmış olabilir.
Cenker Kökten: Hatta eminim insanlar albümden çok Myspace’ten dinliyordur bizim parçaları. İkinci albümümüz öncesinde parçaları yine Myspace’e koyup oradan dinletmeyi düşünüyoruz.
Onur Ö.: Kendi sitemizden daha sık güncellediğimiz bir yer Myspace.

“İzleyenler sakin olmadığımızı bilir”

Adınız gibi sakin misiniz?
Onur Ö.: 1999’da grubu kurduğumuz dönemde, Beyoğlu’nda Pendor diye bir mekan vardı. Hard rock, punk tarzı şeyler çalardı. O günlerdeki pek çok bar gibi gürültülü bir yerdi. Biz kendimizi o trendden ayırmak istedik. Sakin adını da ironi olarak görüyorduk. Bizi izleyenler sakin olmadığımızı bal gibi biliyor. Bizim sakinliğimiz olgun, ince, naif, düşünceli olma anlamına geliyor. Köşeli olmanın tam tersi gibi. Yoksa çok kanlı canlıyız. 

Albümünüz Mor ve Ötesi’nin plak şirketi Rakun’dan çıktı. Başka bir şirkette olsaydınız bu kadar desteklenir miydiniz?
Özdemir D.: Bize güzel bir destek verdiler ama bilemiyorum... Başka bir şirkette daha iyi bir destek de görebilirdik belki. Bunu çok net söyleyebileceğimi zannetmiyorum.
Cenker K.: Rakun kafa yapısı, hayata bakış, müzikteki duruş. vs olarak bize diğer şirketlerden çok daha yakın geliyordu. Rakun’da ise yapmak istediğimiz müziği anlıyor ve bununla ilgili fikirlerini söylüyorlar. İyi anlaşıyoruz. Ufak tefek sorunlar olabiliyor ama daha iyi anlaşabileceğimiz bir şirket olacağını düşünmüyorum.

“Hayat” adlı ilk albümünüz martta çıktı ama bunun öncesinde beş yıllık bir beraberliğiniz var. Albüm, hayatınızda bir şeyleri değiştirdi mi?
Cenker K.: Normalde konserlerimize gelen insanlar sözleri anlamıyordu. Ellerinde okuyup bize eşlik edebilecekleri bir şey yoktu. Albümün en güzel tarafı bu oldu. Konserlerde artık şarkılarımızı bizimle birlikte söyleyen bir kitlenin olması... Bu, konserleri bizim için daha çekici, zevkli bir hale getirdi. 

İmam hatipli rock’çı
Onur, sen ortaokulu imam hatipte okumuşsun. İmam hatip ve rock müzik çok sık rastladığımız bir kombinasyon değil. Genel kanı da imam hatiplilerin farklı bir müzik zevkine sahip olacağı yönünde. Genel kanı doğru mu?
Onur Ö.: Anadolu lisesini kazanamayıp ek kontenjanla yeni açılan Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne girmiştim. Nedeni İngilizce öğrenmek, daha hızlı okumak vs. idi, Anadolu Lisesi sonuçta... Girdiğimde şaşırdım, o kadarını beklemiyordum. İnsanlara zorla namaz kıldırılıyor imam hatipte. Kılmadığında gerçekten problem çıkıyor öğle tatilinde. Ama benim oradaki arkadaş çevrem bugün hem İslamdan hem öyle bir algıdan olabildiğince uzak.
Eğer arkadaş çevrem gibi insanları mezun edebiliyor olsaydı “İmam hatipler kapanmasın, devam etsin” derdim. Çünkü başka türlü kamçılayan bir forma dönüşüyor. Mesela ben imam hatipte okumasaydım şu an dinle daha problemsiz, sorgulamadığım bir ilişkim olurdu ama uzak ve çok iyi tartıp görebildiğim bir ilişkim var dinle. Birçok insan İslamiyet ve Tanrı gibi kavramlarla çok sorgulamadıkları bir noktada dururken ben bugün çok rahat, başka türlü bir kurgunun mümkün olduğunu düşünebiliyorum.

İmam hatipten senin gibi birinin çıkma olasılığı nedir?
Onur Ö.: Belki yüzde 15-20. Daha fazla değildir çünkü orada körü körüne bir dini eğitim var.