Cumartesi Kâbus: İlk gece

Kâbus: İlk gece

21.04.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Doğurduktan sonra kadınlık falan kalmıyor gibi. Herkes size koca bir memeymişsiniz gibi davranıyor. Cinsiyet, cinsellik şaşırtıcı bir şekilde en önce ve doğrudan kadınlar tarafından yok ediliyor

Kâbus: İlk gece

Doktorun "Göbek adı istemediğinize emin misiniz?" diye soruşu kulağımda. "Neden bu kadar ısrarlı ki? Bana hiçbir şey sormasalar, bıraksalar, uyusam. Çok uykum var." Doğum sonrasında hissettiğim ağrı, benim ağrım. Hâlâ yerinde duran göbek benim göbeğim. Doğumdan birkaç saat sonra kucağımda bebeğimle çekilen fotoğraf, tıpkı annemin beni doğurduktan sonra çektirdiği fotoğrafa benziyor.Üç günün sonunda, Defne İnci kucağımda, taksinin arka koltuğunda oturuyorum. "Lütfen sarsmayın" diye uyarmak zorunda hissediyorum kendimi çünkü bebeği yeterince güvenli tutup tutmadığımdan emin değilim. Artık evdeyiz. İlk konuğumuz geldi bile... Onun yanında bebeğin altını değiştirmeye çalışıyorum. Hastanede yaptım; başardım. Fakat bu kez bebeğin kakası elbisesine, bacaklarına ve ellerime bulaşıyor... Sürekli hareket eden bacaklarını tutmayı beceremiyorum. Üşüdüğünü düşündükçe daha da panikliyorum. Saçlarım darmadağınık, sırtımdan ter damlıyor... Saatler geçtikçe sorunlar artıyor. Ve ömrümün en uzun gecesi beni bekliyor... Nereden bilebilirdim ki? Bebek uyumuyor. Yemiyor. Susmuyor. Emzirebilmek ciddi bir sorun. Hastanedeyken mama takviyeli bir beslenme düzeni tutturmuştuk; en azından geçici bir süre için. Hastanede verilen mamayı bulamayınca, başka marka bir mama aldık. Biz aldık ama Defne İnci almadı; tükürdü ve ağlamalarının şiddeti arttı... Komşular rahatsız oluyor mudur acaba? Doğum fotoğraflarına bakıyorum; doğumhanede çekilmiş ilk fotoğraflar... Daha önce gazetelerde, dergilerde ya da televizyonda gördüğüm karelerin benzerleri. Tek bacağından havaya kaldırılmış olan bebek, benim bebeğim. Evdeki ilk gecemize bu koşullarda başladık. Ama o gecenin özeti, bebeğimin açlığını anne sütüyle giderebilmek için sabrederek ve ağrılara katlanarak sağdığım sütün yanlışlıkla yere dökülmesidir ki bu sahnenin bir romanda ya da bir filmde yer almasını çok isterim. Hakkıdır, kesinlikle dramatik bir sahneydi çünkü. Doğuma kadar en büyük sorunumuz, bebeğin cinsiyetiydi. Onun cinsiyetini öğrenmek istemememiz, pek çoklarına inandırıcı gelmemiş, kimilerince de "saçma" diye yorumlanmıştı. Şimdi artık yeni bir meselemiz var. Kadınlar birbirlerinin memelerini görmeye pek meraklı. Bakınca yeterince süt var mı, meme ucu emzirmeye uygun mu, anlayacaklar ya... Doğurduktan sonra kadınlık falan kalmıyor gibi; herkes size koca bir memeymişsiniz gibi davranıyor. Cinsiyet, cinsellik şaşırtıcı bir şekilde en önce ve doğrudan kadınlar tarafından yok ediliyor. Bir yanda cinsel kimliğinize sahip çıkma kaygısı, diğer tarafta kulağınızın arkasındaki sesler: S"Bebeğinin sağlam, güçlü, kuvvetli bir bünyeye sahip olması, gelecekteki salgın hastalıklardan korunabilmesi senin elinde. Kesinlikle emzir." Doğurduğumuza göre, besleyeceğiz, beslemeyi akıl edeceğiz diye düşünüyorum. Bir yöntem sorunumuz var şimdilik; kabul. Ama çözümsüz değil. Emzirebilmenin ön koşulu emzirmekten vazgeçmemek. "Doğum yapmamış bir kadın bile emzirebilir" demişti bebek hemşiresi Ayşe Öner. Sadece yeterince sabırlı olmak ve emzirebileceğine inanmak gerekiyor. Bir de tabii bol bol sıvı almak. Bizim doktorumuz kendi deneyiminden hareketle bize bazı önerilerde bulundu: Su, rezene çayı, ananas suyu. Bir de tabii stresten uzak durmalı. Doktorumuz, 20 gün mama yiyen oğluna 21'inci gün meme vermeyi başarmış. Pes etmek yok. Yeni bir sorun Doğumumuzun birinci haftasında göbeğimiz de düştü. Üç çocuk doğurmuş ama üçünün de göbeğinin düştüğünü görmemiş olan annem, bu durumu korkuyla karşıladı. Bebeğin bezini göbeğinin üzerine tutarak "Aaaa Sema!" dedi. "Ben bakamam." Kendimi günlerdir ilk kez güçlü hissettim. Gazlı bezi alkole bulayarak göbeği sildim, düşen mandalı da çöpe atılmak üzere bir kenara kaldırdım. Son anda annemin sorusuyla duruma aydım: "Bebeğin göbek bağını nereye gömeceksin?" Böyle bir adet vardı, evet. Çöpe attığımı düşündüm sonra; kızım çöpçü mü olur yani? İşte bir sorun daha... Göbeğimiz düştü!

Yazarlar