Cumartesi “Rollerimde iyi görünme gibi bir çabam yok”

“Rollerimde iyi görünme gibi bir çabam yok”

23.04.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yıldızı gitgide daha çok parlayan Şebnem Hassanisoughi: “İyi görüneyim gibi bir çabam yok. Rol görünsün hatta, ben görünmeyeyim mümkünse. Benim görünmeme gerek olduğunu düşünmüyorum”

“Rollerimde iyi görünme gibi bir çabam yok”

Son birkaç yılın en aktif oyuncularından biri Şebnem Hassanisoughi. Üstelik de her seferinde farklı bir karakter ve tiple karşımıza çıkmayı başaranlarından. Öyle ki geçtiğimiz hafta 35. İstanbul Film Festivali kapsamındaki “Kıyıdakiler”in gösteriminden sonra karşılaştığı insanlar filmde oynayanın o olduğunu anlamamışlar. Halen “Poyraz Karayel”de Begüm’ü canlandıran Hassanisoughi ile hem diziyi hem filmlerini hem de neler yaptığını konuştuk.

Haberin Devamı

- Festivalde iki tane filminiz vardı. Biri “Kıyıdakiler”, insan hakları teması altında beş farklı yönetmenin çektiği kısa filmlerden oluşan bir film...

Ben Alphan Eşeli’nin yönettiği “Küçük Kurşunlar” isimli filmde oynuyorum. Suriyeli olup olmadığı net olarak belirtilmeyen bir kadının çocuğuyla birlikte savaştan kaçışının hemen ardından başına gelenleri anlatıyor. Arapça konuşuyorum filmde.

“Film için Arapça çalıştım”

- İran asıllısınız bildiğim kadarıyla ama Arapça biliyor muydunuz?

Farsça da, Arapça da bilmiyordum. Film için çalıştım sadece. İki ayrı hocayla fırsat buldukça bir araya gelerek, hatta bazen Skype üstünden ses kayıtlarını dinleyerek çalıştık. Kızımı oynayan küçük oyuncunun annesi de çok yardımcı oldu.

Haberin Devamı

- Festivaldeki diğer filminiz ise “Siyah Karga”ydı.

Batman, Siirt, Bitlis civarında çekildi film. Karakterim Sara, İran asıllı bir kadın oyuncu. Fransa’da kariyer yapmış. Ülkesine girişi yasaklı, dolayısıyla sınırda onu yasal olmayan yollardan geçirecek birileriyle buluşuyor ve katırlar üzerinde bir yolculuğa başlıyorlar.

- Çekimler zorlu geçti galiba?

Coğrafi şartları zordu, üç hafta boyunca karlı ve dik dağlarda katırlar üstünde yolculuk yaptık. Karavanların girmediği, bayağı bir keçi yoluydu çekim yaptığımız yerler. Bir yere kadar araçla gidiyorduk sonra herkes sırtına ekipmanları alıyordu, yürüyorduk. Ses arabası düştü uçurumdan falan.

“Yönetmen ve yapımcılar biraz garantiye alışkınlar”

“Rollerimde iyi görünme gibi bir çabam yok”

- Hep farklı karakterler canlandırmayı başarmış nadir oyunculardansınız. Demek ki sizde o potansiyeli gördüler...

Aslında bizde yönetmenler de yapımcılar da biraz garantiye alışkınlar. “Bu insan zaten bir kere bunu oynadı ve iyi oynadı” dendiği zaman hep o rolleri vermeye başlıyorlar. Ama ben o ara oyunculuk için çok çalışıyordum ve bunu biliyorlardı belki o sebeple güvendiler.

- Dış görünüş olarak değişebiliyorsunuz ama onun da etkisi olmuştur sanıyorum...

Evet, makyajla, kıyafetle, ortamla, halet-i ruhiyemle tamamen değişebiliyorum. Mesela “Bulantı” için Zeki (Demirkubuz) ile ilk görüştüğümüzde Zeki “Sen bu kadın için fazla güzel ve alımlısın” demişti. Sonra “Saç, makyaj, kıyafet öyle bakalım” dediğimiz anda olay tamamen değişti. Senin sokaktaki halin gibi olduğunu sandıkları zaman sıkıntı var. Çünkü öyle roller gelsin diye sokakta basma elbise, başımda eşarp, gözümün altını morartarak dolaşamayacağım. Bu anlamda sokakta gördükleri gibi olduğumu sanmaları aslında yapımcının, yönetmenin dar görüşlülüğü. Sonuçta sarı saçlı bir kadın arıyorum deyip sarı saçlı kadın bakarsan bütün saç boyası piyasası sana güler yani.

Haberin Devamı

- Sizin projelerinizde iyi görüneyim gibi bir çabanız da yok belli ki...

Yok. Rol görünsün hatta ben görünmeyeyim mümkünse. Benim görünmeme gerek olduğunu düşünmüyorum gerçekten. İnsanlar rolle karşılaşsınlar, beni de çok tanımlamalarına gerek yok.

“Bu filmler ufak bir vicdan rahatlığı yarattı”

- İnsan haklarıyla ilgili bu iki filmde oynamak ekstra bir farkındalık yarattı mı sizde?

Yaratmadı, sadece daha detaylı bilgi edinmemi sağladı. Mesela Suriyeli mültecilerinin durumuyla ilgili daha detaylı videolar izledim, belgesellere, İran’a giriş yasağı ile ilgili bir sürü şeye baktım. Onun dışında zaten bildiğim, üzüldüğüm, hakkında bir şeyler yapmak istediğim ama çok fazla da elimden bir şey gelmeyen alanlar. O yüzden en azından böyle, bir şeyler anlatarak, insanlarla bu hikayelerin karşılaşmasını sağlamak, bu konuda aracı olmak, hani o ufak bir vicdan rahatlığı mı diyeyim onu yarattı. Hakikaten bir işe yarar mı bilmiyorum ama...

Haberin Devamı

“Sadrettin gibi biriyle olamam”

- “Poyraz Karayel” de devam ediyor. Ben mesela Begüm’ü izlerken çok eğleniyorum. Siz de eğleniyor musunuz Begüm’ü oynarken?

Çok eğleniyorum gerçekten. Daha önce hiç bu kadar eğlenmemiştim bir dizide. Hatta daha okurken eğleniyorum “Hadi çekelim bir an önce” diye. Mesela o hastane sahneleri, delirdiğim, kriz geçirdiğim, sarhoş olduğum anlar... Kayıtta da çok eğleniyoruz, kayıt kesilmeden arkadan kıkırtılar gelmeye başlıyor.

- Dizide şimdi tabiri caizse iki manyak beraberler. Begüm’ün Sadrettin’le olması çok olanaksız gelmiyor. Gerçek hayatta sizin öyle biriyle birlikte olma ihtimaliniz ne?

Haberin Devamı

Eksi sekiz trilyon. Öyle diyeyim yani. Büyük konuşmamak lazım ama öyle bir ihtimal olursa sanıyorum artık o ben olmam.

- “Aşkın gözü kördür” derler..

Yok o kadar kör olma ihtimali yok.

- Sizin için nasıl biri olmalı beraber olacağınız kişi?

Yaşamayı seven, sevmeyi bilen, eğlenen, okuyan, yazan, gezen güzel bir insan olmalı. -