“Soğanlı yemekler yan teknelerin canına okuyor, çok bulaşık çıkartan yemekler de denizin!”

Deniz tutkunu Lale ve Cem Apa çifti bu tutkularını yemek keyfiyle bir araya getirerek “Vira Mutfak: Dar Alanda Sürpriz Lezzetler” isimli bir kitap hazırladılar. Teknede hazırlanabilecek pratik tariflerden oluşan bu kitap denizle yaşamla ilgili püf noktaları da içeriyor. “Denizle aram yok” diyenlerin evde de uygulayabileceği bu pratik tarifler, özellikle yemek yapmaya yeni başlayanlar için birer hazine niteliğinde.

Lale Hanım, böyle bir kitap yazmaya nasıl karar verdiniz?

“Vira Mutfak” benim 4’üncü yemek kitabım. Sanırım diğer kitapları okuyanlardan aldığım olumlu geri dönüşler beni bir kitap daha yazmaya yöneltti. Yemek kitaplarının başarısı, tariflerin yapıldığında iyi sonuç vermesine bağlıdır. Tarifin başarılı olması da çok tekrar edilmesiyle mümkün oluyor. Bunun yapmak için tekneden daha iyi bir yer olabilir mi? Teknemiz hep sevdiklerimizle birlikte olduğumuz yer; yemekleri yaptık, fotoğraflarını çektik ve sonra da afiyetle yedik.

Önce tarifleri mi topladınız?

Tariflerim zaten vardı, yılların birikimi... Önce elimdeki tariflere göre bir içerik hazırladım. Çekim için aksesuarlar topladım. Teknenin bir kamarasını aksesuarlara ayırdık! Sonra fotoğraf çekimlerine başladık. Arada tarifleri düzenledim, gerekli çeviriler yapıldı. Kitabın tüm hazırlığı 2.5 yıl sürdü.

Yemeklerin fotoğraflarının Cem Bey tarafından çekileceği, projenin hangi aşamasında belli oldu? Yemek fotoğrafçılığı, fotoğrafçılığın en zor alanlarından biridir. Cem Bey zorlandı mı?

En başta birlikte yapmaya karar vermiştik. 2010 nisanında Cem ilk fotoğrafını çektiğinde ikimiz de düşüp bayılacaktık, o kadar kötüydü... Cem daha sonra ders çalışır gibi fotoğraf çalıştı, internette birçok yemek fotoğrafı sitesinde saatler geçirdi, sonuç ortada!

Teknede yemek hazırlamakla evde yemek hazırlamak arasında teknik olarak ne gibi farklar var?

Teknede erzak ve kap kacak koyacak yer kısıtlı, buzdolapları küçük, mutfaklar da hap kadar... Bu nedenle tekne, insana iyi organize olmayı ve hayatı kolaylaştırıcı teknikler geliştirmeyi öğretiyor. Tabii bir de çevreye saygı meselesi var. Marinada soğan kavurmalı yemekler yan teknelerin canına okuyor, çok bulaşık çıkartan yemekler de denizin!

Teknede özen isteyen sofralar kurmak biraz zahmetli mi geliyor insanlara? Genelde neler yemeyi tercih ediyor tekneciler?

Elbette kısa süreli tatile gidenler, teknede yemek yapmakla vakit geçirmek istemiyor. Bazıları da her şeyi kaptana ya da aşçıya bırakmayı tercih ediyor. Oysa kişinin biraz ilgisi, durumu değiştirebilir. Sandviç bile olsa güzel bir sunum çok daha iştah açıcı olabilir.

Yemek teknede de, evde de en iyi malzemeyle hazırlanmalı, sağlıklı ve şık olmalı diyorsunuz değil mi?

Bence işin temelinde insanın kendisine ve çevresine duyduğu saygı var. İyi malzeme derken taze ürünleri kast ediyorum, sahillerimiz de taptaze ürünler satan pazarlarla dolu. Oralardan alınacak sebze ve meyvelerle yapılan yemeklerin tadı bambaşka oluyor. Kişi evde neyse, teknesinde de o aslında. Teknecilik denizin kurallarına uymayı, çevreyi kirletmemeyi, tertipli ve temiz olmayı gerektiriyor. Hiçbir şey teknede gazete kağıdı üstünde yemek yemeyi haklı gösteremez. Ikea’da çok uygun fiyata birbirinden güzel aksesuarlar bulmak mümkün. Daha fazlasını isteyenler Muji ya da Simple Life’ta çok güzel şeyler bulabilir. Güzel sunulan ekmek, peynir ve pikniklikler, lezzetli ve güzel görünen bir sandviç kötü ve özensiz bir yemekten iyidir.

