Cumartesi Müzelerin TikTok’la imtihanı

Müzelerin TikTok’la imtihanı

04.07.2020 - 03:00 | Son Güncellenme:

Kısa video platformu Tiktok, Z kuşağına ulaşma stratejisinin bir parçası olarak müzelerin de radarında. Ancak komik ve eğlenceli içeriğe dayalı platform, sanat kurumlarının “ağırbaşlı” imajını da dönüştürmeye aday

Müzelerin TikTok’la imtihanı

TikTok, son dönemin yükselen sosyal medya platformlarından. 2016’da kurulan kısa video platformu, pandemi nedeniyle evde kaldığımız dönemde popülaritesini iyice artırdı ve dünyanın en değerli markaları listesinde ilk 100’e girdi. Bugünlerde güvenlik açığı iddialarıyla gündeme gelse de kullanıcıların 15 saniyelik kısa video paylaşmalarına imkan sağlayan platform, özellikle Z kuşağı olarak bilinen, 90’ların ikinci yarısından itibaren doğan gençlerin gözdesi. Bugün 20’li yaşlarının başındaki bu kuşağın komik ve eğlenceye dayalı içeriğe olan ilgisi Tiktok’un kimliğinin de önemli bir parçasını oluşturuyor.

Haberin Devamı

Bu yüzden Z kuşağına ulaşmayı hedefleyen kurumlar da hızla Tiktok’ta yerini almaya başladı. Bunların başında da sanat kurumları geliyor. Bugün, aralarında Rijksmuseum, Prado gibi dünyanın en saygın müzelerinin olduğu 11 müzenin Tiktok hesabı var. Son olarak bu gruba, İtalya’nın Floransa kentindeki, dünyanın en ünlü sanat müzelerinden Uffizi Galeri de katıldı. Kendini “tozlu bir Rönesans müzesi olmaktan çıkarıp gençlerde merak uyandırmak isteyen bir müzeye” dönüştürmek isteyen kurumun Tiktok hesabı, bugüne dek inşa edegeldiği saygın sanat müzesi kimliğinden oldukça uzak. Her ne kadar müzedeki koleksyiondan yola çıkılsa da, video içerikleri daha çok popüler kültürle harmanlanan, eğlenceye yönelik bir dile sahip. Galeri’nin Tiktok hesabını yöneten 35 yaşındaki Ilde Forgione, konuyla ilgili New York Times’a “Belki ilk etapta aptalca gelebilir ama bazen insanlara farklı perspektifler sunabilirsiniz. Sanat yalnızca okulda öğrenilen, sıkıcı bir şey değil. Kendi kendinize keşfedebileceğiniz bir şey” diyor.

Türkiye’de henüz bir müzenin TikTok hesabı bulunmasa da bunun yakın bir gelecekte gerçekleşeceğini düşünmek zor değil. İstanbul’un önde gelen sanat müzelerinden Sakıp Sabancı Müzesi’yle kuşak araştırmacısı Evrim Kuran’a, müzelerin TikTok hamlesi ve Z kuşağının müzeleri dönüştürme potansiyelini sorduk.

“Gençlere gençlerin dilinden ulaşıyor”

Berna Özkul (Sakıp Sabancı Müzesi Genel Sekreteri)

Müzemizin henüz bir TikTok hesabı bulunmuyor. Bununla birlikte gençlerin kullandığı tüm medya kanallarını ve içeriklerini, kültür sanat alanında gençlere erişen uluslararası iyi örnekleri dikkatle analiz ediyoruz. Bunların içinde Türkiye’de yaklaşık 15 milyon kullanıcısı olan TikTok da var. Bütünsel iletişim stratejimiz içinde doğru ve güvenilir içeriklerle yer alabilmek değerlendirdiğimiz konular arasında. Sosyal medya istatistiklerimize göre Z kuşağı bizi çoğunlukla Instagram ve Youtube kanallarımızdan takip ediyorlar. Hedefimiz gençlerin takip ettiği mecralarda özgün içerikler sunmak. Böylece hem müzeleri fiziksel sınırlarının ötesine taşımış hem de bilgiye, kültür sanata erişimi demokratikleştirmiş oluruz. Dijital dünyanın bize sağladığı en büyük güç de zaten bu: Sınırları kaldırmak ve bilgiye erişimde demokratikleşme.

TikTok gençlerin ilgisini çeken 3D gibi özel efektli video paylaşımlarının, eğlenceli hashtaglerin sıklıkla kullanıldığı, diğer sosyal medya mecralarından farklılaşan bir kanal. Gençlere gençlerin dilinden ulaşan bir platform. Bu sebeple, uygun içeriklerle öğrenme ve öğretme amacına da hizmet edebilir. Z kuşağı öğrenirken keyif almak istiyor. Keyif aldıklarından daha çok şey öğreniyor. Tabii bilginin ve kaynağın güvenirliği de çok önemli. Bize düşen sorumluluk da yeniliklere açık olmak, gençlere doğru ve güvenilir içeriklerle ulaşmak.

“Bu eşiği atlayan kurumlar kalacak”

Evrim Kuran (Kuşak araştırmacısı, “Z-Bir Kuşağı Anlamak” kitabının yazarı”)

Z kuşağı için dijital dünya ve onun doğal parçası olan sosyal mecralar alışkanlık değil; bir yaşam alanı. Bu yaşam alanında öğrenebilirler, eğlenebilirler, öfkelenebilirler ya da dinlenebilirler. Bu yaşam alanında okullar, kurslar, oyunlar, aile büyükleri, arkadaşlar, süpermarketler olduğu gibi müzelerin de olması son derece normal. Olmamaları şaşırtıcı olur diyebiliriz hatta. Hollanda’daki Rijksmuseum’da TikTok’ta geçen ay yapılan Rembrandt turu 1 milyon görüntüleme almış. Buna insan için teknoloji diyorum ve seviniyorum. Z kuşağını anlamak ve yeni dünyaya uyumlu pencerelerden bakmak için, dijital bağlamı anlamak ve çağa uygun kullanmak elbette çok önemli. Bu dünya olanca sanallığıyla kurumlara ve liderlere şu noktada meydan okuyacak: Sahicilik. Bunu hem manidar hem de eğlenceli buluyorum. İmajımızı daha az, sahiciliğimizi, erişilebilirliğimizi ve yarattığımız anlamı daha fazla önemsememiz gereken bir dönem. Bu eşiği atlayan kurumlar kalacak. Diğerleri için kuşkuluyum.