Cumartesi "Saddam için değil, halk için gidiyorum"

"Saddam için değil, halk için gidiyorum"

01.02.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Saddam için değil, halk için gidiyorum"

Saddam için değil, halk için gidiyorum



Saddam için değil, halk için gidiyorum


Özcan Yurdalan birkaç gün sonra yola çıkacak. Diğer "canlı kalkanölarla birlikte. Sakin sakin konuşuyor, nedenlerini anlatıyor. Ve hep bir noktanın altını çiziyor: "Lütfen beni harcamayın..." Neden mi böyle diyor? Çünkü Özcan Yurdalan’a göre savaşa hayır rozeti takmak da Irak’a canlı kalkan olarak gitmek de aynı değerde. Kim elinden ne geliyorsa onu yapmalı ve kimse bu eylemin sembolü olarak öne çıkmamalı. Kendisi dahil. "Amerikan saldırısına olduğu gibi Irak diktatörlüğüne de karşıyım. Ben Saddam’ı desteklemeye değil, Irak halkının yaşam hakkını savunmaya gidiyorum" diyor. İnsan ona hak veriyor...


Daha önce Irak’ta bulundunuz mu?
Hayır, ilk kez gideceğim. Irak’ta çoktandır bir savaş hali var. İnsanların yaşam koşulları hiç müsait değil. Oraya bir turist gibi gitmek anlamlı olmayacaktı. Bu nedenle gitmedim.

Peki hiç savaş tehlikesi yaşayan bir bölgede bulundunuz mu?
Amerika, Afganistan’a saldırdığı gün Peşaver’deydim. Son derece gergindi ortam. Amerika bombalamaya başladığı gece kentte müthiş bir sessizlik vardı. Her an bir patlama bekliyorduk. Gece tedbirler alındı, sokaklar tutuldu. Ertesi sabah Amerikan karşıtı mitingler başladı. Kentin farklı yerlerinde çok şiddetli eylemler yapıldı. Pakistan hükümetinin aldığı tedbirlerle eylemler söndü. Toplam üç hafta Pakistan’da kaldım.

Canlı kalkan olma kararını nasıl aldınız?
Baştan beri bu işin bir savaş değil, saldırı olduğunu düşünüyorum. Irak’ta bir savaş değil, bir Amerikan saldırısı olacak. İnsanların hep birlikte karşı çıkışının savaşı da, diğer kötülükleri de önleyebileceğine inanıyorum. Bu da bir pasif direniş örneği. Baştan beri bu eyleme katılmak gerektiğini düşündüm. Herkesi de bir biçimde hayır demeye çağırıyorum. Bu işe kılıf bulmadan, uydurmadan. Orada insanlar, diğer canlılar ölecek. Bu insani nedenlerle sadece bu savaşa değil, şiddet üstüne kurulan iktidarlara da hayır demek gerekiyor.

Yakın çevrenizden karşı çıkan oldu mu?
Hayır. Klasik bir aile ilişkisi değildir bizimki. Çevremdeki insanlar da bu eyleme kuşkusuz destek veriyor ve katılıyorlar.

Pasif direniş sizin deyişinizle "Amerikan saldırısı"nı ne kadar durdurabilir?
Çok sayıda insan toplanırsa muhakkak caydırıcı bir etkisi olacak. Böyle olmasa, sembolik düzeyde kalsa bile bu eylemin dünyada yeni bir direniş kültürüne öncülük edeceğine inanıyorum. Oraya gidişin esas nedeni Irak halkının yaşam hakkını savunmak. Gidebilirsek tabii, kolay olmayacak... Amerikan saldırganlığı gibi Irak diktatörlüğünü de onaylamıyorum. Savaşsız, şiddetsiz, eşitlikçi, sınırları olmayan bir dünyanın kurulabileceğini düşünüyorum. Bu eylemle bunların hepsi gerçekleşecek demiyorum. Küçük küçük taşlar koymak önemli olan. Kimseyle bağlantılı bir eylem değil bu. Bir dünya insanı eylemi demek doğru olur.

Sokakta yatacak gibi hazırlıklı gideceğim"
Sean Penn ve Körfez Savaşı gazisi Kenneth Nichols O’Keefe’den çok söz edildi. Sizce hangisi insanları daha çok etkiledi?
İster istemez bu tür eylemlerde bazı isimler öne çıkıyor ama hakikaten onlar için şanssızlık bu. Ben ikisini birbiriyle karşılaştırmak istemem. Herkes savaşa hayır demek için neyi becerebiliyorsa onu yapmalı. Bu mitinge katılmak da, bir metne imza atmak da, göğsünde savaşa hayır rozetiyle dolaşmak da olabilir. Hepsi benim için aynı değerdedir. Bir rozet takmak Sean Penn’in, O’Keefe’nin Irak’a gitmesi kadar anlamlıdır.

BM denetçilerinin raporu açıklandı. Nasıl yorumluyorsunuz?
Silah denetçilerinin, Amerika’dan gelecek talimata göre bir rapor ortaya çıkarmak üzere son derece yuvarlak laflar ettiğini düşünüyorum.

"Irak diktatörlüğünü de desteklemiyorum" dediniz. Nasıl ortadan kalkacak bu diktatörlük?
O toplum kendi dinamikleriyle kendi sorununu çözebilmeli. Ancak bu dinamiklerin harekete geçebilmesi için de dünyadaki diğer güçlerin bölgeden elini çekmesi lazım. Irak diktatörlüğünün yaşamasına neden olan en önemli unsur Amerika ve müttefiklerinin politikaları. Saddam diktatörlüğünün devam etmesine de neden oluyorlar.

Haberleri takip ediyorsunuzdur. Irak’ta nasıl bir ortam bekliyor sizi?
Pakistan’la tabii ki benzer bir ortam olmayacak. Orada en azından bir sivil hayat söz konusuydu. Aldığımız bilgiler Iraklıların devletin birtakım güçlerinin denetiminde bir hayat sürdürdüğünü gösteriyor. Sokaktaki sıradan insanlarla çok doğrudan ilişki kurabileceğimi zannetmiyorum. Bu işin risklerinden biri Saddam’ı destekliyor gibi gözükmek. Bunun için davranışlarıma dikkat edeceğim. Gidiş amacım Saddam’ı korumak değil, Irak halkının yaşam hakkını savunmak.

Oraya ulaştığınızda ne yapacağınızla ilgili bir planınız var mı?
O’Keefe’nin konvoyuna katılarak gideceğim. Ya bir otobüsle ya da bir arabayla. Baştan hesap kitap yapmanın çok anlamı yok. Sokakta yatabilecek gibi hazırlıklı gideceğim.

Fotoğrafçısınız, biraz da mesleki açıdan bakıyor musunuz bu yolculuğa?
Evet, biraz da öyle bakıyorum doğrusu. Irak’a birey olarak bu saldırının önlenmesi için gidiyorum. Bir taraftan da bu konvoyun Türkiye, Suriye, Irak etabını ve konvoya katılan savaş karşıtlarının günlük hayatlarını fotoğrafla saptamak önemli benim için.