Cumartesi "Türkiyenin tek starı olacağım"

"Türkiyenin tek starı olacağım"

23.06.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

İzel yeni albümü "Bebek"le birlikte kendisini de yenilemiş. Takılan çelmelerden bıkan "ailenizin kızı" artık daha açık sözlü...

Türkiyenin tek starı olacağım

Yeni albümünü çıkaran İzel ilk defa bu kadar iddialı konuşuyor Dokuz-on yıl kadar önce liseyi bitirdiğim yazı İstiklal Caddesinde bir mağazada tezgahtarlık yaparak geçirmiştim. Bu mağazada kendi imkanlarımla ilk paramı kazandığım günlerde İzel de sanırım ilk albümüyle oldukça tanınan bir pop yıldızı olma yolundaydı. Bir gün her zamanki sakin ve hüzünlü haliyle mağazanın kapısından girdi ve "tezgahtarın favori müşterisi" şeklinde alışverişe girişti. Bu arada yanındaki arkadaşı neredeyse şöyle yalvarıyordu: "Nolur bu kıza daha fazla bir şeyler göstermeyin. Şimdi bu kız sevgilisinden ayrıldı. Çok mutsuz ve önüne her geleni almak isteyecektir. Hep böyle olur." İzel yıllar boyunca hayranlarının gözünde o gün gördüğüm "aşk acısı çeken, kolay kırılıp incinebilen kız" oldu. Kendisi de bunu kabul ediyor. "Ben ailenizin kızıyım" diyor. Ama yeni albümü "Bebek"le birlikte ruh hali de değişmiş. Artık her alanda daha iddialı. Hem çektiği aşk acılarından hem de müzik kariyerinde kendisine takılan çelmelerden bıkıp usanmış. "Artık kimsenin beni devirmesine izin vermeyeceğim" diyor. Hep sizin müzmin bir mutsuzluk halinden musdarip olduğunuz düşünülür. Ben bunu özellikle yapmıyorum tabii ama çok duygusalım. Alıngan değilim ama kırılganım. Herhalde o duygusal şarkıları söyleyişimden, çok kendimi kaptırmamdan böyle bir hisse kapılıyorlar. Herhalde aşk hayatımda çok büyük mutluluklar yaşamadığım için de böyle. Bir de çok dürüstüm. Yaşadığım her özel şeyi mutluluğumu da mutsuzluğumu da yansıtıyorum. Aşk acılarım dışında genelde mutlu bir yapım vardır aslında. Hak ettiğiniz ilgiyi ve başarıyı yakaladığınızı düşünüyor musunuz? Bu biraz eleştiri olacak ama medyadan hak ettiğimi bulduğuma inanmıyorum. Çünkü hiçbir zaman benim arkamda bir medya kuruluşu, büyük bir şirket, güçlü bir kişi, güvendiğim birileri olmadı. Çok uzun zamanda geldim olduğum yere. Hakikaten tırnaklarımla kazıyarak. Beni anlayanların yanında, çok yanlış tanıyanlar, çok yanlış yazanlar da oldu. O yüzden ben bana ve benimle birlikte bir kaç kişiye daha sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Yani beni kaybetmemek lazım. Sonuçta bir 17 sene var. Eğitimim var. Gençlere iyi örnek olmaya çalışıyorum. Tartışılır ama işimi iyi yaptığıma inanıyorum. Şerefimle namusumla, kimseye bulaşmadan ayakta kalıyorum. Bunda seyircinin, dinleyicinin de çok payı var ama. Ailenizin kızıyım ben. Çünkü açıkçası en kötü dönemlerimde onlar beni toparladılar. Ama daha iyi yerlere gelmeyi hak ettiğime de inanıyorum. "Daha iyi yerler"le daha çok albüm satmayı mı kastediyorsunuz? Hayır. Benim için kriter satış değil. Bütün albümlerimde iyi satış yakaladım. Hiçbir zaman büyük düşüş yaşamadım. Sevilmek, beğenilmektir. Öyle albümler var ki bir milyon satmış ama ben müzikalite açısından hiçbir şey görmüyorum. Bir anda Türkiyenin gündemine oturup ertesi yıl yok olan insanlar var. Biz zaten her ne kadar kalabalık da görünsek, bir elin parmaklarını geçmiyoruz. Sertab, Çelik, Candan, Mirkelam, Tarkan ki zaten ayrı bir yerde. Bence o bir star. Sezen Aksu, Nilüfer gibi ablalarımızı da saymıyorum, onları ayrı bir kategoriye koyuyorum. Ama ben bir gün Türkiyenin tek starı olmak istiyorum ve olacağım. Sizin de hep "Avrupaya açılma" hayaliniz vardı. Ertelediniz mi? Hayır. Çelik bana bir müjde verdi. Onun albümünde yer alan düetimizi ("Töre") Fransızlar çok beğenmişler. Fransadan ayrıca albüm teklifi de gelmişti. Ama Universal bu anlamda çok titiz bir şirket. Biz çok kurcaladık, titizlendik. Sonra acaba fazla naza mı çektik kendimizi bilmiyorum. Olmadı. Ama kısmet değilmiş. Sonra Meksikadan bir teklif geldi. Bundan önceki albümü 62 ülkeye dağıtmıştım. Seneler sonra 62 ülke içinde bir Fransa bir de Meksikadan bir haber geldi. Tabii deneyeceğim şansımı ama orada sıfırdan başlamak lazım. Bunun içinde bu albümde çok para kazanmam ve sonra orada çalışmak için, Tarkanın yaptığına benzer uzun bir ara vermem