Gerçekte çekimlerdeki tabakların, bardakların kullanılmadığından bahsetmişsiniz kitapta. Neler kullanıyorsunuz aslında?

Çekimdeki malzemelerin bazıları da kullandığımız tabak ve bardaklar. Teknemizde West Marine ve diğer yerlerden aldığımız pleksi ve tahta gibi kırılmaz malzemeleri kullanıyoruz.

Teknede lezzetli bir menü oluştururken nelere dikkat etmek lazım?

Önemli olan, menülere yola çıkmadan karar vermek ve gereken malzemeleri önceden almak. Tabii sahillerde alışveriş yapıldığında bulunan malzemeye göre ve tutulan balığa göre de menü yapılabilir.

Tarifler içinde sizin favoriniz hangisi?

Sanırım balık yumurtalı makarna ve peynirli, biberli makarna. Bir de Brüksel tatlısı, bir de pancarlı bulgur salatası, bir de... Aslında bu böyle 94 tarif sürebilir (gülüyor).

Cem Apa: “Lale çekimlerde hep ‘Yemek beklemez, sen yemeği beklemelisin’ dedi”

“Çalışmaya başlarken daha önce üç yemek kitabı yayımlamış olan Lale’ye fotoğraflarımı beğendirme heyecanı yaşadım. Profesyonellerle çalışmaya alışmış biri olarak bana “Yemek seni beklemez, sen yemeği beklemelisin” dedi hep. Bizim çekim yaptığımız yer bir stüdyo olmadığından çoğu zaman güneşin altında beklemek zorunda kaldım ben de.”

“Emekli olduk, artık istikamet daha uzaklar...”

Bu kitap oluşurken tekneyle nasıl bir rota izlediniz?

Çekimlere Kaş ve Kaleköy’den başladık, oradan yukarı doğru, koylarda çekim yapa yapa tırmandık. Çalıştığımız için aralarda İstanbul’a gidiş dönüşler yapmak zorundaydık, bu nedenle hep kısa süreli çekimler oldu.

Kaç yıldır denizle iç içesiniz?

1999 yılından beri tekneciyiz. Şimdiye kadar çalışma yoğunluğumuz nedeniyle Türkiye sahilleri ve Oniki Adalar’a kadar gidebildik. Şimdi ikimiz de emekli olduğumuzdan istikamet daha uzaklara...

Birlikte yediğiniz en güzel tekne yemeği hangisiydi?

Sanırım yediğim en güzel tekne yemeğini, Göcek’te güzel bir koyda, arkadaşımız Teri ve Robi Sonman’ın teknesinde yedik. Teri tanıdığım en güzel yemek yapan ve en özenli insanlardan biridir.

Teknede görev dağılımı olur. Mutfaktaki görev kime ait sizin teknede?

Mutfaktaki görev benim ve Erdal Kaptan’ın. Cem mutfağa ender girer ama yumurtaları ve karides kokteyliyle ünlüdür.

Sizin mutfak merakınız ne zaman, nasıl başladı?

Sanırım çocukken... Babaannem olağanüstü güzel yemek yapardı. Annem de sofralarıyla ünlüdür. Nefis yemek yapsa da mütevazılığından yemek yapamadığını söyler hep. Sanırım ailemizin tüm hanımları hem kendilerine, hem yemeğe, hem de sofralarına özen gösteren kişiler...

Evdeki mutfağınızda neler pişer?

Genellikle hafif yemekler, bol sebze ve benim yenilik merakım yüzünden hep değişik yemekler. Bu aralar Thai mutfağına sarmış durumdayım ama en sevdiğim mutfak Türk mutfağı, özellikle de sebze yemeklerimiz...

Kitabın fotoğraf çekimleri sırasında bir torununuz olacağı haberini almışsınız. Kitap ona ithaf ediliyor. Nasıl gidiyor torununuz Mina ile hayat?

Şahane! Artık ilham kaynağımız ve sevincimiz Mina. Mina’nın annesi, gelinim Aslı da hem güzel yemek yapıyor hem de çok yaratıcı sofralar kuruyor. Bakalım Mina neler yapacak? Umarız o da bizler gibi doğayı sever.