Cumartesi Terzi Mustafa'nın yeri

Terzi Mustafa'nın yeri

09.05.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yolunuz Bodrum'un Farilya Koyu'na düşerse, Mustafa Özçelik'in lokantasında balık yiyin. Lokantanın köfteleri ve zeytinyağlı yemekleri de lezzetli

Terzi Mustafanın yeri

Eski bir Rum sözcüğü olan farilya, güneşin doğuşu demek. Bodrum'un bu küçük koyunda güneşin doğuşunu izlemek pek güzel olduğundan Rumlar bu koyun çevresinde oluşan köye Farilya ismini vermişler. Biz daha sonra bu ismi Gündoğan'a çevirmişiz ama (şimdilerde belde statüsü kazanan) köy, yerlilerce hâlâ Farilya diye biliniyor.Farilya'nın MÖ 4'üncü asırdan bu yana yerleşim yeri olduğu biliniyor. Kaya mezarları, kilise kalıntıları tarihten kalan izler.Farilya çevresine Rumlardan sonra yerleşenler, balıkçılık ve süngercilikle geçinir, mandalina yetiştirirmiş. Zamanla denizdeki süngerler yok olmuş. Mandalina bahçeleri ev olmuş. Az da olsa balıkçılık devam ediyor.Farilya'ya yıllar önce rahmetli Kemal Ilıcak'ın teknesiyle denizden gitmişliğim vardır. O yıllar kara yolu bağlantısı doğru dürüst değildi. Tercüman gazetesi sahibi Kemal Ilıcak, çalışanlarının bir kooperatif kurarak Farilya'da deniz kenarında yazlık sahibi olmalarına yardım etmiş. Rahmetli gazeteci Erol Dallı, kooperatifin yükünü sırtlananlardandı. Evinde kahve içmiştik. O zamanlar Tercüman'ın parlak yazarlarından olan Yavuz Donat kooperatif evleri yanında kendine güzel bir ev yaptı. Farilya'nın tanınmasına önayak oldu. Mustafa Özçelik gerçekten terzi. Şimdilerde terziliği bıraktı. Mangal başında balık kızartıyor. Hem de Farilya'nın "En kral balık lokantası"nı işletiyor. Derken Dışişleri mensupları Cennet Köy'ü, Koç Holding mensupları Koza Evleri'ni, Masonlar Kardeşler Kooperatifi'ni kurarak Farilya kıyılarına yazlık yaptılar. Ve de Farilya sahilleri bina ile dolmaya başladı. Şimdilerde dağlar taşlar yazlık ev, sahiller "residans" (Çok katlı, apartman tipi yazlık konut) ile dolmuş durumda.,Bu akına rağmen Farilya kişiliğini koruyor. Şimdilik "Eller Havaya" türü "Beach club"lara, yazlık "Sosyete lokantaları"na Farilya'da rastlanmıyor. Hele hele koyun dibinde, deniz kenarındaki eski caminin çevresinde oluşan "köy" bozulmamış durumda.Farilya'nın akıllı bir belediye başkanı var. Kıyı boyu, bir yaya yolu yaptırmış. Yaya yolu ile deniz arasındaki kumsallar plaj olarak halka açık. Köyün içinde plajların gerisinde küçük, butik oteller var. Yepyeni, pırıl pırıl oteller. Fiyatları da makul.Köyün en dibindeki balıkçı barınağındaki küçük tekneler sabaha karşı balığa çıkıyor. Balıktan dönen teknelerdeki balıkçılar, ağlarındaki balıkları kıyıda ayıklıyor. Balıkların bir bölümü hemen ilerideki kooperatif binasında satılıyor. Kişiliğini koruyor İşte terzi Mustafa'nın lokantası da, o balıkçı kooperatifi kulübesinin hemen arkasında. Yürüyüş yolunun kıyısında. Yürüyüş yolunun öbür yanı tabii plaj ve deniz. Terzi Mustafa'nın lokantası küçük bir mandalina bahçesinin ucunda. Eskiden çevre tümüyle mandalina bahçesiymiş. Terzi Mustafa'nın dedelerine aitmiş. Sonraları bölüne bölüne ufalmış. Terzi Mustafa'nın ak sakallı sempatik bir babası var: Salih Özçelik. Salih baba yıllarca sünger avcılığı yapmış. Denizde sünger bitince, işsiz kalmış. Mustafa Özçelik uzun yıllar Bodrum'da, İzmir'de