lazım. "Arkamda hiçbir büyük bir şirket ya da medya kuruluşu olmadı" dediniz. Kimleri kastediyorsunuz? Yok, ben isim vermek istemiyorum ama bazı şanslı insanlar var. Ama hakikaten ben kendi gücümle geldim. Bu saatten sonra kimsenin beni devirmesine, yıpratmasına izin vermeyeceğim. Sizi bir şeyler çok hırslandırmış olmalı... Çok iddialıyım. Ama ilk defa böyle konuşuyorum bir röportajda. Albüm notlarına "Artık beni sevmeyenleri de seviyorum" yazmışsınız... Evet, benim hayat felsefem de çok değişti son zamanlarda. Ben çok sevgi dolu bir insanım ve bir dönem hayatımda çok kızdığım, nefret ettiğim insanlar oldu. Çok kinlendiğim dönemlerde, baktım ki İzel olmaktan çıktım. Çünkü gerçek İzel çok sevgi dolu affedici bir insandı. Baktım çok agresif olmuş. Kişiliğini kaybeder gibi olmuş. Sonra bu albüme başlamadan bir süre önce "İzel topla kendini ne yapıyorsun sen?" dedim. Eski İzel olmaya çalıştım. Bir affediş dönemi yaşadım. Beni kızdıran, beni sevmeyen herkesi affettim. Her zaman da hayat felsefemin bu olmasını istiyorum. Her koyun kendi bacağından asılır. Tüm bu kararlarınız, iddialarınız çok büyük mutsuzlukların, şanssızlıkların, dibe vurmanın sonucunda çıkacak türden... Ne oldu? Ben hayatım boyunca kimsenin ayağına çelme takmadım. Sanatçı arkadaşlarımın başarısına da çok sevinirim. Yarışma hırsım hiç yoktur. Böyle olmama rağmen benim ayağıma çok çelme takmak isteyenler oldu. Destek olmayı bırak, kafama vura vura, bu işi bırakıp, buralardan gidecek hale getirdiler beni. O yüzden ruhsal olarak dibe vurdum. O arada allahtan birkaç konser yaptım ve izleyicinin sevgisini fark ettim. İyilerin de olduğunu düşünerek hırslandım ve bu albümün güzel olması da beni rahatlattı. Ferda Anıl Yarkınla komşu... İzel, Ulusta sakin bir sitenin bodrum katında yaşıyor. Önce şaşırıyorsunuz. Dairesine girince şaşkınlığınız geçiyor tabii. Zira seçiminin sebebi dairenin dev bahçesi. Yan apartmanda ise yakın dostlarından Ferda Anıl Yarkın oturuyor. "Çok milliyetçi bir insanım, Eceviti de çok seviyorum" Çocuk için önce koca lazım, diyorsunuz, evlenmeden çocuk olmaz mı? Yok. Ben modern görüşlü bir insanımdır ama bir çocuk varsa anneyle baba birlikte büyütmeli. Sevgiliyle birlikte de büyütülemez mi acaba? İmza atmadan da olur ama çocuğun psikolojisi açısından, soyadı taşıması açısından önemli. Yüzünüzdeki izlerin aşk acısı yüzünden bir gecede olduğunu okudum. Bu doğru mu? Aşk acısı demeyelim. Çok kötü dönemler atlattıktan sonra bir gün bir kalktım, bir gecede yüzüm bu hale gelmiş. Sebep olan kişi, kendisi yüzünden olduğunu biliyor mu? E, biliyordur tabii, eşek değilse. Bu sıralar tedaviyle uğraşmıyorsunuz eskisi kadar. Eskiye göre çok iyi durumdayım. Sadece iz problemim var. Ameliyata yurtdışına gittim. Beni kandırmadılar, bir kaset gösterdiler. "Kaseti seyret, ne hallere geleceğini gör, kararını ver" dediler. Yüzün kocaman şişiyor, kazıyorlar. Ben de bu kadar acı çekmeye gerek yok dedim. Nasıl olsa beni herkes böyle kabul etti. Parçalarınız geçmişte DYPnin kampanyalarında kullanıldı. Politik görüşünüz nedir? Açıkça söylemek doğru mu bilmiyorum ama ben çok milliyetçi bir insanım, ülkemi çok seviyorum. Atatürkü çok seviyorum. Eceviti de kişilik olarak çok seviyorum. Çok dürüst. Onunla uğraştılar mı üzülüyorum. Siz üçünüz de (Çelik ve Ercan Saatçi de) milliyetçisiniz sanırım. Evet. Bu tip fikirlerimizin oluştuğu çok küçük yaşlarda birlikteydik. Ama ben öğretmen çocuğuyum. Onlardan dolayı da küçüklüğümden beri bana hep Atatürk sevgisi aşılanmıştır. Bunlar hep aileden olur aslında. Son zamanlarda en beğendiğiniz albüm hangisi oldu? Tarkanın "Kuzu Kuzu"sunu çok beğendim. Bir ara "Allah anlaşılmayacak" diye düşündüm. Ama sonradan çok sevildi. Çok sevindim. Tarkanın fotoğrafları için ne düşünüyorsunuz? Çok üzüldüm. Onun tercihi ne olursa olsun hiç önemli değil. Sesi, yeteneği önemli. Ben Tarkanı çok geç, bu albüm zamanı, tanıdım. Müzikal anlamda da çok seviyorum. İnsan sevdiklerinin hiçbir şeyi yanlış yapmadığına inanır. Bana da öyle geliyor. Kendim de girmem, insanların da çok detaya girmesini istemem. Çünkü o çok önemli şeyler başardı. Bir insanı bu fotoğraflar yüzünden yıpratamayız. Ama bir insan nasılsa da onun arkasında durmalı.

Yazarlar