Cumartesi Oscar'ları dağıtırken bana mı sordular!

Oscar'ları dağıtırken bana mı sordular!

26.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Oscar gecesi geldi çattı. Ben adaylardan sadece ikisini izledim. Çok işim var, çoook

Oscarları dağıtırken bana mı sordular

tubakyol@yahoo.com Ve televizyonun karşısına geçilir. Bu yıl?Mahvoldum. Bu yıl film işlerini iyice sermişim, belli ki sadece romantik komedileri izlemişim ben. Adaylar bir açıklandı... En İyi Film dalında adaylardan sadece ikisini izledim. "Kefaret" ve "Juno". Diğerlerini bilmediğim halde, ille de bir tahmin yapmam gerekirse: Bu ikisi kesin kazanamaz!Ne olacak şimdi?Oscar zevkimden vazgeçecek değilim. Hayır, henüz böyle bir fedakarlığa hazır değilim.Bu yazıyı perşembe akşamı yazıyorum. En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu adaylarının filmlerini de sayarsak eğer... Sadece üç günüm var. Ve izlemem gereken bir ton film!Müsaadenizle kampa giriyorum. Sanki Oscar'ları dağıtırken bana soruyorlar anasını satayım. Bu nasıl bir sorumluluktur! Neyse, ben zaten sınavlara da son gece çalışırdım. Üç koca günde Oscar'ı mı yutamayacağım? İşte yine geldi o pek mühim gece. Oscar Ödül Töreni. Artık gelenekselleşmiş zevklerimden biri. Bir gece önce sıkı uyunur. Abur cubur alışverişi yapılır. Adaylar arasından henüz izlenmemiş olanlar varsa, izlenir; eksikler tamamlanır. Oscar adayları arasında izlediğim birkaç filmden biri de "Kefaret". İtiraf ediyorum, korsanını izledim.İzlediğim en eğlenceli filmdi. "Kefaret" filmine birçok sıfat yakıştırılabilir ama "eğlenceli", bunlardan biri midir?Aynı filmden mi bahsediyoruz?Aynı filmden bahsediyoruz.Farklı olan altyazılardı. Çok altyazı gördüm, çok zırvalamışlardı. Ama benim izlediğim korsan "Kefaret"in altyazıları öyle böyle değildi, başka türlü bir şeydi.Altyazıların genel olarak filmdeki diyaloglarla bir alakası yoktu zaten. Adamlar bin konuşuyor, altyazı bir cümle. O tek tük cümleler de genellikle filmden ziyade altyazıcıların -bence iki kişiydiler- hislerine tercüman oluyor: "Çok sıkıldım", "Çok sıkıcı", "Bu iş sıkıcı, başka bir iş yapalım artık", "Ne zaman dışarı çıkacağız?", hatta "Ne zaman sevişeceğiz?"...Keira Knightley'nin mayoyla göründüğü bir sahne var filmde. Korsan altyazıcılar adeta coşmuşlar: "Emin ol bu kadın dünyadaki en güzel kadın", "Hey, çok güzelsin"...Filmi izlemeyi bırakıp altyazılara sardırdım. Bir de Fransızca bir sahne vardı filmde. Yaralı bir asker... Filmi izlemeyenler merak etmesin, öyle çok da mühim bir sahne değil. Yaralı bir Fransız askeri hastanede, başında hemşire, askerin son anları olduğu belli, hemşire de onunla Fransızca konuşuyor.Ben hiç Fransızca bilmem.Sonra tabii internetten filmin senaryosuna baktığım için, şimdi biliyorum ne konuştuklarını. Ama korsanı izlerken, en ufak bir fikrim yok. Neyse hemşire ve asker bir şeyler konuşuyorlar. Askerin başı sarılı. Eliyle başını işaret ediyor, herhalde "Yarama bir bakar mısın?" falan diyor. Hemşire sargıları açıyor. Korkunç bir görüntü, kocaman bir delik var adamın kafasında.Ve altyazılara göre hemşire askere dönüp şöyle diyor:"Hey, kafanda kocaman bir delik var!" Hey, filmin altında harfler var! Oscar'a film izleyerek hazırlanmak, şu hayatta yapılacak en saçma şeylerden biri. Oscar'a aday olan oyuncuların bile tüm filmleri izlemek için kastıklarını zannetmiyorum. Onlar kırmızı halıda ne giyeceklerini düşünerek hazırlanıyorlar törene.Geçen hafta gördünüz mü, bizim ekte Elif Berköz'ün "Sex and the City"nin film versiyonundaki kıyafetlerle ilgili bir haberi vardı. Gösterişli bir dolu kıyafet, balon etekler vesaire... Filmin stil danışmanı, aynı zamanda dizinin de stil danışmanı olan Patricia Field'in de küçük bir fotoğrafı.Patricia Field meğerse Sarah Jessica Parker'ın arkadaşıymış. Dizi başlayınca, Parker ondan birkaç kıyafet hazırlamasını rica etmiş. Bu kıyafetler beğenilince dizinin stil danışmanı olmuş Field. Sonrasını biliyorsunuz, "Sex and the City" en çok kıyafetlerle patladı.Patricia Field aynı zamanda "Şeytan Marka Giyer"in de stil danışmanıydı. O filmdeki onca gösterişli kılık kıyafet de onun kombini.Bu dizilere, filmlere bakarsanız; kadın dediğin evde yalnız otururken bile tüller, danteller, ince topuklu ayakkabılar giymeli...Peki bizim ekteki şu küçük fotoğrafta Patricia Field ne giymişti dersiniz? Blue jean ve siyah atlet.Aynı gün Melis Alphan'ın röportaj yaptığı İngiltere'nin ünlü stil danışmanı Wendy Elsmore, "stil ikonu" Victoria Beckham hakkında ne diyordu?Şöyle bir şeyler: "Zoraki bir stili var. Dokunulmaz görünüyor. Olmadığı biri gibi görünmeye çalışıyor. Çok abartılı ve pahalı görünüyor. Onu jean, beyaz tişört ve spor ayakkabıyla görmek istiyorsunuz." Budur! Stil şeytanları kot giyer