"Özlem Tekin'i biz değil, şarkımız ikna etti"

axcum011.jpg Piyano ve gitarda Mustafa Kemal Öztürk, perküsyon ve gitarda Barış Bahçeci, gitar ve bançoda Mert Özdemir, bas gitarda Doğaç Başaran, davulda ise Emre Yıldız var. Badem grubu Boğaziçi Üniversitesi mezunu beş arkadaştan meydana geliyor. "Badem"in bildiğimiz kuruyemişle hiçbir ilgisi yok. Grubun adı, tamamen üyelerin baş harflerinden oluşuyor. Yeni albümü "S'onsuz" ile bu sıralar müzik listelerinin üst sıralarında yer alan rock grubu Badem, albümde özellikle de Özlem Tekin, İlhan Şeşen ve "Elveda Rumeli" dizisinin "Hatice"si olarak tanıdığımız Gülçin Santırcıoğlu ile yapılan düetlerle beğeni topluyor. Mustafa Kemal Öztürk: İsimlerimizin baş harflerinden oluşan bir isim. 1996'da Boğaziçi Üniversitesi Müzik Kulübü'nde bir araya gelip kurduk bu grubu. O zaman üç kişiydik. Devrim diye de bir arkadaş vardı. Ancak artık yok, fahri üye olarak devam ediyor. Barış-Devrim-Mustafa, yani "Badem" diye başladık müziğe. Şimdi de Barış, Doğan, Emre, Mert ve Mustafa'nın baş harflerinden oluşuyor Badem. Sadece iki M var artık. "Badem" nasıl bir isim? Mustafa K.Ö.: Evet. 2005'te çıkan, grubumuzla aynı ada sahip ilk albümde kendimizi tanıtmaya çalıştık. Yeni albümle beraber tarzımız biraz daha oturdu. Özlem Tekin, İlhan Şeşen ve Gülçin Santırcıoğlu ile yapmış olduğumuz düetler de etkili oldu. İkinci albüm "S'onsuz" sanki biraz daha fazla ses getirdi... Mustafa K.Ö.: Aslında ilk albümde pop-rock kategorisindeydik. "Elektro gitar çok az kullanıyorsunuz, bu nasıl rock?" diyenler oldu. Yeni albümde elektro gitara biraz daha geniş yer verdik. Türkiye'de akustik gitarla müzik yapan kişilere rock'çı denmiyor ama yurtdışında bu böyle değil. Cat Stevens, The Beatles gibi isimler en iyi rock örnekleri. Tarzınızı nasıl tarif edersiniz? "Freddie Mercury ve Barış Manço ile düet yapmak isterdik" Mustafa K.Ö.: "Kalpsiz" isimli parçayı ona yolladık. Şarkıyı dinler dinlemez çok beğendi ve bu şarkıda yer almak istedi. Onu ikna etmek için uğraşmadık. Şarkı ikna etti. İlhan Şeşen'le de iki yıl önce Bodrum'da sahneye çıktığımız bir barda tanıştık. Kendisine düet teklifinde bulunduk, kabul etti. Bir de Gülçin Santırcıoğlu ile düet yaptık. Çok güzel bir sesi var. Özlem Tekin müziğe ara vermişti. Sizinle düet yapmayı nasıl kabul etti? Doğaç Başaran: Bon Jovi ile düet yapmak isterim. Barış Manço'ya hayranız, birlikte çalışmak isterdik.Barış Bahçeci: Hayatta olsaydı Freddie Mercury ile sahneye çıkmak isterdim. Cem Karaca ile düet yapmak istedik, maalesef olmadı. Günün birinde mutlaka düet yapmak istediğiniz başka birileri var mı aklınızda? Mustafa K.