Cumartesi “Kerem’le hızlı ısındık birbirimize”

“Kerem’le hızlı ısındık birbirimize”

28.01.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

“Bu Şehir Arkandan Gelecek”in başrol oyuncularından Leyla Lydia Tuğutlu: “Kerem’le set aralarında kendi ortamımızı yaratmaya çalıştık. Hızlı alıştık, ısındık birbirimize. Seyirciden de çok güzel yorumlar geldi ”

“Kerem’le hızlı ısındık birbirimize”

Leyla Lydia Tuğutlu’yu Atv’de yayınlanan “Bu Şehir Arkandan Gelecek” dizisinin Derin’i olarak izliyoruz. Hayatı boyunca ailesinin istediği her şeyi yapmış, bu yüzden kendi hayallerinden vazgeçmiş biri Derin. Evleneceği adamı bile ailesi seçmiş. Evlenmesine az bir zaman kala kendini, hayatını sorgulamaya başlayıp ilk kez isyan ediyor. Ve Kerem Bürsin’in canlandırdığı Ali’yle tanışmasıyla da hikaye başlıyor... Gerçekten de duru bir güzelliği var Tuğutlu’nun. İnsanlara zamanla ısınıp güvenen bir yapıda olduğunu söylüyor ama gayet sıcakkanlı ve rahat biri. Tuğutlu’yla projelerinden aşka ve ailesine kadar birçok konuda konuştuk.

Haberin Devamı

- “Bu Şehir Arkandan Gelecek”te Kerem Bürsin’le partnersiniz. Uyumunuz nasıl?

Ben işe son dakika dahil olduğum için Kerem’le setten bir gün önce falan tanıştık. O yüzden set aralarında kendi ortamımızı yaratmaya, birbirimizi tanımaya çalıştık. Tanışma süreci olması oyuncular için çok rahatlatıcı, maalesef öyle bir şansımız olmadı ama hızlı alıştık, ısındık birbirimize. Kerem’le çok rahat çalışıyoruz. Elektriğimiz tuttu, seyirciden de çok güzel yorumlar geldi.

- Karakteriniz Derin’le benzeyen taraflarınız var mı?

Derin çok değişken ve hayatı keşfetmeye çok açık bir karakter. Ben de öyleyimdir; her gün fikirlerim, yapmak istediklerim değişir. Ben de hayatımı istediğim gibi özgür yaşamayı severim.

Haberin Devamı

“İlk görüşte aşka inanmam”

- Sizin aile ilişkileriniz nasıl?

Babam endüstri yüksek mühendisi, annem de hukukçu ama Türkiye’de bir tekstil denetleme şirketinin genel müdürlüğünü yaptı uzun yıllar. Bir de kız kardeşim var. Annemle babam ben çok küçükken ayrıldı. Ben yine de huzurlu bir ortamda büyüdüm. Öyle çok büyük sorunlar, travmalar yaşamadım. Annem Alman, babam Türk. İki kültürle büyüdüm. Çocukken biraz zorlandığım oldu tabii dil yüzünden, reddettiğim zamanlar oldu ama bence hayata karşı beni çok daha açık ve hoşgörülü bir insan yaptı.

- Ancak filmlerde olur diyebileceğimiz bir tanışma hikayesi var Derin ve Ali’nin. İnanır mısınız ilk görüşte aşka?

Tam bir Sindirella hikayesi, ilk görüşte aşk onlarınki bence. Aşkı nasıl tanımlayacağımı bilmiyorum. O bence bir kimya ama ben ilk görüşte aşka inanmıyorum. Tanıdıkça aşık olunabileceğine inanan biriyim. İlk görüşte bir tutku, arzulama olabilir ama onun adı bence aşk değil. Öyle bir şey yaşamadım, bilemiyorum ama yaşayan insanlar çok şanslı bence. Benim için tanımak, güvenebilmek, arkadaş olabilmek çok daha önemli.

“Piyano beni dinlendiriyor”

- Aşkın ömrü var mı sizce?

Ömrü çok uzun olmayabilir ama o arkadaşlığa ve sevgiye dönüşebiliyorsa çok güzel, yoksa zaten bitiyor.

“Kerem’le hızlı ısındık birbirimize”

- Derin’in bir dans tutkusu var. Kaçış yolu olarak dansı seçmiş kendine. Siz de dizi için dans dersi aldınız.

