Cumartesi “Negatif düşünceye karşı savaşıyorum”

“Negatif düşünceye karşı savaşıyorum”

14.07.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

“Avrupa Yakası”nda canlandırdığı Yaprak karakteriyle Türkiye’nin yakından tanıdığı bir isim olan Hale Caneroğlu, “mutluluk öğretmeni” diye tanımladığı yeni kariyeriyle negatif düşüncelere savaş açtığını söyledi.

“Negatif  düşünceye karşı savaşıyorum”

“Negatif  düşünceye karşı savaşıyorum”
Bir dönemin en çok izlenen dizilerinden “Avrupa Yakası”nın Yaprak’ı Hale Caneroğlu uzun bir süredir ekrandan uzaktaydı. 2010 yılında “İçimde Saklısın” adlı bir albüm çıkaran oyuncu aldığı eğitimlerle hayatına yepyeni bir yön verdi. “Uyanışa başlamak” diye tanımladığı süreçte eğitimler alarak kişisel gelişim koçluğu yapmaya başladı. Kendisini “mutluluk öğretmeni” olarak tanımlayan Caneroğlu’yla yeni hayatını ve kariyerini konuştuk.

Haberin Devamı

- “Avrupa Yakası”nın ardından uzun bir süre sizden haber alamadık. Mayıs ayında ise “mutluluk öğretmeni” olarak TEDX konuşmacıları arasında yer aldınız...

Artık hayatıma yeni bir yön verdim. Mutluluğu bu noktada yakaladım. Dört farklı uzman ve öğretiyle 600 saati geçen bir eğitim süreci geçirdim. 2016’da “Heal Your Life” yani “Hayatını iyileştir” öğretisinin lisanslı workshop liderliği, lisanslı yaşam koçluğu ve kurumsal eğitimlerini, 2017’de Uluslararası Koçluk Federasyonu (ICF) onaylı Dale Carnegie İş Koçluğu eğitimini 2018’de de Harvard Profesörü Shawn Achor’ın iş hayatında mutlu olabilmek için gerekli prensip ve taktikleri anlattığı “Mutluluk Avantajı” kitabının eğitmen eğitimini ve Türkiye distribütörlüğünü aldım. 14 yılın sonunda profesyonel eğitimler vermeye başladım.

Haberin Devamı

- Peki, bu işin başlangıcı nereye dayanıyor? Oyuncuyken kariyerinizi değiştirme kararını nasıl aldınız?

Bundan 14 yıl önce kişisel gelişim ne demek bilmiyordum. Galatasaray Üniversitesi’ni bitirdiğimde konservatuvara başvurdum. Oyuncu olmak için yaşlı bulundum. Amerika’ya gidip okudum. Duvar boyadım, köpek gezdirdim, temizliğe gittim. Yaşadığım bütün zorluklar sevilen sayılan ünlü bir oyuncu olmak içindi. İstanbul Gelişim Orkestrası’na girdikten altı ay sonra “Avrupa Yakası” oldu. Yolda rahat yürüyemeyecek kadar popüler bir yüz olmuştum. Hayatımın hedefiydi ve çok mutlu olmam gerekiyordu. Oysa tam bir enkazdım.

- Neden peki? Hayalinize ulaşmışsınız ve başarılı olmuşsunuz...

Başarı mutluluk getirmez çünkü. Başarı egoyu tatmin eder. Eğer başarı mutluluk getirseydi, ben Türkiye’nin en mutlu insanlarından biri olurdum. Çok mutsuzdum ve bir arkadaşımın zorlamalarıyla yaşam koçuna gittim. Yaşadığım deneyim, uyanışa başlangıç oldu.

- Hem bireysel koçluk hem de kurumsal firmalara eğitimler veriyorsunuz. Programlarınız nasıl ilerliyor?

Yaklaşık bir yıl önce “Sen Değiş Dünyan Değişsin” adlı bir platform kurdum. “İçine dön ve içine bak” diyoruz. İnsanların pozitif düşünmesini sağlamayı amaçlıyoruz. Şirketlerinde çalışanların mutlu olmalarını önemseyen patronlar sayesinde toplu çalışmalar yapıyorum. Aç ve balık yemek isteyen birine balık vermiyorum; oltayla balık nasıl tutulur onu öğretiyorum.

Haberin Devamı

“Mutsuzluğumuzun sebebi biziz”

- Herkesin kendi mutluluğunu yaratma potansiyeline sahip olduğunu söylüyorsunuz. Peki sizin mutluluk tarifiniz nasıl?

Benim için mutluluk, hayat sizi en zor tecrübeyle sınarken de şükredecek bir şey bulabilmek. Başımı yastığa koyduğumda bunu yapabiliyorsam mutluyum demektir.

- Dış etkenlerin etkisini nasıl görüyorsunuz?

Hayallerimizi gerçekleştiremiyorsak bunun asıl sorumlusu biziz. Bilimsel araştırmalar, dış faktörlerin mutsuzluğumuz üzerindeki etkisinin yüzde 10 olduğunu gösteriyor. Bu aslında kontrolün bizde olduğunu anlatıyor.

- Sizi hâlâ “Avrupa Yakası”nın Yaprak’ı olarak tanıyanlar var. 14 yıla rağmen böyle anılıyor olmak nasıl bir duygu?

“Yaprak” diye seslenildiğinde, dönüp bakıyorum. Bu isim üzerime yapıştı. Ama rahatsız değilim. Hayatımı değiştiren karakter o.

- 2010 yılında “İçimde Saklısın” adlı bir albüm çıkarmıştınız. Müzik şimdilerde hayatınızın neresinde?

Haberin Devamı

Orkestram var, özel işler olduğu zaman söylüyorum. Ama geçmişte iş yapabilmek için insanların duymayı istediği şarkıları söylemek zorunda kaldım. Para kazanmak için mutsuz oldum. Para amaç olunca zamanla kendinize olan saygınız biter. Oysa her sabah uğruna uyandığınız bir hedefinizin olması gerekiyor. Benim bir hedefim var. Elimden her şey alınabilir ama o hedefimi yüreğimden alamazlar.

- Nedir sizin bu büyük hedefiniz?

İnsanları mutlu etmek. Mutluluğu öğreterek insanoğlunu değiştirmek ve kurtarmak. Herkesin potansiyeline inanmasını istiyorum. Negatif düşünceye karşı savaşıyorum.

“Herkes sevilmemekten korkuyor”

- Danışanlarınızdan en sık duyduğunuz problemler neler?

Benim de zamanında yaptığım gibi “Hayır” diyememek. Sevilmemekten, reddedilmekten korkmak. İnsanlar karşısındakini kaybetmekten korktuğu içi “Hayır” diyemiyor ve bu yüzden de eziliyor. Başkası için kendini mutsuz ediyor. Eğer kişi pozitifse, bunu birkaç seansla çözebiliyoruz. Ama özgüveni olmayan ve yaşam koşulları daha zor olan biriyle bu biraz daha zor oluyor.

'Erkekler daha pozitif'

- Eğitimlerinize katılan kadın ve erkekleri birbirinden ayıran temel farklar neler?

Kadınlar öğrenmeye ve böyle eğitimleri almaya daha yatkın ama erkekler daha pozitif. Çünkü kadınlar, Türkiye’de daha zor şartlarda yaşıyor. Çalışıyorlar ama evin mental sorumluluğu da onlarda oluyor. İş koşulları eşit olmuyor. O yüzden daha negatif, daha yorgun oluyorlar.