Cumartesi Samson'dan bugüne erkeğin saç meselesi

Samson'dan bugüne erkeğin saç meselesi

20.05.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Samsondan bugüne erkeğin saç meselesi

malphan@milliyet.com.tr Tabii bir de erkekte bu saç meselesinin efsaneye dayalı bir yönü var: Çok sayıda romana, tiyatro eserine, operete ve sinema filmine konu olan Samson'un hikayesi. Samson, Eski Ahit'te sözü edilen ve gücünü uzun saçlarından alan İsrail yargıcıdır. Sevgilisi güzel Dalilah bir gün ona ihanet edip uyurken saçlarını keser ve Filistinlileri çağırır. Filistinliler, Samson'u yakalayıp esir alır. Samson'un saçı uzadıkça gücünü geri kazanır ve Filistinlilerin içinde bulunduğu tapınağı yerle bir eder. Erkeklerin saçlarından vazgeçememe hali, Samson'un yaşadığı MÖ 12'inci yüzyıldan beri süregeliyor yani. Belki hepsi içten içe güçlerini saçlarından aldıklarını düşünüyorlar. Oysa Alex'e bakın. Geçen yıl saçları kazınmışken Fenerbahçe'yi şampiyonluğa taşıdı, bu yıl ise uzun saçları ona Samson'a olduğu kadar yardım edemedi. Siz kanmayın bu efsanelere, önemli olan görüntü. Bugünlerde erkeklerde kısacık saç popüler. Döküldüğü halde saçını uzatan ve bu nedenle kafasındaki üç-beş tel saçı bir yandan diğer yana tarayan erkekler artık akıllanıp bu alışkanlıklarını bir kenara bırakmaya başladılar. Ünlülerin kuaförü Hakan Köse şöyle diyor: "Bunun nedeni daha genç ve çekici görünme isteği. Saçlı olan bölgenin yanında saçsız olan bölge daha çok göze batıyor. Aynı seviyeye indiği zaman bir illüzyon oluşuyor. Bir bölgede saç olmasa da, ona çok yakın bir kısalık oradaki defoyu silip atıyor. Bu moda, saçı en çok dökülen millet olan İngilizlerle çıktı ve sonra Bruce Willis'le patladı. Son dönemde de futbolcu Hasan Şaş, bu saçın popüler olmasında büyük bir etken oldu." Kral TV Müzik Ödülleri töreni bu yıl eşine rastlanmayan tuhaf giyimli bir kitleye şahit oldu. Bir yerlerde bir maskeli balo vardı da bizim haberimiz yoktu herhalde. Kırmızı halı böylesini görmemiştir. "O Şimdi Asker" şarkısıyla tanıdığımız Tuğba Ekinci, kamuflaj desen kostümünden mi, elindeki oyuncak tüfekten mi yoksa o apartman topuklarından mıdır bilinmez, "kodu mu otutur"du, gerçekten! Demet Akalın'ın kuyruklu saten tuvaletine ve ödülünü elinde gururla sallayışına bakılırsa, onun ait olduğu yer burası değil, Oscar'ların kırmızı halısıydı; en azından kendi böyle düşünmüş olmalı. Deniz Seki şu daha önce "Televizyon Makinası"na giydiği makyaj önlüğünü andıran beyaz elbiseyi kırmızı eldivenlerle süslemiş. Neden mi? Atatürk'ün 125'inci doğum yılını kutluyormuş. Bu yüzden kırmızı-beyaz giyinmiş. Daha fazla zorlayabilir miydi acaba? En tuhafları tartışmasız şarkıcı Yeliz Yeşilmen'di. Baştan aşağı siyah, kafasında kırmızı bir kovboy şapkası, mini şort, upuzun pelerin ve Converse ayakkabılar. Hanımefendinin kırmızı "hasır" şapkası "orijinal kovboy şapkası"ymış, ABD'den özel olarak getirilmiş, bu nedenle üzerindeki kıyafetin fiyatı 5 bin doları buluyormuş. İnandır inandırabilirsen... Bu insanlar nerede yaşıyor ya? Deniz Seki Atatürk'ün 125. doğum yılını kutladı Chill Clo., Türkiye'nin sadece internet üzerinden satış yapan ilk markası. Fikir, 20 yıldır ABD'ye ihracat yapan Epex firmasının ortaklarının aklına geliyor. Bu aynı zamanda firmanın da ilk markası. İlk markanı yaratıyorsun ve bunu Türkiye gibi bir yerde internet üzerinden satıyorsun. İnsana bayağı cesur bir hareket gibi geliyor. Markanın ortaklarından İpek Kip ise olaya başka bir açıdan bakıyor: "Ben risk almayı seviyorum ve değişik bir şeyler yapmak istiyorum. Biz internetle şu anda Türkiye'nin her yerine servis verebilecek durumdayız. Ayrıca hedef kitlemiz (18-28 yaş) internetle ve teknolojiyle barışık, zamanının çoğunu orada geçiren insanlardan oluşuyor. Türkiye'deki gençlik trendleri yakından takip ediyor ve dünyadaki olaylara çok yakın." Chill Clo. birkaç internet sitesine banner koyması ve ufak tefek gazetelerde haberleri çıkması dışında reklam yapmadı aslında. Buna karşın 10 gün içinde Muğla, Bursa, Eskişehir ve Ankara'ya mal gönderilmiş. Kip interaktif bir marka olmak istediklerinden bahsediyor. Üyeleriyle devamlı internette yazışıyor, hatta koleksiyonlarını onlardan fikirler alarak şekillendirmek istiyorlarmış. İşte bu noktada bu proje gerçekten de yürüyebilir. Türkiye'de internetten alışveriş alışkanlığı pek yaygın olmasa da interaktif sitelerin üyeleri günbegün artıyor. Chill Clo. da gerçekten müşterilerini dinleyen bir marka olursa başarısı kaçınılmaz. Türkler internetten giysi alır mı?