Cumartesi “Şirket yöneticileri bana kızıyor”

“Şirket yöneticileri bana kızıyor”

11.06.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yeni kitabı “Sen Hayatıma Dokununca...”yı çıkaran yaşam koçu Timur Tiryaki: “Kitaplarımı okuyup istifa eden çok kişi var. Bazen şirketlerin yöneticileri bana kızıyor ama zaten işini sevmeden yapan insandan hayır gelmez”

“Şirket yöneticileri bana kızıyor”

Daha önce bir kez eğitimine katıldığım yaşam koçu Timur Tiryaki’yle yeni kitabını konuşmak üzere Fenerbahçe Parkı’nda buluştuk. Birçok koçluk sertifikası olmasına rağmen o tüm bu unvanlardan sıkıldığını söylüyor ve kendini “iyi yaşam filozofu” olarak tanımlıyor. Henüz 30 yaşında olmasına rağmen uluslararası şirketlerde iyi bir pazarlama
kariyerine sahipken her şeyi bırakıp kendini insanların hayallerini gerçekleştirmelerine yardım etmeye adamış. “Budha mı Olsam? CEO mu Olsam?” kitabını yazmış, meditasyon CD’leri çıkarmış, binlerce kişiye hayat amacını bulmanın önemini anlatmış, şirketleri mutlu etmenin yollarını aramış, Dünya Bankası’na bir sivil toplum lideri olarak davet edilmiş biri.
Pegasus Yayınları’ndan çıkan son kitabı “Sen Hayatıma Dokununca...” 11 saatlik bir uçak yolculuğunda iki kişinin değişen hayatlarını anlatıyor.

*Yaşam koçu deyince insanlarda bir ciddiye almama oluyor. Türk haklı koçluk fikrine çok sempatiyle bakmıyor sanki...
Evet, bir iritasyon var. Türk insanı olarak ürün, fikir, teknoloji ya da kavramları yozlaştırıyoruz hemen. Mesela NLP, koçluk çok ciddi yöntemler. Yurtdışında ciddi şifa merkezlerinde uygulanan ve ölçülebilir sonuçlar alabildiğiniz araçlar bunlar. Ama burada hayat görüşü, duruşu, formasyonu olmayan, gerekli değer ve ruh haline sahip olmayanlar da koçluk yapabiliyor. İnsanlar koçluğa işi olmayanların boş zamanlarında yapacağı bir iş gözüyle bakıyor. Çünkü koçluk yaklaşımı tanınmıyor. Koçun becerisi özel bir şekilde dinleyebilmek ve doğru soruları sormayı bilmek. Bence bu bir modern zaman filozofluğu.
“Mutlu olmak için hedefe değil amaca ihtiyacımız var”

* Kitapta hayat amacını bulmanın öneminden bahsediyorsunuz. Birçok kişi için para kazanmak daha önemli, tüm bu çabalar zaman kaybı gibi geliyor. Neden bu kadar önemli bu hayat amacı?
Eğitim, iş hayatı, evlilik gibi tüm sistemler, hedefler, ölçüler ve rakamlar üzerine kurulu. Artık herkesin eski kuşaklara göre daha çok şeyi var fakat herkes daha az mutlu. Dünya Sağlık Örgütü 2030 yılında en büyük üç ölüm nedeninden birinin kanser ve diyabetin yanı sıra depresyon olacağını öngörüyor. Ve mutsuzluk daha da çok artacak çünkü amaç değil, hedef peşinde koşuyoruz. Amaç insanın tutunacağı bir felsefedir. Hedef ise beğendiğin evi almaktır. Mutlu olmak için insanın aslında amaca ihtiyacı var. Bunu bulmak için eğitim ya da kitap yeterli değil ama bir yerlerden başlamak lazım.

* İnsanların hayatları gerçekten değişiyor mu, amaçlarını buluyorlar mı?
Kitaplarımı okuyup ya da bir eğitime katılıp işinden istifa eden birçok kişi var. Ben çok mutsuzum diyerek çalıştıkları şirketleri değiştiriyor, sevdikleri işi yapmaya başlıyor, değişik sektörlere geçiyorlar. Bazen çalıştığım şirketlerin yöneticileri bana kızıyor çalışanlarının işten ayrılmasına sebep oldum diye ama zaten işini sevmeden yapan insandan da onlara hayır gelmez..

Haberin Devamı

“Hülya Avşar ve Acun Ilıcalı ‘Alfa insan’lar”

* Kitapta Alfa insan olmaktan bahsediyorsunuz. Kimler Alfa insan?
Tüm sıra dışı insanlar. Bunu derken anormal olmayı kast etmiyorum. Hayat amacı olan, değerleri olan, her şeyin kendi zihninde bittiğini bilen insanlar. İşini tutkuyla yapan herkes bunu zaten bence bu alfa özellikleriyle yapıyorlar. Mesela Cem Boyner, İbrahim Betil, Betül Mardin, Acun Ilıcalı, Hülya Avşar bence alfa insanlara örnek isimler.