Cumartesi Mentorluğun yönü de değişti

Mentorluğun yönü de değişti

30.08.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Gençlerin tecrübeli ve kendilerinden yaşça büyük kişilerden akıl aldığı mentorluk uygulaması artık ters yönde uygulanıyor. Gençler koca koca patronlarına akıl öğretiyor!

Mentorluğun yönü de değişti

İlk işyerinizi hatırlayın; hani o tecrübesiz olduğunuz, herkesin çok şey bildiği ya da bildiğini sandığı günleri... İsteseniz de istemesiniz de mutlaka size akıl öğreten birileri olmuştur. Ve kabul etseniz de etmeseniz de çok şey öğrenmişsinizdir onlardan. Herkesin gençken vardır böyle bir akıl hocası. Ancak internetin bu denli hayatımıza girmesiyle bu bilgi akışının da yönü değişti. Yeni çağın içine doğmuş yeni neslin sahip olduğu bilgiye o işinde çok tecrübeli olan müdürler, şefler hâkim değil. Hal böyle olunca mentorluk da tersine döndü. Türkiye’de ters yönde mentorluk uygulamasını kullanan, yapım şirketi Endemol’ün Türkiye Ülke Direktörü Hakan Eren (41) ve mentoru cast direktörü Zeynep Gökdağ (27), Danone Genel Müdür Yardımcısı Cenk Altun (42) ve mentoru pazarlama iletişimi stajyeri Doğa Tunal (21) ile konuştuk.

Bu uygulamadan nasıl haberdar oldunuz?

Hakan Eren: 30’un üstünde ülkede Endemol’de bu uygulama var. En değerli kaynak insan kaynağı, en değerli sermaye de entelektüel sermaye. Bize de böyle bir telkinde bulundular ana şirketten. Mentorluk ve yaşam koçluğu hizmeti veren bir şirketle bu konuda uzun süre çalıştık, enteresan şeyler çıktı ortaya.

Haberin Devamı

Ne gibi mesela?

Hakan E.: Bunun gerçekten bir ihtiyaç olduğu mesela. Ben eski kafalı bir adamım aslında; mentorluk, yaşam koçluğu gibi şeylere pek inanmam. Ama Zeynep’le oturup çalıştıkça, çalışmak da değil aslında, sohbet edip zaman geçirdikçe o kadar çok şey öğrendim ki... Hashtag, trending topic... Bunları işin içinde kullanmaya başladım. Keyifli de bir çalışma şekli; disiplin, zorunluluklar yok... Ben soruyorum, o anlatmaya çalışıyor, ben anlamamakta direniyorum!

Ne kadar çalıştınız birlikte?

Hakan E.: Sosyal medya üzerine 9-10 seans yaptık. Şirketin sosyal medya yönetimiyle de Zeynep ilgileniyor.
Zeynep Gökdağ: Sosyal medya bizim için çok önemli hale geldi. Mesela ertesi sabah reytingleri bekliyoruz ama yayın sırasında Twitter’dan hangi yarışmacılar, hangi sorular konuşuluyor takip edebiliyoruz. O yüzden çok kıymetli bizim için. Bize yön vermeye de başladı. Sosyal medyayı çok kullanıyoruz.

Haberin Devamı

“Kendimi iyi hissetmemi sağlıyor”

O zaman sizin işiniz için şart sosyal medya?

Hakan E.: Evet ama Twitter hesabım yoktu mesela benim. Ne olduğunu biliyordum ama çok boş geliyordu bana. Sonra bu sohbetlerimiz sırasında çok güzel fikirler çıktı programda kullanabileceğimiz.
Zeynep G.: “Canlı Para”da yarışmacılarla eşzamanlı olarak soruları cevaplayabiliyoruz mesela. Ya da “Var mısın Yok musun?”da siz hangi kutuyu seçerdiniz diye soruyoruz izleyicilere canlı canlı.

Sizin açınızdan nasıl geçiyor bu seanslar?

Zeynep G.: Hakan Bey’den o kadar çok şey öğrendim ki... Hakan Bey’in bana bir şeyler soruyor olması beni çok onurlandırıyor. Kendimi çok iyi hissediyorum.

“Henüz selfie’ye geçmedik”

Nasıl, memnun musunuz öğrencinizden peki?

Zeynep G.: Arada ne durumda diye kontrol etmek için odasına gitmek yerine tweet atıyorum. Ne zaman cevap verecek diye bekliyorum. Cevap gelmeyince odasına gidip yokluyorum. Hâlâ cevap vermezse tekrar odaya gidip “Hakan Bey ne zamandır girmiyorsunuz Twitter’a?” diye soruyorum, öyle fark ediyor.

