17.09.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:
Ayşim Özgür / aysimozgur@ gmail.com
Türkiye’de erkek modası deyince akla hazır giyim markalarından ve bu işi uzun süredir yapan ünlü terzilerden başka isim pek gelmiyor. İşte Niyazi Erdoğan, yeni nesilde bunu değiştiren, Türkiye’deki erkek modasını dünyaya tanıtma yolunda başarılı adımlar atan isimlerin başında geliyor. Geçtiğimiz hafta kendi adını taşıyan markasının üçüncü koleksiyonuyla İstanbul Moda Haftası’nda ilk solo defilesini düzenleyen tasarımcı, “olgunluğa attığı adım” olarak nitelendirdiği Sünnet koleksiyonuyla büyük beğeni topladı.
* İstanbul Moda Haftası’nda ilk solo defilenizi gerçekleştirdiniz. Nasıl geçti?
Epey uzun süren hazırlıkların ardından ilk solo defilemi yapmanın sevincini yaşıyorum. Tam bir ‘sünnet’ sevinci oldu benim için. Gelen tepkiler de olumlu. Konsept ve buna bağlantılı olarak hazırladığım koleksiyonun beğenilmesi ve yapmak istediklerimin anlaşılması çok mutluluk verici.
* “Sünnet” oldukça ilginç bir konsept...
Solo defilede geniş bir koleksiyon sergilemek ve tek başına bir defile gerçekleştirmek, bir moda tasarımcısının kariyerindeki en önemli adımlardan biri. Tıpkı sünnet ritüeli gibi... Böylece olgunluğa adım atma fikrinden sünnet koleksiyonu ortaya çıktı.
* Koleksiyonu oluştururken art deco akımından ilham almışsınız. Art deco ve sünnet kavramları nasıl bir araya geldi?
Art deco, 1920’lerde ortaya çıkmış bir sanat akımı. Formlara ve renkler baktığımız da ürünlerin daha maskülenleşmeye başladığı bir dönem. Ben art deco’yu bir nevi sanatın sünneti olarak nitelendirdim. Bu sebeple baskılarda, renklerde, detaylarda art deco etkileri görmek mümkün. Siyah renk kullanmamak gibi bir kuralım vardı daha önceleri. Kolaya kaçmak olduğunu düşündüğüm için kullanmıyordum. Ama mesela siyah renk özellikle konturlarda önemli bir renk olduğu için bu koleksiyonda kullandım. Altın detaylar, geometrik desenler de diğer art deco detaylardan bazıları.
Mimarlıktan tasarımcılığa geçti
* Moda tasarımcılığına nasıl başladınız?
Dört sene profesyonel mimarlık yaptıktan sonra yeniden üniversite okumaya karar vermiştim, farklı programlarını araştırıyordum. İTKİB’in genç moda tasarımcıları yarışmasına katıldım. Epey uzun soluklu bir yarışmaydı. Yaklaşık altı ay geçen süreden sonra yarışmada finale kalmıştım. Yarışmadan sonra iş teklifleri geldi ve karar verip tekliflerden birisini değerlendirdim.