Cumartesi Polis kayıtlarından

Polis kayıtlarından

28.04.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

Polis kayıtlarından

Polis kayıtlarından

Polis kayıtlarından

Serdar Devrim

Zor bir işe kalkışıp, elimdeki Fransızca metni tercüme etmeye çalışacağım. "Bunda ne zorluk var?" demeyin. Fransızca’da "betisier" diye bir terim vardır. Salaklıklar, aptallıklar veya komik hatalar diye tercüme edebileceğimiz.
Birisi oturmuş, Fransız polisinin tuttuğu zabıtları incelemiş ve bulduğu abuk sabuklukları alt alta dizmiş. Çoğu Fransızca hatası olduğu için tercümesi zor. Ama deneyeceğim. İşte polis kayıtlarından alıntılar:
• Başına sert bir cisimle vurulan maktulün ölüm sebebi tabiiydi.
• Talihsiz adamın öldürülmeyi kabul etmesinin sebebi anlaşılamadı.
• Maktul, katilinin tek başına hareket ettiğini teyit etti.
• Deniz onun doğduğu topraktı.
• Üçlü hırsızlık çetesi, Afrika kökenli dört erkekten oluşuyor.
• Zanlı kimsesiz ve evsiz olduğundan, memurlar evinden çıkarken kolayca tutukladılar.
• Kadın büyük bir ihtimalle katil tarafından boğulmuştu.
• Cinayetin tek nedeni adam öldürmeydi.
• Maktul, katilini kesinlikle teşhis etti.
• Üç zanlının beşi serbest bırakıldı.
• Tek bir ceset dışında maddi zarar yok.
• Adam, kendi ifadesine göre, 16.30 sularında öldürüldü.
• İki ölü olsa da çarpışma öyle fazla şiddetli değildi.
• Cesedin üzerinde sadece bir-iki maddi hasar tespit edildi.
• Otopsiden sonra ceset, hâlâ izini bulamadığımız ailesine teslim edildi.
• Zapta geçirilecek bir husus olmadığını zapta geçirdik.
• İfadesi o kadar karışıktı ki, elimizde söylediklerini anlamaya yetecek kanıt bulunmadığından, zanlıyı serbest bıraktık.
• Polis memuru aşırı yağmur sebebiyle dışarıda kar yağdığını fark edemedi.
• Ceza yazdığı şahıs arkasından "Pis şişko, salak" diye bağırınca, kendisinden bahsedildiğini anladı ve zabıt tuttu.
• Zanlı her türlü suçlamayı reddettiği için gözaltına alındı.
• Zanlı bu noktada her şeyi itiraf etmeye karar verdi ve bütün suçlamaları reddetti.
• Söz konusu şahıs, kavga ettiği erkeğe İngiliz anahtarıyla vurduğunu, ancak karşısındakinin canını yakmamaya özen gösterdiğini beyan etti.
• Müşteki (şikayetçi) alkollüydü; zaten adının İsa olduğunu söyledi ve imzasını bir haç şeklinde attı.
• Bu arada zanlı, karıştığı hırsızlık vakalarını ve bir-iki de küçük cinayeti işlediğini itiraf etti.
• Jandarma müdahale etmeseydi, hırsızlık muhtemelen meydana gelmeyecekti.
• İki arabanın burun buruna çarpışmasının aynı güne rastladığına dikkatinizi çekerim.
• Adam bizden defalarca özür diledi; söylediği ağır sözleri gerçekten düşündüğünü beyan etti: Bu durumda biz de şikayetimizi geri aldık.
• Cesedin şuuru yerinde değildi.
• Kendini asan adam suda boğularak ölmüştü.
Türk basını araştırmalarını Tansu Çiller’le, Reha Muhtar’la sınırlamamalı. Tabana inmeyi başardığınızda, bakın ne cevherler buluyorsunuz!..
Not: İlk yazımda, sizinle haftada iki kere buluşacağız; salı günleri ana gazetenin Entelektüel Bakış sayfasında, cumartesi günleri de ekte, demiştim. Milliyet’te birçok değişiklik oldu; bu arada salı yazılarından da vazgeçtik. Halbuki, Entelektüel Bakış köşesinde ahkâm kesecek, cumartesi de, hafta sonudur diye, havadan sudan bahsedecektim. Olmadı. Bundan sonra -ara sıra da olsa- üslup değiştirirsem, kızmazsınız, değil mi?






CUMARTESİ