terzilik yapmış. Gömlek ve pantolon dikmiş. Ama hazır giyim alışkanlığı karşısında para kazanamaz hale gelince Farilya'ya dönmüş. Evlerinin çevresinde yazlıklar artınca karısı Hatice Özçelik, evlerinin altını lokantaya dönüştürmeyi önermiş. Çok ilginçtir. Bodrum'daki aile lokantalarının (maalesef çok azı ayakta kaldı) hemen hemen tamamı kadınlar tarafından kurulmuş. Kadınlar işi başlatıyor, sonra kocalar lokantanın başına geçiyor. Ama kadınlar mutfağı yükünü sırtlamaya devam ediyor.Hatice ve Mustafa Özçelik deniz kenarındaki iki katlı Bodrum evlerini yenilemişler. Alt katta pırıl pırıl mutfağı olan bir lokanta, üst katta iki bölümlü bir pansiyon (ucuz ve tertemiz pansiyona meraklı olanlara duyurulur) var. Kendileri de binanın arka bölümünde yaşıyor. (Bu tür köy lokantalarında mutfağın temizliği ve düzeni kadar tuvaletlerin ve lavaboların temizliği ve düzeni de önemlidir. Terzi Mustafa'nın kadın ve erkek tuvaletleri tertemiz.)Terzi Mustafa'nın lokantası yaz-kış açık. Kış aylarında havası daha da başka. Köyün "pub"ı (insanların buluşma mahalli) havasında. Yaz aylarında masalar kapının önüne ve sahile diziliyor. Servis sabah başlıyor. Gece yarısına kadar devam ediyor. Yaz-kış sabahları köy kahvaltısı veriyorlar. İsteğe göre yumurtalar pişiriliyor; domatesler, biberler, yöre peyniri, zeytinler, ballar, tereyağları masaya diziliyor.Öğleden itibaren balık çorbası tenceresi kaynıyor (Terzi Mustafa'da Hatice hanımın balık çorbasını içmeyen, gerçek balık çorbasının ne olduğunu bilemez). Yaz-kış açık Terzi Mustafa'nın lokantasının özelliği aile lokantası olması. Aile sabahtan akşama işin içinde. Anne Hatice Özçelik mutfakta. Yöresel otlarla zeytinyağlı yemekleri, mezeleri hazırlıyor. Baba Mustafa Özçelik sabah balıkçılardan balık alıyor. Ayıklıyor. Kömür ocağını yakıyor. Kömür ocağının başında tek tek balıkları kızartıyor. Oğulları Müjdat Özçelik, iki güler yüzlü servis elemanı Bodrumlu Vedat Aldoğan ve de Ordulu İbrahim Doğan'la birlikte müşterilerle ilgileniyor.Hatice Özçelik'in köfteleri de zeytinyağlıları gibi lezzetli (Ben köfte meraklısıyım). Ekmek içi ile kıymayı yoğurarak hazırladığı köfteleri (yanında nar gibi kızarmış patates) tatmanızı tavsiye ederim.Bu tür lokantalara gittiğimde, "İnşallah bu çizgide devam eder. İnşallah daha fazla büyüyerek, işin tadını kaçırmaz, inşallah şu veya bu nedenle kapanmaz" diye dua ederim.Terzi Mustafa konusunda tek derdim, yaz aylarında, öğle ve akşam saatlerinde lokantanın son sandalyesine kadar dolması. Önceden yer ayırtılmaz ise masa bulunamıyor. Çevrelerde yaşayanlar mutfağı ve de makul fiyatları nedeniyle lokantayı dolduruyor. Gerçekçi olalım. Lokanta son iskemlesine kadar dolunca da servis tabii olarak aksıyor. Terzi Mustafa'nın lokantasının "tadını almak istiyorsanız", ilkbahar, sonbahar ve kış ayları istediğiniz saatte gidebilirsiniz. Ama yaz ayları tam öğle saati ile tam akşam yemeği saati gidecek yerde, erken öğle yemeği veya geç öğle yemeği için gitmenizi tavsiye ederim. Servis aksamaz. Rahat rahat oturur, denizin ve manzaranın zevkini alırsınız. Terzi Mustafa ile karısı Hatice Özçelik'le ve belki de babası eski sünger avcısı Salih Özçelik'le sohbet edersiniz. Mandalina mevsimi ise size bahçeden mandalina ikram ederler. Bir aile lokantası