Haberin Devamı

Dans geçmişim hiç olmadı. Spora da çok geç başladım aslında. Boyum hep uzundu; okulda voleybol, basketbol oynatmak istediler ama 11-12 yaşında konservatuvara girdim. Enstrüman çaldığım için bu gibi sporlar bu eğitimde yasaktı. Dans edenlere her zaman hayran olmuşumdur. Çok da istediğim bir şeydi ama zaman bulamıyordum. İşle birlikte gelmesi çok güzel oldu. Sekiz-dokuz günde bir dans çıkardık Zeynep Tanbay’la. Vakit buldukça ders yapacağız. Hikaye için de gerekli. Ali boks yapıyor, Derin dans ediyor; birbirlerine yardımcı da olacaklar o açıdan.

“Komediye hayır demem”

- Hangi enstrümanları çalabiliyorsunuz? Müzikle ilişkiniz nasıl?

Vakit buldukça piyano çalıyorum, o beni dinlendiriyor. Müzik benim için çok önemli, hayatımın önemli bir parçası. Oyunculuk yapmasam müzisyen olurdum. Belki sahnede şarkı söyleyen biri olmazdım ama işin arka planında çalışan biri olurdum mutlaka. Kendi kendime şarkı söylemeyi de seviyorum. İş için gerektiğinde de söylüyorum.

- “Karadayı”, “Delibal”, “Kiralık Aşk”, “Tatlı İntikam” gibi arka arkaya birçok projede izledik sizi.

Haberin Devamı

İşime çok sarılan, disiplinli biriyim. Oyunculuğu çok seviyorum. Biraz da işkoliğim galiba, çalışmayınca sıkılıyorum. Yoğun tempoda çalışıyorum, kendime çok vakit ayıramıyorum ama bana iyi geldiği, olumlu tepkiler geldiği sürece devam edeceğim. İşlerin böyle arka arkaya gelmesi şans oldu. Yapmak istediğim projelerdi, kaçırmak istemedim.

- Sinemaya nasıl bakıyorsunuz?

“Kerem’le hızlı ısındık birbirimize”

Sinema filmi çekmek çok farklı. Oyuncuyu çok tatmin eden bir şey. Kalıcı bir şey yapıyorsun. “İçimdeki Ses” ilk komedi projemdi, çok keyif almıştım. Oyuncunun enerjisini yüksek tutan, saçmalama özgürlüğü tanıyan da bir şey komedi. Bir sonraki işim komedi olursa hayır demem mesela.

- Oyunculukta hedefleriniz neler?

Çalışmak istediğim birçok kişiyle çalışma şansı buldum. Birkaç sene öncesine dönsem şu an hayal edemeyeceğim bir noktadayım. Bu konuda da çok mutluyum. Hedef koymamaya çalışıyorum çünkü zaten istediğimiz gibi gitmiyor hayat. Tabii ki istediğim şey huzurlu bir hayat yaşayayım, çocuk sahibi olayım, maddi sıkıntı çekmeden, sevdiğim işi yaparak yaşayayım.

Haberin Devamı

- Türkiye’nin en yakışıklı jönleriyle birlikte oynadınız. Sizin için bir erkekte en dikkat çeken, olmazsa olmaz olan nedir?

Benim için yakışıklılık çok önemli değil. Karşımdaki kişiyle vakit geçirmekten keyif almam lazım. Karakter, zeka ve
gözler, gözlerin anlamlı bakması benim için çok önemli.

“Daha spor ve rahat giyinmeye çalışıyorum”

- Sporla aram iyi. Vakit buldukça yoga ve pilates yapıyorum.

- Yemek yapmaktansa yemeyi seviyorum. Yemek yapmak doyuruyor beni, yaptıktan sonra yiyemiyorum. Günün en sevdiğim öğünü kahvaltı. Türk ve İtalyan mutfağını çok seviyorum.

- Daha spor ve rahat giyinmeye çalışıyorum. Günlük hayatımda az makyaj yapıyorum, bazen hiç yapmıyorum. Siyah pantolon, siyah elbiseler kurtarıcı parçalarım. Şapka takmayı çok severim. Takı olarak da en fazla yüzük kullanırım.

- Stresten kaçmak istediğimde evde piyanomla bir şeyler çalıyor, müzik dinliyor, bir şeyler okuyor ya da yabancı dizi izliyorum. Zaman zaman yalnız kalmaya, kendimle kalmaya çalışıyorum. Nefes çalışmaları ve meditasyon yapmaya, zihnimi boşaltmaya çalışıyorum.

- Gitmek istediğim çok yer var. Sezon finalinde uzun bir tatil yapmayı düşünüyorum. Uzakdoğu ve uzun bir Avrupa turu yapmak istiyorum.