Cumartesi “İnsanlar konuşmasa bile giysileri konuşuyor”

“İnsanlar konuşmasa bile giysileri konuşuyor”

07.06.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Moda yazarı Melis Alphan insanların giysilerle kişiliklerini yansıtabilmeleri gerektiğine inanıyor. Onun için önemli olan giysilerle mesaj vermek; modayı takip ediyorum diye yakışanı da yakışmayanı da giymek değil

“İnsanlar konuşmasa bile giysileri konuşuyor”

Moda yazarı Melis Alphan (29) İngiltere’deki  London College of Fashion’da tasarım eğitimi aldıktan sonra öğrendiklerini yazıya aktarmaya karar vermiş. İki yılı aşkın bir süredir Milliyet gazetesindeki “Boy Aynası” adlı köşesinde sadece ünlülerin giydiklerini eleştirmekle kalmıyor, modayla ilgili hemen hemen her konuya yer veriyor.
Alphan’a göre yeni trendleri takip etmek, yakışsa da yakışmasa da herkesin giydiğini giymek “modaya uymak” değil. Önemli olan insanların giydiklerini taşıyabilmeleri, en önemlisi de kıyafetleriyle kişiliklerini yansıtabilmeleri ve bir mesaj verebilmeleri. Alphan giysilerin “konuşması” gerektiğine inanıyor. Ancak burada “boş” konuşmamaları çok önemli...

Ne zamandan beri moda konusunda yazıyorsunuz?
Bu işe 2001’de Vizyon dergisinde moda editörlüğüyle başladım. Esas moda konusunda yazmam ise Milliyet’teki “Boy Aynası” adlı köşemle başladı. Bu da iki yılı geçti.

Moda yazarı olmak için sizce ne gerekiyor?
Bu iş aslında göreceli bir şey. Ancak altyapı ve eğitim de önemli. Ben kadın giyimi üzerine tasarım eğitimi aldım. Tezimde de “Giysilerle iletişim” konusunu işledim, insanların giysileriyle ne mesajlar vermeye çalıştıklarını anlattım, şimdi de yazılarımda bunu yapıyorum. “Bu yıl kırmızı moda” gibi,  yalnızca trendlere yönelik yazılar yazmıyorum. Olayları politik ve sosyolojik açıdan da inceliyorum. Ayrıca moda tarihini, işin kültürel yanını da bilmeli moda yazarları. Modayı politika bile etkiliyor. 11 Eylül olayları podyuma yansımıştı mesela. Moda hayatın bir yansıması aslında.

Moda eleştirisi yaparken neye dikkat ediyorsunuz?
Yazının içinin boş olmamasına dikkat ediyorum. Konuştuğum gibi yazıyorum. Çok iyi bir malzemen olabilir ama insanları yakalayacak bir dille yazamazsan o malzeme de çöpe gider.

“Giysi bir insana yakışmalı, üzerinde eğreti durmamalı”

Moda eşittir nedir?
Coco Chanel “Moda fikirlerle, yaşam tarzımızla, olan bitenle ilgilidir” demiş. Çok doğru. Modanın ekonomik açıdan önemi ve kültürel olarak etkisi büyük. Tarih boyu insanların giydiği kıyafetler üzerlerinde toplum tarafından verilmiş anlamları taşımış. Moda birçok kişi tarafından statü simgesi olarak kullanılmış, halen de kullanılıyor.
I. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan gençlik kültürlerinin her biri, kapitalist dünyanın içindeki yerlerini protesto etmek için giysileri kullanmış. Üst sınıflar modayı “Ben dokunulmaz ve ulaşılmazım; kıyafetim bunun kanıtı” mesajını vermek için kullanırken kapitalizm bunu değiştirdi. Artık birinin üzerindekilere bakarak statüsünü anlamak kolay değil. Ama giysilerinden ona dair birçok şey öğrenebiliriz. Kişiler konuşmasalar bile giysileri konuşuyor.

İnsanlara ne önerirsiniz, giysi seçerken nelere dikkat etmek gerekir?
Önemli olan, bir insanın üzerindeki giysiyi nasıl taşıdığı. Üzerinde eğreti durmamalı. Giysiler kişinin kişiliğini yansıtmalı. Moda diye herkesin giydiğini giymek, sıradan veya tek tip olmak modaya uymak demek değil.

En çok beğendiğiniz tasarımcılar kimler?
Yohji Yamamoto, Ann Demeulemeester, Junya Watanabe, Martin Margiela ve Jil Sander’i beğeniyorum. Türkiye’de haute couture yaptığını iddia edenleri değil de tasarım yapan modacıları beğeniyorum. Mesela Moda Tasarımcıları Derneği üyelerini. Özgün bir şeyler yapmaya çalışıyorlar.

