Cumartesi İngiltere örneği: Laf olsun diye...

İngiltere örneği: Laf olsun diye...

07.07.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

İngiliz demokrasisi bizimkinden daha eski ve yerleşik. Onlardan alınacak dersler var

İngiltere örneği: Laf olsun diye...

İngiltere örneği: Laf olsun diye...

İngiliz demokrasisi bizimkinden daha eski ve yerleşik. Onlardan alınacak dersler var

Serdar Devrim

Hürriyet’in tecrübeli muhabiri Metehan Demir dostum, seçimleri izlemek üzere İngiltere’deydi. Fransız seçim sistemini, partiler kanununu, Fransız siyasetinin yazılı olan veya olmayan kurallarını bilirim, her Akdeniz ülkesi gibi, bizimkine benzer. Ama İngiliz demokrasisi çok daha eski ve yerleşik.
Metehan’a İngiltere dönüşünde, "Türkiye’de seçim kanununda değişiklik bekleniyor. İngiltere’den alınacak ne dersler var?" diye sorunca, oturup bana bir not hazırlamış.
Bir cumartesi yazısı için tatlı bir konu değil, biliyorum. Ama başka günüm yok ve yapılan ve yapılacak bütün değişiklikler içinde, Türkiye’nin önünü açacak en önemlisinin partiler ve seçim kanunu olduğuna inanıyorum. Metehan Demir’in gözlemleri şöyle:

• 1) Seçimi kaybeden, başarısızlığını kabul edip istifa etmeyi biliyor. Muhafazakar aday William Hague sonuçlar açıklandıktan bir-iki saat sonra istifa etti.
• 2) Oy toplamak için seçmenlere yiyecek-içecek, hediye vs. dağıtmak yasak. Hatta suç. Parti bürolarında bunu hatırlatan afişler asılı.
• 3) İngiltere’de seçim kampanyasında görev alacaklar seçim merkezlerinden, en az bir ay önce izin belgesi almak zorunda. Bu da kampanyalardaki kargaşayı engelliyor.
• 4) Seçim kampanyası için her milletvekili "diğer milletvekilleriyle aynı olmak kaydıyla" belli bir bütçe ayırabiliyor. Bu da 8-9 bin paund (ortalama 15 milyar) civarında. Bu sınırlamadan maskat, paranın eşitliğe darbe vurmasını engellemek. Önemli olan siyaset ve fikir zenginliği...
• 5) İngiltere’de milletvekilleri 50 bin paund maaş (100 milyar TL), bir o kadar da seçim bölgelerindeki temas bürolarının masrafları için para alıyorlar. Milletvekili, yanında çalışanların ücretlerini de cebinden ödüyor. İngiliz milletvekilleri hafta sonlarını seçmenleriyle geçiriyor.
• 6) İngiltere’de (Türkiye’nin aksine) devlet partilere para yardımı yapmıyor. Partiler seçim kampanyalarında üyelerinden ve taraftarlarından topladıkları parayı harcıyorlar ki bu rakam da 20 milyon paundu (36 trilyon) geçmiyor. Parlamento müfettişleri bu harcamaları denetliyor.
• 7) Çevre kirliliğini engellemek için bayrak asılması yasak, bangır bangır hoparlörler yasak. Kapı kapı bildiri dağıtmak için bölge sakinlerinden izin almak gerekiyor. Kirletilen çevre yine parti görevlileri tarafından temizleniyor.
Bizdeki durumu hatırlatmaya gerek yok sanırım.

Benim hâlâ ümidim var
Sena Pasin’den gelen e- posta şöyle:
"Televizyon izliyorum. Kanallar arasında ‘zapping’ yapıyorum. Önce "Number 1", sonra "Kiss TV" ve "Best TV" geliyor önüme. Ekranın sağ üst köşesinde "oldies week end" yazıyor. Sol alt köşede, üzerinde "New" yazan bir şekil dönüyor. Sağ alt köşede başka bir yazı: "Hot station". Yabancı bir klip yayımlanıyor. Şarkı bitince, bir kız sıradaki şarkıları anons ediyor. Büyük bir lütufmuş gibi "Türkçe bir video izleyeceğiz" diyor. Ve ekliyor "Okeeeey?" Aklıma en yakın arkadaşımın üniversite sınavında kaçırdığı Türkçe soruları geliyor. O soruları yapamadığı için Radyo Televizyon Bölümü’nü kaçırdı. Komik değil mi? Tekrar televizyona dönüyorum. Bir kız "Benim hala umudum vaaaar" diye bağırıyor. Benim artık yok..."






CUMARTESİ