Tik ve Tak kimdir?

Beatles dinleyen, bağımsız filmler seyreden, Greenpeace üyesi bir sokak köpeği... Yanında Janis Joplin hayranı, yeni yerler keşfetmeyi seven, yardımsever, Bebek Parkı’nda doğmuş bir sokak kedisi... 9-11 Mart tarihleri arasında Ataköy Atletizm Salonu’nda düzenlenecek olan IAAF Dünya Salon Atletizm Şampiyonası’nın resmi maskotları olan Tik ve Tak, 178 ülkeden 879 atletin buluşacağı etkinliğin tanıtımı için İstanbul’u geziyorlar. Ayrıca atletizmin her dalı için ayrı animasyonlar hazırlanmış. Sevimli ikili bu kısa videolarda hem yarışıyor hem birbirlerine destek oluyor. Kerem Kurdoğlu’nun direktörlüğünde oluşturulan Tik ve Tak’ın tasarımcılarıyla Atletizm Salonu’nda buluştuk.

* Tik ve Tak nasıl ortaya çıktı?

Kerem Kurdoğlu: Uzun yıllardır görsel efekt ve animasyon post prodüksiyon camiasında birlikte çalışıyoruz. Bir sürü reklam ve sinema filmine imza atmış bir ekibiz. Ben şu anda bir prodüksiyon şirketinde yöneticiyim, onlar kendi animasyon stüdyolarına sahip. Bu iş bize geldiğinde Türkiye’de çalışılacak en doğru ekip olduğunu düşündüm ve birlikte bu işe girdik. Murat ve Başar benim yönetimimde önce karakter tasarımını yürüttüler. Önce 10 fikir ürettik, organizasyon komitesinden fikir aldıkça eleyerek son şekillendirmeleri yaptık.

* Hazırlık süreci nasıldı? Ne kadar sürdü?

Kerem K.: Reklamda iki haftalık işi iki günde bitirmemizi gerektiren işlere alışmışken bu proje, ilk defa yürümesi gerektiği gibi yürüyen bir proje oldu. İlk maskotları mart 2011’de sunduk, mayısta karakterleri netleştirdik. Maskot tipi kararlaştırıldıktan sonra hikayeleri yazdık. Hikayeleri 18 yaşındaki kızım Maya yazdı. Sonra da animasyon çalışmalarına başladık.

* Tik ve Tak’ın hikayesi de ilginç. Gönüllü bir organizasyonda tanışıyor ve hiç ayrılmıyorlar...

Kerem K.: Maskot çalışmalarında hikaye olması bir gelenek. Komite, köpek ve kedinin İstanbulu çok iyi temsil etmesi ve arkadaşlık, yardımlaşma gibi temaları taşımaya müsait olması nedeniyle bu iki maskotu seçti. Hem arkadaşlık hem rekabeti barındıran, bizimle birlikte yaşayan ve hepimizin sevimli bulduğu iki karakter olması, bu seçimde etkili oldu. Bu fikirleri Maya’ya anlattım. İlk düşüncemiz genç bir kalemden çıkan hikayenin üzerinde değişiklik yapmaktı ama o kadar istediğimize yakın bir hikaye çıktı ki neredeyse hiç değişiklik yapmadık.

* Tasarım açısından Tik ve Tak’ın bir hikayesi olması önemli miydi?

Başar Muluk: Boş bir kuklayı hareket ettirmek yerine o karakteri ne yaşadığını hissederek oynatmak lazım. Yürüyüşünü yaparken bile bir yere mi yetişmeye çalışıyor yoksa canı çok mu sıkılmış bilmeliyiz. Hikaye belirlemek karakter derinliği yarattığı için bizim açımızdan önem taşıyor.
Murat Çelik: Maskotları giyen arkadaşların o karaktere bürünmesi gibi yapım aşamasında biz de bunları hissetmeye çalışıyoruz. Aslında biraz oyuncu gibiyiz, karakterin içine giriyoruz.

* 3D animasyon yaptınız ama öncesinde de kağıt üzerine çizim çalışmalarınız var...

Kerem K.: Bilgisayar çağında aslında kalem kağıt hâlâ çok önemli. Animasyonların bu kadar sevimli olmasının sebebi onların çizgi animasyondan gelmesi.

* “Animasyonları yurtdışında mı yaptırdınız?” diye sorular geliyormuş...

Kerem K.: Görsel efekt ve animasyon Türkiye’de çok iyi konumda. İyi bütçelerin harcandığı reklamlara bakıldığında bunu görebiliyoruz. Sanırım bu, sektör dışındakilerin yurtiçi ve yurtdışı yapımları ayırt edememesinden kaynaklanıyor. Yoksa yaptığımız Türkiye’de bir ilk değil.

Diğer öneriler arasında Anadolu’nun vaşağı ve İstanbul’un martısı da vardı

* Diğer maskot önerileriniz neydi?

Kerem K.: Başta tek maskot düşünülüyordu. Önerdiğimiz bıyıklı Osmanlı atleti, eşek, karga, martı, hindi, keçi, leylek gibi çalışmaların arasından iki maskot seçilmesine karar verildi. Kedi ve köpekte karar kılındı. Kedi ilk başta vaşak olarak düşünülmüştü, sonradan devşirilerek kedi oldu.
Murat Ç.: Bizden bir hayvan olsun istedik. Anadolu’dan vaşak veya İstanbul’un simgesi martı gibi. Fakat aslında hep yanı başımızda olanlar sokak köpeği ve sokak kedisi.

4 yaşındaki sokak köpeği Tik, hem üniversite öğrencisi hem de sokak sanatçısı. Gezi Parkı’nda doğup büyümüş. Hedefi çok ünlü bir aktör olmak ve maratonda birinciliği kazanmak. WWF gönüllüsü olan ve her yıl Terry Fox Koşusu’na katılan Tak, Boğaz kıyısında kardeşleriyle oynayarak büyümüş. Fantastik filmleri, insanlara yardım etmeyi ve limonatayı çok seviyor.