Tarkan kendine güvenmiyor mu?

www.ilhanuckan.com Faks: (0212) 505 63 88 O nasıl kurgulu bir kırıtma, o nasıl da planlanmış bir işve... Peki o yarım bırakılmış, süresi ayarlanamamış göz süzmeler neyin nesi? Nasıl da havada kalmış... Mahcupça başını öne eğmeler... Ama sonra birden başka bir ruh haline geçmeler..."Anlatamayacağı" cinsel duyguları... Fantezileri... Ekrandan kendisini izleyenlerde uyandırmak istediği fanteziler...Sadistlere, mazohistlere, eşcinsellere, biseksüellere ve tabii ki heteroseksüellere... Yok yok! Herkes nasibini alsın, herkes Tarkan'a hayran kalsın pazarı!İyi de o zaman benim aklıma Tarkan'ın kendine ne kadar da güvenemediği geliyor elbette!Yani insan çıkardığı albüme güvense bu kadar takla ve perendeye gerek duyar mıydı?Duyar elbette. Kendi sorumu ben cevaplarım, siz yorulmayın. Jennifer Lopez'in poposu ünlü de Tarkan'ımızın işvesi ünlü olmasın mı yani? Tarkan'ın Almanya'da yaptığı röportajı geçen hafta bir magazin programında tekrar gördüğümden beri, hali tavrı aklımı kurcalıyor. Cinselliği öne çıkarmak bana her zaman ciddi bir güvensizlik işareti gibi gelir. İnsan kendini iyi hissediyorsa, kişisel çekiminden gelen bir seksapele sahipse porno yıldızı gibi ortalarda olmak istemez, değil mi? Önce seksi, sonra iyi şarkıcı olmak istemez mesela! Şarkıcılığı cinselliğinin gölgesinde kalıyorsa burada bir problem var demektir. İş pazarlamadan, dünya pazardan ibaret değil! İşte Bilirkişi olarak yazıyorum: Tarkan'a benden küçük bir inandırıcılık tavsiyesi: Eğer mahcup, seksi ve cüretkar görünmek istiyorsan, seksi çağrıştıran cümleler kurduktan hemen sonra gözlerini önce kameraya doğru dik ve kirpiklerini yavaşça indirirken de diğer yana doğru başını çevir. Tabii o cazibesinden pek emin olduğun gülümsemen eşliğinde... Sonrasında kameraya cesur öpücükler gönderip başka bir kesime hitap etme kanalına da fazla hızlı geçme. Hem zaten başını çevirirken kameraya bakman öpücük gönderdiğin kesimi de çaktırmadan ağına düşürmene yeter de artar... İyi oyunlar herkese... Bugünkü yazımın ana fikri şu: ÇEKİNMEYİN, SORUN! DAHA İYİSİNİ BİLENİNİZ VARSA DA ANLATSIN! 15 Nisan'da yaptığınız çağrıya uyarak yazıyorum... Yaklaşık 10 aylık evliyim ve dünyanın en mutlu insanıyım. Gece kötü bir rüya gördüğünüzde kocanızın yanınızda olduğunu ve sizi hiç bırakmayacak olduğunu bilmek o kadar güzel bir duygu ki anlatılamaz. Herkese mutluluklar! Mutlu evlilik kampanyamız devam ediyor... Ben de sizlerden gelen mektupları yayımlamaya devam ediyorum... Tam yedi yıl oldu evleneli. Geçen hafta sonu evlilik yıldönümümüzü kutladık. İki kızımız var. İkisi de karıma benziyor ve o kadar mutluyum ki ona benziyorlar diye... Her sabah uyandığımda ilk işim güzel karımın yüzüne bakmak oluyor. Her gün ona yeniden evlenme teklif etmek istiyorum. Onunla karşılaştığım için, evlendiğimiz için ve bana iki güzel kız evlat verdiği için Allah'ıma şükrediyorum! Size de "Mutlu Evlilik Kampanya"sı başlattığınız için teşekkür ediyorum... Metin Altındağ "Karıma her gün yeniden evlenme teklif etmek istiyorum!" Taze bir genç kızı baştan çıkarmak için onun elini tutmanız ve dudağına çekinmeden bir öpücük kondurmanız yeterli, gerisini hormonlar halleder.20-25 yaş arasındakiler için en kısa yol, maceracı yönünüzü ön plana çıkarmak için dengesiz davranışlarınızla sosladığınız zikzak ruh halinizi onun önüne sermeniz. Güvence ve macera arasında bocalarken kapılıp gidecektir size.25-30 yaş arasındakileri gelecek vaatlerinizle baştan çıkarabilirsiniz. Cinsel performansınızı şefkat ve güvenle sarmalarsanız başarı oranınızı da artırmış olursunuz.30-35 yaş arasındakiler hayattan ve ilişkiden ne istedikleri konusunda bocalama dönemindedirler. Onları baştan çıkarmanız için olduğunuz yerde durmanız yeterli.35-40 yaş arasındakiler için işte size hap gibi bir cümle: "Yürürken seni seyretmeye doyamıyorum!"40-45 yaş arası için tavrınız güvence ve sadakat ifade etmeli...45 ve sonrası içinse, daha yaşanacak çok şey olduğu umutlarını desteklemek ve onaylamak için genç yaşta olmanız yeterli... Erkek köşesi! Nihat Doğan'ımız, nişanlısı Seda Sayan'ın kuaförünü patakladığı için "Kadırgalı" tarafından terk edildi ya... Nedeni de kuaförün abartıp Seda Sayan geliyor diye kapılara, yollara güller serpmesiymiş... Seda şimdi Nihat'la barışmak için kuaföründen özür dilemesini şart koşmuş... Nihat, sen sen ol sakın ha özür dileme güzelim! Tamam, ne bu şiddet bu celal orası ayrı ama gül döktüm yollarına mevzularına Türk filmi izleyicisi olarak nostalji dışında yer verilmesi de pek bayağı canım... Aferin Nihat! Öptüm seni! Ama dikkat et de günden güne Ahu Tuğba'nın sevgilisine benzeme! Öptüm sizi