Cumartesi Üç dini anlatan eseri 17 yılda besteledi

Üç dini anlatan eseri 17 yılda besteledi

23.05.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

Besteci-piyanist Tayfun Erdem, üç dini anlattığı eserini sahneleyeceği İstanbul’daki konserde usta tiyatrocu Müşfik Kenter ile neyzen Kudsi Erguner’i bir araya getiriyor

Üç dini anlatan eseri 17 yılda besteledi

Berlin’de yaşayan besteci ve piyanist Tayfun Erdem’in İslam, Hıristiyan ve Musevi dinlerini anlattığı “El-33 Müzikal Tablo” adlı eseri 29-30 Mayıs’ta İstanbul’da Kenter Tiyatrosu’nda sahnelenecek. Bir tür opera olan yapıtta metni tiyatrocu Müşfik Kenter okuyacak; piyanodaki Tayfun Erdem’e ise Alman saksofoncu Gebhard Ullmann ve Brezilyalı viyolonsel sanatçısı Matias de Oliveira Pinto’nun yanı sıra ünlü neyzen Kudsi Erguner eşlik edecek.
Tayfun Erdem 1975-80 yılları arasında İstanbul’da Cemal Reşit Rey’den piyano, armoni ve bestecilik dersleri almış bir sanatçı. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü bitirdikten sonra da Amerika’da Indiana Üniversitesi’nde müzik ve bestecilik okudu. 1982’den beri çalışmalarını Berlin’de sürdüren sanatçı, “El” adlı bu eserini Kur’an, İncil ve Tevrat’tan yaptığı alıntılarla oluşturduğunu söylüyor. Dinler arasındaki farklılıklara rağmen iyi bir diyaloğun mümkün olabileceğini anlatan besteci, 22 yıl sonra Türkiye’de ilk kez konser verecek...

Haberin Devamı

Eserin adı neden “El”?
Okuduğum kadarıyla “El” kelimesi de her şeyin özünde yatıyor aslında. Mesela Tevratta “Elohim” kavramı var. Bu, “Tanrı” anlamına geliyor. “Allah” da yine okuduğum kadarıyla “El İlah” kelimesinin birleşiminden oluşuyor. “El” İngilizcede “The” gibi bir artikel. “İlah” kelimesinin de “Elohim”le bir bağı var gibi. İlah ve Elohim sözcüklerinin özünde “El” kelimesinin yattığını düşünüyorum. Bu nedenle bu esere “El” adını verdim. Benim için her şeyin özü önemli. 

Nasıl bir eser bu?
Bu aslında şimdiye kadar hiç yapılmamış bir şey. Üç din bir araya geliyor. İslam, Hıristiyanlık ve Musevilik. En temel kitaplar Kur’an, İncil ve Tevrat’tan aldığım bölümlerle bir metin oluşturdum. Bu metnin üzerine de bir beste yaptım. 1992’den beri, yani 17 yıllık bir çalışmanın sonucunda oluştu bu eser. 2,5 saat sürüyor. Bir tür opera. Operada genellikle bir metin şarkı şeklinde söyleniyor. Ben metin ve şarkıyı ayırdım. Metni bir anlatıcı okuyor. Bunu Türkiye’nin en önemli tiyatrocularından Müşfik Kenter yapıyor. Kendisiyle geçen yaz görüştüm, teklifimi kabul etti. Bunun yanında ise müzik var. Eserin birinci bölümünde Tevrat’taki dünyanın oluşunu ve sonunu anlatan bölümler var. Kur’an’da da Tevrat’ta da dünyanın nasıl ortaya çıktığı anlatılıyor. İkinci perdede ise üç dinin kadın ve sevgi üzerine neler söylediği anlatılıyor. Üçüncü perdede de bu üç din arasındaki farklar ortaya konuyor.

“Dine küfretmenin de onu aşırı yüceltmenin de hiçbir anlamı yok”

Vermek istediğiniz mesaj ne?
Annem Kur’an’ı Arapça okuyabiliyordu. Bu dilin çok güzel bir ritmi, müziği var. Bu bir şekilde benim kafamda küçüklükten kaldı. Beste yapmak ise 1980’lerden beri benim kafamda olan bir şey. Din konusunda bence iki yanlış yapılıyor. Din konusu gündeme gelince bir kısım buna kesinlikle karşı çıkıyor. Bu mantıksız. Çünkü dine karşı çıkmakla inanan insanlar fikirlerini değiştirmiyor. Aksine kemikleşiyorlar. Bir kısım ise bugün artık geçerli olmayan Osmanlı döneminde kalmış bir şeyi yüceltiyor. Bunların ikisi de yanlış. Bu nedenle bu üç kitabı gündeme getirmek istedim. Kitapları birleştiren ve ayıran çok şey var. Bunlara küfretmenin de bunu aşırı derecede yüceltmenin de bir anlamı yok.

Neyzen Kudsi Erguner ile bir araya gelmeniz nasıl oldu?
Kudsi benim askerlik arkadaşım. Orduevinde müzik yapıyorduk. Kudsi, dedesi Süleyman Erguner, babası Ulvi Erguner olan çok büyük bir ney geleneğinin temsilcisi. Bu projede de beraber çalıştık. Ayrıca Almanya’nın en önemli saksofon, alto flüt ve bas klarnet sanatçılarından Gebhard Ullmann, Brezilyalı viyolonsel sanatçısı Matias Oliveira de Pinto da bize eşlik edecek. 

Türkiye’ye dönmeyi düşünüyor musunuz?
Albümlerim çıkıyor ama 22 yıldır Türkiye’de konser vermiyorum. Bu nedenle mayıs sonundaki konser benim için çok önemli. Yıllar sonra Türkiye’de konser vereceğim için çok heyecanlıyım. İlgi görüp görmeyeceğini bilmiyorum. Ama elimizden geleni yapıyoruz. 


“Cemal Reşit Rey 10 konservatuvara bedeldi”
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunusunuz. Neden konservatuvarı seçmediniz?
Benim zamanımda konservatuvarlar üzücü durumdaydı. İmkanlar kısıtlıydı. Cemal Reşit Rey’den beş yıl ders aldım. Cemal bey bence
10 konservatuvara bedeldi. Maalesef hak ettiği değeri görmeden öldü.

Yurtdışına okulu bitirir bitirmez mi gittiniz?
Evet. 11 Eylül 1980’de Türkiye’yi terk ettim, bir gün sonra 12 Eylül’de darbe oldu. Amerika’da Indiana Üniversitesi’nde Bestecilik ve Müzik Bölümü’nde okudum. Çok iyi hocalarım oldu. Şilili hocam bana “İçindeki çiçeği akademi saksısına koyarsan bu çiçek solar” demişti. Üniversitede kalmamı istemedi. Oradan ayrılıp Almanya’ya gittim. 1982’den beri de Berlin’de yaşıyorum. 

Üç dini anlatan eseri 17 yılda besteledi