Cumartesi ‘Rekoru kıran olursa tekrarlarız’

‘Rekoru kıran olursa tekrarlarız’

21.04.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Geçtiğimiz haftanın en çok konuşulan olaylarından biri de Cenk&Erdem ikilisinin muhabbet rekoruydu.

‘Rekoru kıran olursa tekrarlarız’

52 saat boyunca yayın yapan ikili daha önce İngilizlerin elinde bulunan 51 saatlik dünya rekorunu kırmış oldu. Bu başarılarını konuşmak üzere rekortmen ikiliyle

Haberin Devamı

Power FM stüdyolarında buluşuyoruz. Ne konuştular, ne yediler, ne içtiler, uykusuzluğa nasıl dayandılar, herşeyi konuştuk. Söz konusu kişiler Cenk ve Erdem olunca bol (gülüyor)’lu bir röportaj olması kaçınılmazdı tabii.


Bu rekor fikri nereden çıktı?
Erdem: Cenk’in küçük bir oğlu var, “Baba rekor kırsana” demiş (gülüyor).
Cenk: “Baba herkesin babası rekor kırıyor” diye ağlayarak geldi bir gün (gülüyor).
Erdem: Rekor fikri bize Nescafe’den geldi.
Cenk: Kırsa kırsa ikisi kırar demişler.
Erdem: Başta tamam dedik. Ne kadar olabilir ki muhabbet rekoru diye düşündük.
Cenk: “Ne olacak ki ya olsa olsa 30 saattir...” diye artistlik yaptık birbirimize.
Önceki rekorun kaç saat olduğunu söylemediler mi?
Erdem: Yok. Zaten kimse bilmiyordu.
Cenk: Üç-dört gün sonra 52 saatmiş diye haber geldi. Biz bir yutkunduk. Sonra saat başlarında 18 dakika durabildiğimizi öğrendik. “İyi o zaman artık deneyeceğiz” dedik.
Önceden bir hazırlık yaptınız mı?
Erdem: Düzenimi hiç bozmadım. Bozarsam vücut “Ne yapıyor bu manyak!” falan der diye.
Cenk: Bana bazı arkadaşlar “Karbonhidrata asılın” diye önerilerde bulundu. Hatta Gülse (Birsel) sağolsun, mesaj atıp durdu. Sabahlıyormuş o da senaryo için. “Erdem nasıl oluyor da o kadar enerjik?” dedi. “Kafasını suya sokuyor” dedim. O gün, Erdem 9.30’ta kalkmış. Ben 13’te kalktım. 14’te ordaydık, 15’te başladık.
“Dikey şekilde uyudum”
Hiç uyumadınız mı?
Cenk: Ben uyudum. İlk başta çok tırstım
“18 dakikalık arada uyunur mu acaba?” diye. Çünkü benim uykum gelince tak diye rüyaya geçiş yaparım. Dikey bir şekilde gözümü kapattım aynen rüyaya daldım. Hatta böyle yaşlıca bir kadın gördüm rüyamda. Sonra bir kalktım aşağıdan “Son beş!” diye bağırıyorlar. Son beş de bayağı iyi bir şey çünkü son
1,5’ta iniyoruz aşağıya. “Bu iş olur hacı” dedim.
Erdem: Ben hiç uyumadım. Hatta uyumamak için o 18 dakikalık aralarda oturmadım bile, yürüdüm sürekli.
Önceden konuları belirlediniz mi?
Cenk: 52 tane başlık belirledik.
Erdem: O başlıkların her biri, bizi bir saat götürür diye planlamıştık. Bazıları beş dakika falan götürdü. Dolayısıyla eksiğimiz kaldı.
O anlarda çıkan farklı şeyler oldu. O halde bile iyi çıkarabildiğimiz şeyler oldu. Mesela o avcı-orman muhabbetleri, gece yaptığımız bölümler özellikle. Baktık o bölümler iyi gidiyor. Öyle olunca biz de uykusuzluğumuzu unuttuk tabii.
İzleyicilerle de bir şeyler yaptınız mı?
Cenk: Oyunlar oynattık. Üç tane kelime verdik “Bir cümle içinde kullanın” dedik. Karakter tahlilleri yaptık Twitter avatarlarından. Kullandığımız eşyalardan birini kağıda yazdım, kapattım onu tahmin etmeye çalıştılar.
Erdem: O destek olmasa çok zor olurdu zaten. Önceki bölümlerin içeriğinden sorular sorduk. İzliyorlar mı diye test ettik.
Cenk: Bu rekorla gördük ki insanlar öyle bir program istiyor ki artık; yatsınlar kalksınlar o programı yapanlar aynı coşkuyu yaşıyor olsun. Bence ileride millet kendi evlerinden mutlu mutlu birbirlerine bağlanıp küçük küçük BBG evleri şeklinde takılacak. İş oraya gidiyor bence. Biz şu an 12 saatlik programı çok rahat yapabildiğimizi gördük. Millet de yatsın kalksın açtığında “Aa bunlar hala konuşuyor” desin.
Erdem: Bir de hafta sonu olmasına rağmen insanların artık televizyondan bayağı sıkıldıkları ortaya çıktı. Binlerce mesaj aldık, “Televizyonu hiç açmadık hafta sonu” diye.
Cenk: Bu arada 100 bine yakın tweet, 62 binin üzerinde de Facebook yorumu aldı.
2 milyon 890 bine yakın kişi tarafından ziyaret edildi yayının yapıldığı site.
“Rüyasında bizi gören olmuş”
Yeme-içme olaylarını ne yaptınız?
Erdem: Çok az yemek yedik aslında. Ben mesela hiç acıkmadım. Bir ara dışarıdan yemek söylemiştik. Onu yiyince acayip açıldım. Bunu fark edince aralarda küçük küçük yemeğe devam ettim. O yüzden ufak ufak yedik hep.
Cenk: Ben öyle ufak ufak bayağı bir lahmacun tükettim. Tabii nescafe beleşti.
Bolca su, biraz da Türk kahvesi işte.
Nasıl tepkiler aldınız?
Cenk: Çok leziz tepkiler aldık. Çünkü herkes muhabbet “Sus be kardeşim” kıvamına gelecek sanmış. Öyle olmadığını görünce sevinmişler.
Erdem: Bizi de sevindiren o oldu. Ben de tereddüt etmiştim acaba düşer miyiz diye.
İlk 30 saatten sonrası meçhuldü bende. İnsanları uyutabilirsiniz ya da yaptığınız şey seyredilmez ya da komik duruma da düşebilirsiniz.
51’inci saatte yaptığımız ‘Inception’ bölümü var mesela o efsane olan bölümlerden biriydi.
Cenk: Orada olayın bitiyor olmasının verdiği bir adrenalin pörtlemesi de var tabii.
52 saat uyumadan izleyenler olmuş mu?
Erdem: Olmuş. Rüyalarında bizi görmüşler.
Bu 52 saatlik yayın boyunca ilginç bir şey geldi mi başınıza bizimle paylaşabileceğiniz?
Cenk: Erdem’e bir vurdum, ağzının ortasına (gülüyor).
Erdem: Son saatte reji gülmeye başladı.
Öyle olunca biz de gaza geldik tabii. En sonunda “Yürü be!” diye bağırdıklarını hatırlıyorum. n




