Cumartesi Liderlerin palto farkı

Liderlerin palto farkı

01.12.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bize üşüme geliyor... İlle de o yakayı kapatacağız. Siyaset geleneğimizde şık giyinmenin yeri pek dar. Yabancıların bir bildiği var

Liderlerin palto farkı

malphan@milliyet.com.tr Şimdi bir Batılı ülkelerin liderlerine bakın bir de bizimkilere. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Erdoğan ve daha birçok AKP'li paltolarını aynı yerden mi alıyorlar bilmiyorum ama hepsinin modelleri aynı. Takım elbisenin üzerine kapalı yaka palto giyiyorlar. Kravatlarının düğümlerinin ancak ucu görünüyor. Oysa bakın Fransa lideri Nicolas Sarkozy'ye, ABD lideri George W. Bush'a, İngiltere lideri Gordon Brown'a, İsrail lideri Şimon Peres'e... Hepsi takım elbisenin üzerine klasik palto giyiyor. Paltoları takımlarının şıklığını tamamlıyor, kıyafetleri bir bütün olarak algılanıyor. Ve en önemlisi de kravatları gözüküyor. Diplomaside kanun gibi olmasa da uyulması gereken belirli giyim kuralları var. Örneğin bir lider uçaktan inip şeref kıtasını teftiş ettiğinde kravatı ve beyaz gömleği gözükür. Bizim politikacılarımız ise kış geldi mi Antarktika'daymış gibi boğazlarına kadar paltoları çekip bir de kaşkollara sarınmıyorlar mı... Resmi törenlere kaşkol giymek ayıp kabul edilir. Ama bizim pek umurumuzda değil, annelerin üşümesin diye kat kat giydirdiği çocuklar misali "boy gösteriyoruz" her yerde. Osmanlıların hayatı savaşlarda geçmiş. Birçok kişinin ailesinde savaşa katılmış birileri vardır. Büyükbabalar, dedeler Balkan Harbi'ne, Yemen'e, Sarıkamış'a gitmiştir. Belki de bu yüzden üniforma bizim geleneğimizde var. Üniforma demek de boğazına kadar iliklemek demek. Yakamız genellikle kapalıdır. Türkiye'de kadınların da hakim yakayı bu kadar sevmesinin nedeni bu alışkanlık belki. Bunun örtünmeyle ilgisi yok, bir tür miras işte... Son dönemde lüksü ulaşılabilir kılma çalışmaları o kadar arttı ki bazı markalar kimi ürünleriyle lüksü eski bağlamında sunmaya çalışıyor.Haksız da sayılmazlar. Yani, lükse herkes ulaşabildikten sonra parası olan adam için lüks anlamını yitiriyor. Lüks demokratikleşince bazıları için lüks olmaktan çıkıyor.Markaların orta gelirli insana ulaştığı nokta parfüm haline geldi. Ve bir zamanlar lüks ürünler sınıfına giren parfüm önemsiz bir mal halini aldı. Şimdilerde tasarımcılar, lüks markalar ve kozmetik devleri parfüme prestijini yeniden kazandırma peşinde. Estee Lauder kısa bir süre önce Private Collection Tuberose Gardenia adlı yeni parfümünü dünyaya tanıttı. Markanın kreatif direktörü Aerin Lauder bu parfümün yaratıcısı. Lauder'in esin kaynağı büyükkannesi Estee Lauder'in sahip olduğu mücevher ve sanat eserleri koleksiyonuymuş. Sümbülteber çiçeği ile egzotik gardenyanın ortaya çıkardığı belirgin kokunun yanında bu parfüm, yarı değerli taşlarla kaplanmış; mimar Josef Hoffmann'ın bir broşundan esinlenerek hazırlanmış kapağıyla şişesi de lüks vurgusu yapıyor. Fiyatı da vaat ettiği lüks tanımına paralel nitelikte. 30 mililitreliği 555 YTL. Bakalım diğer markalar prestijlerini geri kazanmak için ne yapacaklar... Parfüm yeniden lüks oluyor Yeşim Salkım herhalde olabilecek en kötü kombinasyonu yaratmış bu kıyafette. Giyinmenin dersi olsa "Asla"lar arasında okutulabilir. Nereden başlayayım? 80'lerin dünya çirkini şalvar pantolonlarından bozma kapriden mi? Kapriyle, hele de bol bir kapriyle giyilen bilekte biten botlardan mı?Yoksa battaniye görünümlü ceket-bluz- her ne ise, ondan mı?Ya da bunların tek bir kıyafette toplanmasından mı?Üzerinize bol bir şey giyiyorsanız, diğer giysilerin dar olmasına özen gösterin. Yani o battaniyeyi giyecekseniz altınıza dar bir pantolon giyin; paçaları da bileklerinizi açıkta bırakmasın. Yoksa böyle kutu gibi gözükürsünüz. Bu nasıl kıyafet? Esinlenme konusunda biz Türklerin üzerine yok. Kendi atölyelerinde çalışan tasarımcılardan bahsetmiyorum ama markaların bünyesindeki tasarımcılar fuar fuar geziyor, moda haftalarının birinden diğerine koşuyor. Amaç büyükler ne yapmış görmek. Bu gerekli tabii. Koleksiyonları hazırlarken trendlerden haberdar olmak, ne tür kumaşların kullanıldığını bilmek şart. Ama bazen yabancı tasarımcılardan esinlenme hali biraz abartılı oluyor. Ortaya neredeyse onların ürünleriyle aynı tasarımlar çıkıyor. Bakınız, burada bir örnek var. Esin kaynağı Fendi çanta ve esinlenilen Hotiç çanta. Esin kaynağı ve esinlenilen