Cumartesi Sörlerin gevezelikleri

Sörlerin gevezelikleri

28.02.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sörlerin gevezelikleri

Sörlerin gevezelikleri



Her yıl bugünlerde İtalya'da karnaval kutlanır. Bu dönem bilinçsizliğe, vurdumduymazlığa ve eğlenceye adanmıştır. Ardından paskalya öncesi uzun meditasyon dönemine girilir.
Her bayram gibi karnavalın da kendine özgü yiyecekleri ve tatlıları vardır. Bunların arasında Türkçeye "gevezelik" ya da daha iyi bir ifadeyle "dedikodu" olarak çevirebileceğimiz "chiacchere"ler de yer alıyor.
İncecik hamurdan yapılmış, üstü pudra şekeriyle kaplı tatlılar... Uzunca şekilleri ile; etrafta dedikodu yapan, sırları açıklayan, çoğunlukla zarar veren ve üstesinden zor gelinebilecek hasarlara yol açan uzun, titrek dilli "dalgaları" andırıyorlar.
Bu tatlıların efsanesi şöyle anlatılır: Padana Ovası'nın sisleri arasında kaybolmuş Vellofosca Manastırı'nda, kendilerini dünyadan tamamen soyutlamış rahibeler yaşarmış. O çok uzun zamanlarını sessizlik içinde değerli mi değerli çarşaf ve masa örtüleri işleyerek, dua ederek, şarkı söyleyerek ve yeni, lezzetli yemek tarifleri uydurarak geçirir, bunları daha sonra yakındaki kasabanın sakinlerine satarlarmış. Bu genç kadınlardan çoğu, Maggiorasca kanunu yüzünden kendilerine düşen mirası sahiplenecek babaları ya da abileri tarafından rahibe olmaya zorlanır ya da istemedikleri bir evliliği yapmamak için manastıra kapanmayı tercih edermiş... Bazıları ise 18'inci yüzyılın kadınlara çok az imkan tanıyan şartlarında ve toplumunda erkeklerden şiddet görüp hayatlarını onların boyunduruğu altında yaşamamak için burayı seçermiş.
Herkesten soyutlanmış bir şekilde yaşar, sadece pazar günleri, ayin sırasında demirlerin arkasından da olsa dünyayı izleyebilir, dışarıdaki insanlara bakabilirlermiş... Tek "gerçek" iletişimi, siparişleri aldıkları, nakış ve dantelleri teslim ettikleri, karşılığında bütün manastıra yemek, kumaş, baharat sağlayan kişilerle kurarlarmış. Bu kişileri de sadece küçük tahta kapıların arkasından görebilirlermiş. Ama tarihin de bize öğrettiği gibi, günah işletmek için yasaklamaktan daha iyi bir yöntem yoktur. Yani büyük aşk hikayeleri yaratmak için o kısacık görüşmeler, fısıldanan cümleler, yazılı ve gizli mesajlar yetiyor da artıyormuş! Asil abisi tarafından evlenmesi yasaklanan ve manastıra kapatılan genç ve güzel Eugenia yakışıklı ama fakir Federico ile ilişkiye girmiş. Aşk ne duvar, ne demir ne de manastır tanıdığından iki genç buluşup birlikte kaçış planını yapmayı bile becerebilmişler... Maalesef o sessiz kalın duvarların çok hassas kulakları varmış ve iki genç aşığın durumunu sörler öğrenmiş. Ağızdan ağza dolaşan aşklarının sırrı ta ana rahibe ve psikoposun kulağına kadar gelmiş. Eugenia'nın cezası çok ağır olmuş: Yeraltında bir hücreye kapatılmış, açlıktan ve susuzluktan yavaş yavaş ölmeye bırakılmış. Federico her şeyi bırakmaya zorlanmış ve kısa süre içinde kaybolmuş. Ancak ölçülü olmama günahı işleyen jurnalci sörler de cezalandırılmış. Bütün kasaba için hiç durmadan aylarca, ilginç bir şekilde uzatılmış dili andıran ve "sör gevezelikleri" adı verilen bir tatlı pişirmiş. Böylece herkese işledikleri yüzeysellik günahını hatırlatıp durmuşlar.
Kasabanın, mesajı anlayıp anlamadığı meçhul. Eugenia açlık, susuzluk ve çaresizlikten ölürken o lezzetli "pişmanlık" tatlıları kısa sürede bölgenin en sevilen tatlısı ve bir karnaval klasiğine dönüşmüş!

Chiacchere
200 gr. un, 2 yumurta,
50 gr. erimiş tereyağı,
2 kaşık tatlı şarap, 2 kaşık toz şekerle birlikte yoğurun, ardından 1 saat beklemeye bırakın.
İnce milföy hamurunu hazırlayın ve uzun tırtıklı şeritler halinde kesin. Kaynar yağa atın ve kızardıkları zaman yağlarını alması için peçete üzerinde bir süre bekletin. Üzerlerini pudra şekeri ile kaplayın. Tatlı bir şarapla ya da şampanya ile soğuk servis edebilirsiniz. Afiyet olsun ve keyifli dedikodular!