“Guinness’in ‘Vay be’ demesi farklı oluyor tabii”

Sertifika mı veriliyor sadece? Başka bir şey yok mu?
Erdem: Tebrik ediliyor.
Cenk: “Vay be” falan deniyor (gülüyor).
Erdem: Guinness’in “Vay be” demesi farklı oluyor tabii.
Cenk: Seneye de kitaba yazılacak işte. O zamana kadar biri kırmazsa tabii. Haftaya kırıyormuş bir de o İngilizler gıcık olup... Rekoru kıran olursa tekrarlarız. Ben gıcık olurum.
Erdem: Öyle olursa biz de onların ağzını burnunu kırarız (gülüyor).
Aileniz ne dedi bu işe?
Cenk: Sen artık rekortmen oldun bizi aramazsın dediler (gülüyor). Çok tebrik ettiler tabii. Kaplıcaya gitmişler yine bizimkiler, ısrarla oraya davet ettiler. Babam telefon bağırıyor arkadan “gelsin gelsin” diye.
Erdem: Babam da tweet atmış, görmemişim. Niye okumuyorsun tweet’lerimi dedi.
Ne değiştirdi bu rekor hayatınızda?
Cenk: Size biraz yukarıdan bakıyoruz. Rekortmen olmayan zavallı, sıradan insanlarsınız. Biz artık sadece Guiness’teki arkadaşlarımızla konuşacağız.
Erdem: En önemlisi internette böyle bir şeye büyük bir ilgi olabileceğini kanıtlamış olduk insanlara. İnternet yayıncılığının giderek daha da önemli olcağını savunuyoruz. Bu mecrada çok iş yapıyoruz. Bunu tescillemiş olduk.