“Türkiye’de tasarım değil, sadece marka deliliği var”

Türkiye tasarım konusunda ne kadar gelişmiş?
Bizim kültürümüzde “moda” yok aslında. Maalesef her şeyi kopyalama peşindeyiz. Bu anlayış son yıllarda yavaş yavaş değişmeye başladı. Yine de tasarım değil, sadece bir marka deliliği var. Tasarım çok yeni bir kavram. Dolayısıyla modacılar kitlelere ulaşmakta zorlanıyor. Ben markaya hiç bakmam. Küçük tasarımcılara, butik giysilere bakıyorum. 

En iyi giyinen ünlüler kim sizce?
Özben Önal’ın tarzını çok beğeniyorum. Eda Taşpınar cesur giyiniyor ama her yerde farklı olmak için fazla zorluyor gibi geliyor bana. Bülent Ersoy’a bayılıyorum, onun bulunduğu yerde bayağı teatral bir şey dönüyor, tam seyirlik.

Alışveriş yaparken en çok neye dikkat edersiniz?
Hoşuma gideni alırım. Alışveriş benim için bilinçli bir eylem değil. Giysi genellikle farklı veya özgünse ilgimi çeker. Bir şey trend diye gidip almam. 

Sekiz ay önce “alışveriş rejimi”ne girmiştiniz. Kıyafet almıyorsunuz. Bunu da köşenizden ilan etmiştiniz. Nasıl gidiyor rejim?
Çok iyi. Eylülde bitecek. Rejim sayesinde alışveriş yapmayı unuttum diyebilirim. Aslında böyle yaşamayı sürdürmeyi düşünüyorum. Sadece ihtiyacım olan şeyleri almaya karar verdim. Kıyafet almak benim için bağımlılık gibi bir şeydi. Biraz da bundan kurtulmak için alışveriş rejimine girmiştim. İşe de yaradı.

Türkiye’de insanların giyim tarzı nasıl?
Türkiye’deki ünlüler ve politikacıların büyük kısmı giyinmeyi bilmiyor. Giydiklerinin kişiliklerini yansıtmasına, vermeye çalıştıkları mesaja gelene kadar kötü görüntüden rahatsız oluyorsunuz. Paçalar uzun, ceketler uzun vs. İlk etapta işin estetiği çok önemli, bundan çok uzaklar.

Yeni trendleri, modayı nasıl takip ediyorsunuz?
Genellikle moda dergilerinden, internet sitelerinden ve bloglardan... Vogue ve Elle dergilerinin İngiliz versiyonunu beğeniyorum. Ayrıca Grazia dergisi de çok hoşuma gidiyor.

“Beğendim” ya da “beğenmedim” dediğiniz insanlar kendileri hakkında yorumlara nasıl tepkiler veriyor? 
Alınıyorlar. Eleştirdiklerim çoğu zaman beni arayıp açıklama yapıyorlar. Eleştiriye çok açık bir toplum olmadığımız buradan da belli oluyor. Aşırı tepki vermek bana saçma geliyor. 

Profesyoneller ne diyor?

“Kendi tarzını oluşturmuş insanlar azınlıkta”

“İnsanlar konuşmasa bile giysileri konuşuyor”
Ahu Yağtu
Mağazamda topladığım ikinci el ve vintage giysileri satıyorum. İnsanlar özellikle elbise satın alıyor. Mağazamda sattığım giysileri hem gençler hem de yetişkinler tercih ediyor.
Ben marka giymiyorum. Eski ve vintage kıyafetlere ilgi duyuyorum daha çok.
Bizim insanlar genellikle etraflarındakilerden gördüklerini uygulamaya çalışıyorlar. Kendi tarzını oluşturmuş olanlar da var ama azınlıkta.
Tarzını beğendiğim bir isim yok ünlüler arasında.

“Modaya körü körüne uymam”

Tuvana Büyükçınar
“İnsanlar konuşmasa bile giysileri konuşuyor”
Mağazamız A46 16-65 yaş grubuna hitap ediyor. Genellikle çanta, tişört ve abiye için geliyorlar.
Ben çok alışveriş yapıyorum. Genellikle jean, spor ayakkabı, çanta, tişört ve kısa etekler alırım. Özellike Urban Outfitters, Anthropology ve Kitson mağazalarından alışveriş yapıyorum. Küçük butiklere de bayılıyorum.
Moda olanı giydiğiniz zaman insanlarla
bir örnek olma durumunuz oluyor. Modaya körü körüne hiçbir zaman uymam. Koleksiyonlarımı da uydurmadım. Özgür bir ruha sahip bir giyinme tarzım var.
Mine Kalpakçıoğlu, Hande Ataizi ve Ebru Akel giydiklerini kendilerine yakıştırıyorlar. Yabancılardan Sienna Miller, Natalie Portman ve Madonna’nın giyim tarzını beğeniyorum.