Cumartesi Tüpgazcıyla aldatır inşallah!

Tüpgazcıyla aldatır inşallah!

05.10.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Tüpgazcıyla aldatır inşallah

Gelelim son günlerde tüm adamları şoke eden "kadın aldatmalarına"... Erkek arkadaşlarım, özellikle genç kız sevgilisi olanlar yıllardır hava atarlardı bar köşelerinde, "Benim karım yapmaz çünkü benden başkasını beğenmez!" diye. Ben de derdim ki "İnşallah şu anda evde tüpgazcıyla seni boynuzluyordur." Son günlerde uzun uzun düşündüm ve gerek özel hayatımda gerekse "yazı düzenimde" önemli bir eksiğin farkına vardım. Gördüm ki, anlattığım onca şeyde sevgi var, şefkat var, olayları ele alış şeklim içten, hatta esprili bile sayılabilirim ama "östrojen" yok; yazılarımın tümü hormonsuz, heyecansız ve tekdüze. Yani cinsel olarak aktif yazılar değil ve neredeyse adli vaka raporları gibi. "Sırtı bir türlü döşekten kalkmayan" konuları ele almaktan söz etmiyorum, ifade şeklimde olması gereken coşkudan, yazı ruhundan söz ediyorum. Soruyorum, genç hanım yazarlarımızın köşelerinde satırlar arasına gizlenmiş "hayat pırıltıları"nı bende görebiliyor musunuz? Göremezsiniz çünkü çay ocağında çalışır gibi yazı yazılmaz. Ama artık karar verdim, "hayat gailesi" telaşlarımı bir kenara bırakıyor ve bol hormonlu bir üslup ediniyorum kendime. Formül basit: Kör topal biri bulunup aşık olunacak (bu tiplere alışığım çünkü), "Şu Anadolu kadını özentisinden vazgeç de yapıştır artık kıçına verdiğim şu bantları!" diyen doktorumun sesine kulak verilecek. Bir de yüze botoks yaptırdık mı iş tamam. Ondan sonra bakın bakalım, "kıpır kıpır bir içsel ifade şekli" nasıl yakalanıyor. Ben de aldatıldım Eski kocamla evlenmeden 1 ay önceydi, Günay restorandan eve döndük ama bir şey unuttuğunu söyleyip geri gitti. Ben de uyudum. Sabah gözümü açtığımda baktım ki çevremde evin köpeği Gözümden başkası yok. Hazırlandım, çıkacağım, kapı kilitli. Sarıldım telefona. Nerede bulacağımı adım gibi biliyorum. O dönem fotoroman kızları Keban Oteline "atılıyor". Santraldeki kız hemen bağladı odayı. Benimki şok geçirmiş, "Hay Allah! Uyuyakalmışım, hemen geliyorum" dedi. Arkadan da ince bir ses soruyor: "Hayatım, kim o arayan?" Sözünü ettiğim kızlardan biri Nilgündü, bana tercih edilen kadın. Evleneceğim koca adayına bakar mısınız? Günde Mercedes sahibi 2 adamı onun yüzünden kapımdan çevirdiğim dönemler üstelik. Papatyalar paralara galip geldi ve evlendik. Ama ben ailesi önünde ona bir söz verdim, "Bundan böyle sen hakkını kaybettin, sıra bende!" Ve ben de aldattım Yazara e-mail Aradan 15 yıl geçti, yine gözümün hiç kimseyi görmediği yıllar. Ama bir gün ilişkimiz bitti. Nedenleri değil bu köşeye, birkaç romana bile sığmaz! Yastığım ve battaniyemle salonda yattığım bir yılın sonunda, Ece Barda birinden evlenme teklifi aldım. Kayınpederime koştum durumu anlattım. "Seni hiç kimse suçlayamaz. Çok uzun bile sürdü ama sen benim hep kızım olarak kalacaksın" dedi rahmetli, bir de "Ve ben seni, bir tahta üzerinde küçük küçük maydanozlar ayıklarken hatırlayacağım." Oğlumun geleceği ve ayrı yaşamları kurabilmek için gereken zaman dilimi içinde boşanana kadar aynı evi paylaştık eski eşle. Ben yine pazara çıkıp sebzeler aldım, yine yemekler yapıldı, donlar yıkandı filan. Evin içinde karşılaşmamaya özen gösterdik. Onun evde olmadığı bir gece oğlanın odasında uyuyorum, bir elin bedenimi okşamasıyla uyandım. Baktım ki eski koca. Sarhoş, ayakta duramıyor. Kalkıp ışığı yaktım ve -bana göre- tarihi bir konuşma yaptım. "Ben sana 15 yıl boyunca hiç ihanet etmedim, şimdi ona da etmem!" Oğlumun babası da her zamanki kibarlığı ile "Afedersin ya, çok afedersin" diyerek gitti. Şimdiki dostluğumuzun başladığı anmış, ne bilirdim ki!