Sosyal medya danışmanı gibi oldunuz yani...

Hakan E.: Arkadaşlarıyla da tanıştım mesela, zaman içinde beraber sosyal aktivite yapar hale geldik, konuştukları lisanı anlamaya başladım.
Zeynep G.: Henüz selfie’ye geçemedik ama!
Hakan E.: Ne olduğunu biliyorum ama tuhaf geliyor.

Haberin Devamı

“Beni bir kere Beşiktaş’ta bir yere götürdüler...”

“Siz yanılıyorsunuz” demeyi de gerektirir bu iş. Zorlanıyor musunuz?

Zeynep G.: Kendi
içimde çok zorlandım. “Hakan Bey bu tweet olmamış, silelim” demek...
Hakan E.: Bana bunu söylemek zordur. Biraz tatlı sert bir tarzım vardır benim.

Profesyonel hayattaki bu ilişkiniz sosyal hayatınıza nasıl yansıdı?

Zeynep G.: Arkadaşlarım Bebek’e geldiklerinde beni ararlar mutlaka yemek veya kahve için. Öyle bir durumda ben Hakan Bey’i de davet ediyorum müsaitse.
Hakan E.: Beni bir kere bir yere götürdüler Beşiktaş’ta. “Allah Allah bir yere geldik ama...” dedim.
Zeynep G.: Elma Pub diye bir yere götürdük. Salaş, rahat bir yer olmasını istedik.

Sizin çok gitmeyeceğiniz bir yer sanırım...

Hakan E.: Rüyamda görsem korkarım! Alışkın olduğum bir ortam değildi, keyifliydi yine de.

Haberin Devamı

“Dijital dünya hakkında onlardan daha çok bilgi sahibi olmam doğal”

Birbirinizden neler öğrendiniz?

Cenk Altun: Mentorum Doğa sayesinde Y kuşağı olarak adlandırılan yeni kuşağın temsilcilerinden birisi ile zaman geçirerek hayat tarzlarını, eğilimlerini ve beklentilerini daha iyi anlama fırsatı yakaladım. Ayrıca dijital medya ve pazarlama, teknolojide yeni trendlerden haberdar olma fırsatım oldu.
Doğa Tunal: Programın yapısı gereği öğretme görevini biz gençler elimizden geldiğince üstlenmeye çalışıyoruz. Ancak karşınızdaki kişinin hayat tecrübesi, onunla yaşadığınız diyalog süresince size çok farklı bakış açıları kazandırıyor. Bu anlamda Cenk Bey’in başarılı profesyonel geçmişini sohbetimiz arasında kendi ağzından dinlemek geleceğe yönelik planlarımı şekillendirmemde etkili oldu.
Bir de aslında kendisi oldukça esprili biri. Ülkemiz ve toplumumuz üzerine yaptığımız sohbetler esnasında başından geçen olaylardan verdiği esprili örnekler, sosyal hayat dinamiklerini daha
iyi yönetmemi sağladı.

Haberin Devamı

Bu uygulamayı duyduğunuzda aklınızdan ne geçti? “Yeni mezun olmuş, çok fazla tecrübesi olmayan bir genç bana ne öğretebilir ki?” diye düşündünüz mü?

Cenk A.: Hayır. Tam tersine bu uygulamanın benim için müthiş bir öğrenme fırsatı olacağını düşündüm. Yeni neslin teknolojiyi kullanarak bilgiye ulaşma ve sosyalleşme becerisi beni çok etkiliyordu.

“Yönetimle ilgili merak ettiklerimi sordum”

Sizden yaşça büyük ve çok daha tecrübeli birine bir şeyler öğretmek nasıl bir his? Karşı çıkmak, “Siz yanılıyorsunuz” demek zor muydu?

Doğa T.: Bence kesinlikle çok keyifli. Bizler dijital çağın içine doğmuş bir nesiliz. Oyun konsolları ile büyüdük. Bilgisayarlarla hep iç içeydik. Şimdi de akıllı telefonlar, tabletlerin hayatımıza kattıkları ile yaşıyoruz. Dijital dünya hakkında kendimizden yaşça büyüklerden daha çok bilgi sahibi olmamız doğal. Üstelik bu sayede başka hiçbir deneyimde bu şekilde enformel olarak yakalayamayacağım şirket yönetimine dair merak ettiklerimi sorma ve bir üst yöneticinin sorumluluklarını yakından gözlemleme olanağını yakaladım.

Yazarlar