Hoca bize psikolog getir!

Dünya Kupası bittikten sonra lig hazırlıkları başladı. Gazetelerde çıkan bir habere göre, Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim futbolcuları motive etmek için çeşitli notlar hazırlıyordu. Bu uygulamada takımın psikolojik danışmanı Prof. Dr. Acar Baltaş, Terimle işbirliği halindeydi. Derken lig başladı. Sezonun ilk günlerinden itibaren futbol yorumcusu Erman Toroğlu takımlara, özellikle de hırçın oyuncuların sayısının arttığı Beşiktaşa bir psikolog gerektiğini söylüyordu. Son oynanan İstanbulspor maçında Pascal Noumanın kırmızı kart görüp oyundan atılmasından sonra bu yönde yorumlar arttı. Aynı dönemde A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Şenol Güneşle Beşiktaşlı İlhan Mansız arasında bir kriz yaşandı. Kimileri Güneşi futbolcu psikolojisini anlamamakla eleştirdi.Futbolcularla psikologlar arasındaki ilişkiyi konunun ilgilileri anlattı. Dünya Kupasında üçüncü olan A Milli Futbol Takımı sonuçta mutlu dönse de, ilk günlerde futbolcular üzerlerindeki baskıdan söz ediyordu. O günlerde onlara psikolojik destek sağlayan isimlerden biri Turgay Biçerdi. Doç. Dr. Turgay Biçer (A Milli Futbol Takımı Psikolojik Danışmanı-NLP Uzmanı) Spor psikoloğunun futbol takımına katkısı inanılmazın da ötesinde olur. Antrenmanlar sporcuyu fiziksel ve zihinsel olarak hazırlamaktır aslında. Bunun teknik ve kondisyon yönü ülkemizde çok gelişti. Ama esas sporcuyu sadece kondisyon olarak hazırlayıp zihinsel bölümü unutuyorsak bazı şeyleri eksik yapıyoruz demektir. Spor psikologları sporcuyu özgüvenden hayat kalitelerine, konsantrasyon becerilerini geliştirmeye, yaşam misyonlarını belirlemeye kadar birçok konuda yardımcı olur. Bunları da bence koç değil profesyonel insanlar yapmalı. Her insan psikoloji bilmeli. Teknik direktör belki biraz bilecek ama esas yardımı profesyoneller yapmalı. Eğer teknik direktör bilgisi olmadan takımdaki oyuncuya yardım etmeye çalışırsa duygusal açıdan cinayet işlenir. Futbolcuların ruhsal durumları mahvolabilir. Bence takımdaki en önemli adam spor psikoloğudur ama Türkiyede böyle değil. Sporcular normal insanlar değil, bunlar yetenek dehası insanlar. Bu dehaları normal hale getirmeyi öğrenmeliyiz. Bunların dışında maddi, ailevi, kendi içinde ve seyirciyle problemleri var. Ücretini alamıyor, rahat davranamıyor, sokağa çıkıp kendini yaşayamıyor. Bu insanların bu kadar problemle baş etmesini bekliyoruz, sonra da maç kazan diyoruz. Sorun çözerken kullandığımız yöntemleri açıklayamam. Özel misyon çalışmalarımız var. Takım ruhunu öğretiyoruz. Gevşetmeye çalışıyoruz. Milli takım kampında da bu çalışmaları yaptım ama çok özel detayları bilim adamı olduğum için veremem. "Sporcular normal insanlar değil" Erman Toroğlu (Futbol yorumcusu) "Beşiktaşa psikolojik destek gerek" dediğimde insanlara tuhaf geldi. Bizde psikolog deli doktoru anlamına geliyor, bu çok yanlış. Beşiktaşta sorun var. Çok hırçınlık var takımda. Bu tribüne de yansıyor, taraftar sahaya iniyor. Bu bir halka ve bu halkanın iyileştirilmesi için destek şart. Diğer takımların taraftarları da sahadaki gerginlikten çok etkileniyorlar ama Beşiktaşın yönetimiyle taraftarı arasındaki bağ daha fazla. Ben oynarken böyle bir danışmanlık almadım. Sürekli atılırdım. Buna karşı taraf da sebep olurdu ama dönüp bakınca bende de hata olduğu görülüyor. Bunu halletmek için mutlaka bir doktorla çalışmak gerekliydi. Futbolcunun kazandığı para miktarı, ailesi, yaşantısı, eğitim düzeyi birbirine vurulduğunda kaç tanesi doğru düzgün davranıyor, kaç tanesi bu durumu kaldıramıyor, ortaya çıkar. Şenol Güneşin konuşmalarını tam anlayamıyoruz. Konuşarak dertlerini anlatabilen bir teknik direktör değil. İlhan Mansız olayında da haklı değil. Dünya Kupasındaki kadro, kadroyu küçültmesi ve futbolcuları gönderme şekilleri de bana tuhaf geldi. En sorunlu oyuncular bence Beşiktaştan Pascal Nouma, Ali Eren;Galatasaraydan Bülent ve her takımdan ikide bir atılan bütün futbolcular. Bunlar bu hareketleri yapmak için özel bir çaba mı sarf ediyor yoksa yönetici veya teknik direktör mü istiyor? Ya da "Benim yapım hırslıdır" diyerek bahane mi arıyor? Bunlar üzerine araştırma yapılmalı. "Futbolcuyken ben de psikologla çalışmalıydım" Prof. Dr. Acar Baltaş (Galatasarayın psikolojik danışmanı) Psikolog futbolculara enerjisini nereye yönlendireceğini, profesyonelliğin gerçek anlamının kontrol olduğunu, stresle başa çıkmanın temel yollarını göstererek yardım eder. Bunlar hem futbolculuğu döneminde hem de futbolu bıraktıktan sonra gerekecek temel bilimsel altyapılardır. Bizde küçük takımdan transfer edilen iki oyuncu var. Eski İstanbulsporlu Murat ve eski Kocaelisporlu Cihan. İkisi de çok kontrollü ve olgunlar. Bu yüzden uyum sorunu yaşamadılar. Bunun sebebi takımın havası. Bunlar gelince daha kıdemli ve tecrübeli oyuncular tarafından paylaşılıp kendilerini ekibin bir parçası hissetmeleri sağlanıyor. Takım kabul etmek istemezse esas bu sorunu ortadan kaldırmak gerekir. Sezon başındaki Avusturya kampında oyuncular odalarında pusulalar buldular. Terimle konuşmalarımız sırasında ortaya çıkan fikirlerdi. "Motivasyon insanın içindedir", "İnsan başarısızsa sebepleri dışarıda değil kendinde aramalıdır", "Profesyonellik kontrolden geçer" gibi. Şenol Güneş ve İlhan Mansız arasındaki gerginlik için şunu söyleyebilirim: Bir profesyonel kriz yaratmaz, krizi çözer. Bence herkes olan bitenden pişman. Aynı şey Galatasarayın başına gelseydi biz kriz yaratmazdık. Böyle mazereti olduğunu gördüğünüz sporcuyu almazsınız takıma, olur biter. Geçmişte de bunun örneklerini gördük. Kriz yaratmamak profesyonellerin elinde. Burada çocuğun sakat olduğu belli ve yolu yanlış da olsa bunu bildirdi. Erman Toroğlu "Beşiktaşa psikolog lazım" derken kastettiği şey iyi de olsa bunu ortaya koymak insanları geriletir. Psikolojik sorunları olan takımlara "Size psikolog yardımı gerekli" demek çocuğa "Seni doktora veririm" demeye benzer. Böyle durumlarda yardım şansı azalır. "Erman hoca haklı olsa bile Psikolog lazım demek yanlış"