Ö.: Evet. "Sınav" filminde "Sen Ağlama" şarkımız kullanılmıştı. Bunu ilerletmeyi, hatta bir filmin bütün müziklerini yapmayı düşünüyoruz. Film müziği çalışmalarınız olacak mı? "MFÖ'ye yakın olduğumuz söyleniyor, bizim için büyük onur" Barış B.: Sinema, tiyatro ile müziğin birleştiği bir alan gibidir. Görüntü ve müzik birbiriyle çok iyi örtüştüğü zaman şarkılarınızın değeri artıyor. Ayrıca film çok seyredildiğinde müziğinizle daha geniş kitlelere hitap etme şansınız oluyor. Sanatçılar genellikle film müziği yapmaya çok önem verirler. Neden? Mustafa K.Ö.: Tahmin etmek zor ama "Kalpsiz" çok beğenildi. "Sensiz Kalacak Bu Şehir" ve "Geceyedir Küsmelerim" parçaları da bizce ses getirecek. Yeni albümünüzün hit parçası hangisi olacak sizce? Mustafa K.Ö.: Türkiye'de MFÖ grubuna yakın olarak gösteriliyoruz. Bu, bizim için büyük onur. Ayrıca Queen, The Beatles, The Eagles gibi eski rock'ları çok seviyoruz. Cem Karaca, Barış Manço, Bülent Ortaçgil gibi büyük ustaları da örnek almaya çalışıyoruz. İzinden gittiğiniz, örnek aldığınız kimler var? "Kayıplar ve ayrılıklar yaşadık" Doğaç B.: Grup olarak para kazanmak zor. Fedakarlık yapmadan olmuyor. 10 yıldır beraberiz. Büyük bir olay olmadığı sürece 20 yıl sonra da bizi sahnede görebilirsiniz. Birkaç yıl sonra sizde de herkes kendi yoluna gidecek mi? Mustafa K.Ö.: Önümüzde Viyana, Ankara ve İzmir konserleri var. Turneye de çıkacağız. Konserler, turneler var mı? Mustafa K.Ö.: Ailevi kayıplar ve aşk ayrılıkları yaşadık. Bunlar albümü de etkiledi. Bu albümü "Sonsuza" kadar "onsuz" kaldıklarımız için yaptık.Emre Yıldız: Ne hissettiysek onları yansıttık. Bu, enstrüman seçimine de yansıdı. İrlanda flütü, akordeon, yaylı, üflemeli ve yerel enstrümanlar kullandık. Yavaş ve sağlam adımlarla ilerlemek istiyoruz. Albümün adı neden "S'onsuz"? "Hepimiz Boğaziçiliyiz..." Doğaç B: Evet. Ben elektronik mühendisiyim. Mustafa Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'nü bitirdi. Barış felsefe mezunu. Gitaristimiz Mert inşaat mühendisi. Emre ise Boğaziçi Turizm-İşletme mezunu. Ama müzik bir tutku. Bu nedenle aslında kariyerlerimizi noktaladık sayılır. Hepiniz Boğaziçili misiniz? Doğaç B: Var. Ben ciddi anlamda bölümümle uğraşıyorum. Şu anda doktora yapıyorum, tez aşamasındayım. Mustafa ses mühendisliği eğitimi aldı ve tonmaisterlik, miks ve prodüktörlük ona ait. Barış da zaten sürekli düşünüyor, felsefeci çünkü. Onun da böyle bir katkısı var. Kendi mesleğiyle de bir yandan ilgilenen yok mu? Mustafa K.Ö.: Yaptığımız işe çok özen gösteriyoruz. İnsanlar da bu nedenle beğeniyorlar herhalde müziğimizi. Boğaziçi Üniversitesi'nin bize çok büyük katkısı oldu. Sadece okumadık. Çok sesli müzik Türkiye'de pek bilinmiyor. Biz aslında bunu öğrenmek için okulda müzik kulübüne gittik. Tamamen amatör ruhla başladık. Daha sonra da bunu ilerletmeye ve bir süre sonra bir albüm yapmaya karar verdik. Gelecek vaat eden gruplar arasında yer alıyorsunuz...