Cumartesi Kar yağdı, kutup ayıları bizi gözetliyor...

Kar yağdı, kutup ayıları bizi gözetliyor...

22.12.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Kar yağdı,  kutup ayıları bizi gözetliyor...

Bunları üç buçuk saat süren Bağcılar-Taksim seyahatim esnasında düşündüm. O yol yarım saat, bilemedin kırk beş dakika tutar, üç buçuk saat de ne ola ki demeyin, oluyor. Gizli intihar psikozundan mustarip Türk halkı, fırsat bu fırsat, hazır metrekareye saatte bilmem kaç kilo kar düşerken haydin bayram ziyaretine gidelim diye yollara döküldüğünde, o yol değil üç buçuk saat, üç buçuk gün bile sürebiliyor. Ben meseleyi çözdüm. Türkiye halkında gizli intihar psikozu var. Ölmek istiyoruz ama bunu bir çırpıda, diyelim ki kafamıza bir silah dayayarak yapamıyoruz. Hafızamız kıt. Gece ölmeye karar veriyoruz, sabah neden ölmek istediğimizi bir türlü hatırlayamıyoruz. Biraz da tembeliz. "Şimdi kendimi öldürmekle niye uğraşayım, ıskalarsam ele güne rezil olurum, nasılsa bugün, olmadı yarın, en olmadı öbür gün bir şekilde ölürüm. Zaten tesadüf eseri yaşıyorum" diye düşünüyoruz. Otobanda bayram şenliği... Bindik tabii. Elhamdulillah Türküz, bizde de gizli intihar psikozu var. Ama GİZLİ ya, "Sakın bizi öldürme tamam mı?" dedim. "Yok abla, benim de çoluğum çocuğum var, niye öldüreyim?" dedi. İyi!Henüz ne o biliyor, ne ben; istese bile öldüremez bizi, süründürür! Otobanda trafik durur mu? Durdu! Hem ne durmak, taksimetre vızır vızır atıyor, biz bir gıdım ilerlemiyoruz. Bu esnada arabesk bir radyo kanalında biri yanık yanık şiir okumakta: "Türkiyede Alman-cıııı / Almanyada yaban-cıııı..." MKK "Aman abi" dedi, "İstasyonu değiştirsek. Haber falan bulsak. Otobanda Bayram Şenliği mi var acaba?" Ama kabahat bizde. Ne çıkıyorsun işyerinden, niye evine gitmeye çalışıyorsun? Arka bahçeye kurt inecekmiş, varsın insin. Sen otur plazanda sıcak sıcak, bilgisayar oyunu falan oyna, gece de kal hatta, yarın sabah yine yollara düşme... Yok! Milliyetin önüne taksi çağırmış bulunduk. Bir taksi geldi, zinciri yok! Ben buna binmem dedim, öylece dikiliyoruz Mehmet Kenan Kaya (MKK) ile kar ayazında boş taksi geçmesi imkansız Milliyet binasının ön kapısında. Şoför de biliyor, hiç kaçarım yok az sonra efendi efendi bineceğim. Abi sende abonman var mı? MKK yandaki tıklım tıkış otobüse bakıp "Ne yapıyorlar acaba?" diyor. "Bize bakıyor, paramızla rezil olduğumuzu düşünüyorlar" diyorum. MKKya göz kırpıp, bizim şoförün yüreğine indiriyorum darbeyi: "Biz de inip otobüse mi binsek acaba? Abi sende abonman var mı?"Bu arada radyo yalnız olmadığımızı haykırıyor: TEM kapalı, Keşanda birkaç otobüs ve birkaç otomobil mahsur kalmış, E-5te kontrollü geçiş veriliyormuş. Hangi kontrollü geçiş, basbayağı duruyoruz işte! Salt biz mi? Yine radyodan öğreniyoruz ki trenler de duruyor, içlerinde yüzlerce yolcuyla. Sirkeci Garının tepesinde şöyle bir şiir-slogan yazıyor oysa: "Hizmet için sıvandı kollar / Güleryüzle kısaldı yollar / Demiryolları ile dört mevsim / Gülümseyen yolculuklar" Kısaldı yollar ha? Dört mevsim, öyle mi? Hangi ülkenin mevsim koşulları esas alındı bu şiir için acaba? Nihayet Taksime vardık ama sonrası benim için daha esaslı bir kabus. The Marmaranın yanından inen Kazancı Yokuşunun buzlu zeminine bakakaldım. Yok mu bir domates kasası, oturayım üzerine, salayım kendimi... Evin önünde durdum durdum, duramadım Fındıklıdan Boğaz sularına dökülürüm alt tarafı...Ne olmuş? Kar yağmış. Sanırsınız biz Bedeviyiz, Sahranın ücra bir köşesi olan Tabelbalada yaşamaktayız ve hayatımızda ilk kez kar ile müşerref olmanın heyecanı içinde yollara dökülmüşüz. Aman dikkat! Kutup ayıları bizi gözetliyor... n tubakyol@yahoo.com Şenlik hakikaten! Bir kadın elinde bezle arabayı siliyor, vitrin tozu alır gibi itinayla. Kocası direksiyon başında çekirdek çıtlamakta. Karda yola çıkmanın ne demek olduğunu gayet iyi bilen ama çoluk çocuk arabaya doluşmaktan da imtina etmeyen bir aile nevaleyi bagaja yüklemiş. Akşam yemeği yiyorlar arabanın içinde.

Yazarlar