Cumartesi Parsın sırtından geçinmek!

Parsın sırtından geçinmek!

13.01.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Anadolu parsının son sığınakları da şimdilerde ilan ediliyor. Türün son bireyleri, dolayısıyla neslin geleceği, bir kez daha ağır bir tehdit altında kalıyor

Parsın sırtından geçinmek

suha.umar@isbank.net.tr Bir de sırtlanlar vardır! Bunlar parsın avını, daha o iki lokma yemeye fırsat bulamadan elinden almaya kalkarlar. Pars çalışır çabalar, canını tehlikeye atar ve avını -ki genellikle sırtlanın yetişemeyeceği kadar hızlı bir ceylan, karaca veya yaban domuzudur- yakalar.İşte parsı gözleyen sırtlanlar tam o sırada sahneye çıkarlar. Sürü halindedirler. Eğer pars, avıyla birlikte bir ağaca tırmanamazsa, sırtlan sürüsü karşısında yapabileceği bir şey yoktur. Avını onlara terk eder ve açlığını daha da hissederek, belki de yavrularını besleyecek sütü kalmamış halde sahneden çekilir.Her zaman olmasa bile sırtlanlar parsın sırtından geçinirler. Asalaktırlar. Ama onları doğa öyle yaratmıştır. Pars bunu bilir, önlemini alır. Pars memeli yırtıcıların en üst halkasında yer alır. Doğadaki besin zincirinin de tabii. Parsın avından kalanlar daha küçük yırtıcıların, hatta et yiyen kuşların besinini oluşturur. Bu, doğada besin israfını da önleyen yararlı bir dayanışmadır. Anadolu parsı (Panthera pardus tulliana), ülkemizde halen de yaşayan iki büyük kedi türünden birisidir. Yanlış olarak "kaplan" diye anılan Anadolu parsı, gençliğimde, benim kentimin yani İzmir'in çok yakınında sık sık görülürdü. Her yıl ilkbaharda İzmir gazetelerinde, "Kemalpaşa'da kaplan-domuz savaşları başladı!" haberleri yer alırdı. "Mantolu" Hasan'ın, babamdan aldığım ve üzerinde, "Ege Bölgesinin Ünlü Vahşi Hayvan Avcısı" yazan, vurduğu parsın postunu sırtına atmış fotoğraflı kartviziti hâlâ arşivimde durur. Mantolu Hasan çok sayıda pars öldürmekle övünürdü. Marifetmiş gibi! Öldürmeyi marifet sananlar 1960'lı yıllarda, Atatürk Orman Çiftliği'nin hayvanat bahçesinde bir Anadolu parsı vardı. Doğada vurulan son birey, 1974'te Ankara-Beypazarı yakınında öldürüldü.Sonra herkes Anadolu parsının nesli tükendi diye düşündü ve bunun böyle bilinmesi de iyi oldu. Çünkü devir değişmiş ve avcılık gaddar, amaçsız, gereksiz ve yok edici olmuştu. Son yıllarda sayılarının arttığını gösteren güçlü kanıtlar olan Anadolu parsı, bu koşullarda neslini düze çıkarmaya çalışıyordu. Doğa alanında çalışan ciddi gönüllü kuruluşlar bu bilgileri herkesten saklıyorlardı. Neslini düze çıkarmaya çalışıyor İşte tam o sırada, yabancı fonlardan pay almak ve yüksek maaşlarla "gönüllü!" olarak doğayı korumak için yola çıkan dernekler ve kişiler konuya el attılar. Fonlardan pay alabilmek için, yalan yanlış ve çoğu kez doğaya-türlere zararlı etkinlikler, "doğa koruma projesi" adı altında, konunun ayrıntısını ve inceliğini bilemeyecek olan, iyi niyetli basın aracılığı ile reklam edilmeye başlandı. Amaçları çok farklı olabilecek yabancı ortaklarla birlikte. Şimdi, parsa hiç bir yararı olmayacak 100 bin YTL için, büyük kedinin son sığınakları da ilan ediliyor. Eli tüfekli, öldürmeye programlanmış katillere! Türün son bireyleri, dolayısıyla neslin geleceği, bir kez daha ağır bir tehdit altında kalıyor. Birileri Anadolu parsının sırtından geçiniyor! Bu konuda basında çıkan haberler üzerine yazılan yorumlara bir göz atın. Sıradan insanlar bile bu gerçeği görmüşler ve "bunu yapmayın!" diye feryat ediyorlar. Canının derdine düşmüş Anadolu parsı şaşkın! Sırtlanlarla baş ediyor da bu projeler onu bitirecek! Tehlikeli girişimler

Yazarlar