Cumartesi Sanatsever oğlum

Sanatsever oğlum

18.03.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Batu, Picasso sergisini gezdi. Beğendi mi bilmiyorum ama ben onun performansını beğendim

Sanatsever oğlum

igursoy@milliyet.com.tr Bir kere, maliyet muhasebesi açısından yorumlarsak: Müzeye 14 yaşından küçük çocuklar ve onların bir refakatçisi ücretsiz girebiliyor. Yani iki yetişkinin içeri girişi 20 YTL'ye mal olurken, iki yetişkin ve 14 yaşından küçük bir çocuğun girişi 10 YTL. Eminim bu uygulamanın hedef kitlesi 7,5 aylık bebekler değildir ama bize de yaradı. Üstelik müzeye giriş ücretinin kredi kartıyla tahsil edilmediğini de düşünememiştim (Akbank'ın sahibi bir ailenin müzesinde kredi kartı geçmemesi yalnız bana mı tuhaf geliyor? Ya da en azından bahçeye bir ATM konabilir belki), yanımda doğru dürüst nakit para yoktu. Batu'nun indirimi olmasa içeri girmek için banka aramaya başlamam gerekecekti. Ben de biliyorum, kimileri böyle şeyleri duyduğunda "Ne işi var bebeğin orada?" diyorlar. Ama onlarla aynı fikirde değilim. Ben de mantık sahibi bir insanım, üstelik etrafı rahatsız etmeme konusunda hayli hassasım. Ama oğlumu Sakıp Sabancı Müzesi'ndeki Picasso sergisine götürmekte bir sakınca görmedim. Sonuçta da doğru bir yorum yaptığımı gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. İçeri girdiğimiz saat, Batu'nun beslenme vaktiyle çakıştığı için önce kafeteryaya yollandık. Kafeteryanın zayıflığına bir posta şaşırdıktan sonra, kredi kartının orada da geçmediğini öğrenince ağzım açık kaldı. Ben ve karım mamayla beslenemediğimiz ve sabah 10.20'de canımız ekmek arası bir şeyler istediği için müzeden çıkıp para çekmek farz oldu. Aile babası olarak da iş başa düştü. Uyarıyorum: Sakıp Sabancı Müzesi'ne nakit paranız olmadan gitmeyin. En yakın bankaya ulaşıp geri dönmek için 5 YTL taksi parası veriyorsunuz!Benim gözüme bizim dışımızda bir bebekli aile daha çarptı. Onlar da hallerinden şikayetçi ya da sıkıntılı görünmüyordu. Zaten hemen her yerde olduğu gibi burada da insanlar, özellikle de güvenlik görevlileri puset gördü mü yardımsever damarları kabarıyor. Bu nedenle onlara müteşekkiriz.Kaç aylık olduğunu bilemediğim bu rakibini bir kenara bırakırsak en küçük Picasso hayranı Batu ile birlikte her bölümü gezdik. Tabii o bu gezinin kayda değer bir kısmını uyuyarak geçirdi. Uyumadığı bölümlerde, kol kuvvetim elverdiğince oğlanı puset yerine kucağımda gezdirmeyi tercih ettim. Eh, o kadar gelmiş, kübizmi yakından incelemek onun da hakkı. Yakından inceledi Tahmin edilebileceği üzere, renk gördüğü anlarda Batu'nun kalp atışları hızlandı. Kimi zaman güldü, kimi zaman minik neşe çığlıkları attı. O çığlıkların yaydığı desibel yükselmeye başladığı anlarda, emziğini özleyiverdi (!), ben de kendisine bu konuda yardımcı oldum. Ama en çok sevdiği eseri bir çırpıda söyleyebilirim: "Balık ve Şişeli Natürmort". Test etmek için önünden iki kere geçirdik, ikisinde de kucaktan fırlayacak gibi çırpındı heyecandan.Sergiyi gezmeye grup halinde gelen ilköğretim öğrencilerinin "Aaa, çocuğa bak!" nidaları arasında sergiyi tamamladık. Böylece oğlum İstanbul Modern'den sonra Sakıp Sabancı Müzesi turundan da alnının akıyla çıktı. Bir bebeğin müzedeki diğer insanları rahatsız edebileceğini düşünenler, iki-üç okuldan öğrencilerle aynı anda gezmeyi denemeli. Bakalım hangisi daha çok etki bırakıyor. En azından, geçenlerde ABD'li bir çocuğun yaptığı gibi, 1,5 milyon dolarlık tabloya sakız yapıştırma ihtimali yok. "Balık ve Şişeli Natürmort"