Cumartesi Tribünün şefleri

Tribünün şefleri

11.05.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

Binlerce taraftarın lider olarak benimsediği, statlardaki tezahüratların orkestra şefliğini yapan, sonra bir el hareketiyle herkesi susturan "tribün liderleri" hayatlarını ve takım aşklarını anlattı

Tribünün şefleri

Evde tezahürat çalışıp getiren genç bir ekibimiz var 36 yaşındayım ve 20 senedir Galatasaraylıyım. O zamanlar olayların, kavgaların içine düştük. O olaylar devam etti bir müddet. İlk gittiğim maçı hatırlamıyorum. Tek adam değiliz biz aslında, öyle gibi olduk ama tam da öyle değiliz. Biz şu anda ultrAslan derneğinin çatısı altında toplandık. Bizim oranın başına gelmemiz de şöyle oldu: Eskiden olaylar oluyordu, bu olaylarda biraz ön plana çıktık galiba. Daha önceki ağabeylerimizden de bize devrettiler. Tribünde de etkili olabildiğimiz kadar etkiliyiz. 10 bin kişiyi aynı anda susturamasam bile parça parça susturuyorum. Sebahattin Şahin (Galatasaray) Maçtaki tezahüratlar için evde çalışıp getiren genç bir ekibimiz var. Bazen maçlarda karşı tarafın yaptığı tezahürata göre aniden karşılığı çıkıyor. Statta da gerçekleştirilebiliyor. Evliyim ve bir oğlum var. Biz aslen Trabzonluyuz. O yüzden kardeşim Galatasaraylı ama Trabzonspora da sempati duyuyor. Ailem eskiden çok karşı çıkıyordu çünkü çok olay oluyordu. Ama artık alıştılar. Bütün kulüpler taraftarı destekler. Mesela geçen hafta Kocaeline kulüp 50 tane otobüs kaldırdı da gittik. Tezahüratı yapan seyirci onu desteklemek lazım. Eskiden kulübün desteklediği anlar olur desteklemediği zamanlar olurdu. Çok önemli maçlar olurdu Anadoluda kulüp oralara da götürürdü bizi. Öyle olması da lazım. Karakter olarak eski Beşiktaştan Ertuğrulu, Fenerbahçeden de Oğuzu seviyordum. Şimdi de en çok Mondragonu seviyorum. Sevmediğim oyuncu yok. Fatih Terim çok büyük sınavda. Eğer Şampiyonlar Liginde çeyrek finale çıkamazsak başarısız oldu diye bakacağız. Seyirci artık Şampiyonlar Ligi kupasını istiyor. Diğer şeylere doyduk çünkü. Maçlarda bir uğurum yok. Ama özellikle Kopenhagdaki UEFA Kupası finalinde çok dua ettik. Mondragonu severim Holigan imajını yıkmak için aramıza üniversitelileri aldık Sefa (Fenerbahçe) İlk maçıma 1989 yılında gittim. Ağabeylerimize özendik ve öyle başladık. Biraz da olaylar oluyordu, kanımız kaynıyordu. Biraz fazla ön plana çıktık, bizi seçtiler. 93ten beri aktif olarak içindeyim. Bekarım, o yüzden karışan olmuyor. Ailem başlangıçta karşı çıkıyordu. Artık 28 yaşına geldim, bu saatten sonra karışamazlar. Zaten hepsi Fenerbahçeli. (Soyadını söylemek istemiyor) Holigan imajını kırmak için Genç Fenerbahçelileri kurduk. Buna dahil bir sürü üniversite grubumuz var. Onlar kendileri çalışmalar yapıyor. Mesela yabancı bir şarkı çıkıyor onu anında uyarlıyorlar. 250 kişi kadarlar, tezahüratları söylüyorlar, beğenirsek kullanıyoruz. Rüştünün idmanda dayak yeme olayını bize mal ettiler. Halbuki biz orada olmasaydık 3 bin kişi saldıracaktı. İnsanları biz engelledik. Lig kesinlikle şaibeliydi. Zamanında Haluk Ulusoy "Ya federasyon başkanı olacağım ya da Galatasaray başkanı" demiş. Gördük işte, Galatasaray başkanı oldu. Galatasaraya başka takım forması giydirin, bu futbolla küme düşmesi lazım. Karakter olarak Beşiktaştan Ahmet Dursunu beğeniyorum. Galatasaraydan kimse yok. Hasan Şaşla Beşiktaştan İlhan Mansızı özellikle sevmiyorum. Uğurlu bir Fenerbahçe atkım var, maçlara onunla giderim. Uğurum FB atkım... 26 yıldır tribündeyim, yalnızca iki maç kaçırdım Alen Markanyan (Beşiktaş) 13-14 yaşında sabahlamalara gidiyorduk. Ailem önce kızdı ama artık aştık o dönemleri. Evde bazen sorunlar çıkıyor. Maça ayırdığım zamanı eşime ayırsam daha mutlu oluruz. 1993te barış yapıldı. Sebahattin Bey aracıdır, teklif ondan geldi. Önceden maç günü planlı kavgalar çıkıyordu ama şimdi organize kavga devri bitmiştir. Ben tribünde adam oldum. İlk kez babamın omzunda Vefa maçına gittim. 10-11 yaşından itibaren de devamlı gittim. Şu an 36 yaşındayım ve bu zamana kadar sadece iki maç kaçırdım. Varımız yoğumuz Beşiktaştı. Bir de 1981-1990 arasında sabahlamalar vardı. Kavgalar kovalamalar oluyordu. Orada da bir göz aşinalığı oldu. Beni sevip saydılar. Aday değildim ama baktım amigo olmuşum. Sevdiğim futbolcu yok ama belki Abdullah diyebilirim. Kızdığım iki futbolcu var. Galatasaraydan Bülent ve Küçük Hakan (Ünsal). Fenerbahçeden de gerekirse Serhat diyebilirim. Formanın hakkını vermedikleri için kendi takımımdan kimseyi sevmiyorum. Bu sene şaibe vardı, geçen sene de kutsal ittifak vardı. Galatasaray Şampiyonlar Liginde başarılı oldukça Türkiye ligini de şampiyon bitirir. Bugün lig sonuncusu takıma Galatasaray forması giydir, şampiyon olur. Galatasarayın Avrupa başarılarına sevinmem. Benim hakkımı yiyerek gitti oraya. Beşiktaşın bütün başarısızlıkların arkasında Galatasaray vardır. Hiçbir gerçek Beşiktaşlı da mutlu olmaz zaten. Ben hakemin veya futbolcunun ailesine direkt edilecek küfüre karşıyım. Ama şarkıların içindeki ufak değinmelerin yanındayım. Biletimi parayla almanın uğruna inanırım. Tribünde yer değiştiririm sık sık. Maça çok bayan gelince uğursuz olduğuna inanırım. Sevdiğim futbolcu yok!

Yazarlar