Cumartesi İşyerinde kadın gibi giyinmeye yer yok

İşyerinde kadın gibi giyinmeye yer yok

23.06.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Giysi kurallarının olmadığı, keyfimce giyinebileceğim bir işyerinde çalışıyorum. Abarttığım olur ama bugüne bugün bir kez olsun "uyarı" almış değilim

İşyerinde kadın gibi giyinmeye yer yok

malphan@milliyet.com.tr Neyse, ben yine şanslıyım. Giysi kurallarının olmadığı, keyfimce giyinebileceğim bir işyerinde çalışıyorum. Abarttığım olur ama bugüne bugün bir kez olsun "uyarı" almış değilim (Yayın yönetmenimiz Sedat Ergin itfaiyeci çizmelerimi gördüğünde "Gözüme gözükme" demişti bir kez, o kadar).Bir arkadaşım ilk işyerinde saçlarını kırmızıya boyadı diye imalarla karşılaşınca istifa ettiğini, bu tarz kurallara asla boyun eğmeyeceğini falan anlatır durur hep. Kendine uygun bir iş buldu en sonunda, bir rock grubunun solisti oldu.Haydi biz iyi durumdayız. Peki ya diğer şirketlerde çalışanlar? Şefim Deniz hanımın bildim bileli bir isteği vardır: "Röportaja giderken düzgün giyinin, göbeğiniz açıkta kalmasın, bir ceket olsun üzerinizde." Artık basiretimiz mi bağlandığından nedir, mesaiyi gazetede geçireceğimiz günlerde şık şıkıdım giyiniriz; röportaja gideceğimiz günlerde ise giysiler üzerimizden dökülür. Erkeklerin işi kolay. Resmi kıyafet zorunluluğu varsa koyu gri, lacivert ya da siyah takım elbise arasından seçim yapmaları yeterli. Bu öyle bir denge ki, resmi-serbest giyim benimsenen bir şirkette çalışmaya başladıysanız ve işe çok resmi kıyafetlerle gidiyorsanız alay konusu bile olabilirsiniz.Kadınların işi daha zor. Eteğinin boyunu, yaka modelini, hatta topuğunun yüksekliğini düşünmek zorunda. Pozisyonunuz icabı işe ince bir hırka ve düz ayakkabılarla gidiyor olabilirsiniz. Ama her zaman üstlerle ani bir toplantıya hazırlıklı olun. Ofisinizde bir ceket ve topuklu ayakkabı yedekte bulunsun. Bir müşteriyle ilk kez görüşmeye giderken takım giyin. Takım elbise giymediğiniz için sizi işyerinize şikayet bile edebiliyorlar, haberiniz olsun. Gardırobunuzda mutlaka koyu renk birer ceket-pantolon ve ceket etek takım, beyaz gömlek, twinset (hırka-bluz takım), siyah pantolon, alçak topuklu ayakkabılar olsun. İşe ne giyilir, ne giyilmez? Gelelim serbest cumalara... Serbest giyim asla tişört, sweatshirt, şort, göbeği açık bluz, dekolte ya da yırtmaç anlamına gelmiyor. Eğer işyerindeki insanlar kıyafetlerinize bakıyorsa bu iyiye işaret değil, gardırobunuzun önünde daha fazla zaman geçirmeniz gerekiyor demektir. Birçok işveren çok katı kurallar koyarak çalışanların kişiliklerini ortaya koymalarını engelliyor. Kimi işverenler şu korkunç zihniyette: "Erkekler sizi kadın olarak değil, iş arkadaşı olarak görmeli." Çeviri: Kadın gibi görünmemelisiniz.Kurumsal hayatta hâlâ bu zihniyet hakimse 80'lerden beri bir şey değişmemiş demektir: "It's a man's world / Bu, erkeklerin dünyası." Yaşasın gazete! Ben göbeğim açık dolaşmaya devam ediyorum. İşyerindeki faşizm Türkiye bazı konularda hâlâ çok geride. Bilmediğiniz bir şey söyledim, değil mi? Mesela, her yıl Türkiye'de 30 bin kadının meme kanserine yakalandığı biliniyor. "Hayatı için savaşırken giyimini ne kadar takar?" diye düşünebilirsiniz. Ama hastalığın bir noktasında kadınlar nasıl giyineceklerini düşünmeye başlıyor. Yurtdışında birçok marka protez takviyeli, dantelli, seksi sutyenler yapıyor. Mayo bulmak problem değil. Türkiye'de ise mayo bulmak problem. Bazı firmalar üretiyor, sonra ticari bulmadıkları için bırakıyor. Gebze'deki Anadolu Sağlık Merkezi'nde protezli mayolar bulabilirsiniz. Tabii bunlardan çok bir modaya uygunluk beklemeyin. Hazır sosyal sorumluluk bilincimiz yükselmişken firma sahiplerine seslenelim: Memesi alınmış kadınları unutmayın. Onların da güzel giyinmeye ihtiyacı var. Memesi alınmış kadınları unutmayın Ne kadar muhteşem bir vücuda sahip olursanız olun... Bacaklarınız Afrodit'inkilere taş çıkarsın, sırtınız yıkılsın... Hiç önemi yok. Dekolte giymenin de bir adabı var. Aynı anda hem bacağınızı hem de sırtınızı açamazsınız. Moda her sezon değişirken bunları hesaplar. Bir sezon bacaklar açıktaysa, gövde kapalıdır. Sırt ya da göğüs açıktaysa bacaklar kapalıdır. Ya da hepsi dozunda açıktır. Annesinin defilesine bu "neredeyse yok" elbiseyle katılan Melissa Mızraklı belli ki vücuduna çok güveniyor ve herkesle paylaşmak istiyor. Güvensin, ne güzel. Ama çıplak gitse de olurmuş yani. Dekoltenin dozu önemli Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna'nın eşi Reyhan hanım geçtiğimiz hafta başını açtı. Sanki sadece türbanı değil, türbanına eşlik eden kıyafetleri de attı. Sadece türban bu kadar fark yaratamaz. O rüküş kıyafetler yerini sade, bağırmayan, gözü rahatsız etmeyen giysilere bırakmış. Peki madem bunu kıvırabiliyor, Reyhan hanım daha önce türbanının altına neden o alacalı kıyafetleri giyiyordu? Bence burada suç tesettür modasının. Tesettür modasını belirleyen markalar sadelik, şıklık nedir bilmiyor ve zevksiz koleksiyonlar hazırlıyor. Tesettürlü kadınlara tavsiyem, türbanın altını kendilerinin doldurmaları, kendi modalarını kendilerinin yaratmaları. Rüküştü, stil sahibi oldu