Cumartesi “Yaşar Kemal’in öngörüsü inanılmaz”

“Yaşar Kemal’in öngörüsü inanılmaz”

11.06.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

1 Haziran’da başlayan 44. İstanbul Müzik Festivali kapsamında bugün Yaşar Kemal’in “Deniz Küstü” romanı müzik tiyatrosu olarak izleyiciyle buluşuyor. Müziklerin yaratıcısı Michael Ellison roman hakkında “Kemal’in yaşanacakları 1978’de görmesi inanılmaz” diyor

“Yaşar Kemal’in öngörüsü inanılmaz”

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 44. İstanbul Müzik Festivali’nde bugün bir dünya prömiyeri var. Yaşar Kemal’in aynı adlı romanından sahneye uyarlanan “Deniz Küstü” saat 14.00 ve 20.00’de Kadıköy’deki Süreyya Operası’nda sahnelenecek.

Haberin Devamı

Yaşar Kemal’in İstanbul’a, İstanbul’un denizlerine ve bu denizlerde yaşayan yunuslara övgü niteliğindeki kitabı 1978 yılında 91 gün boyunca Milliyet’te tefrika edilmişti. Abidin Dino ise bu metne özel çizimler yapmıştı. Yayımlanmasından 38 yıl sonra sahneye taşınan eserde imzası bulunan besteci Michael Ellison ile rejisör Simon Jones’a “Deniz Küstü” romanını ve izleyeceğimiz müzikali sorduk...

“Yaşar Kemal’in öngörüsü inanılmaz”
- Yaşar Kemal’in romanını ilk kez okuduğunuzda zihninizde neler canlandı?

Michael Ellison: Romanın sonundan çok etkilendiğimi hatırlıyorum. Kemal’in romanın sonunda Selim’in zihninde yunusların görüntüsünü yaşatması çok şiirseldi ve romanla çok uyumluydu. Bu sahne romanı çok güzel bağlıyor. Çünkü çok açık bir şekilde yunuslar romanın en önemli karakterleri. Üstelik o ana kadar onlardan uzun bir süre haber alamamıştık. Ben bir yandan da bu bölümü nasıl uyarlayacağımızı düşünüyordum tabii. Neyse ki Simon Jones çok marifetli.

Haberin Devamı

Simon Jones: Ben kitabın kapsamına hayran kaldım. Karakterlerin çeşitliliği, onların ne kadar renkli bir anlatımla yazıldığı... Yaşar Kemal’in Marmara Denizi’ne yakın bir köyde yaşayanların küçük ölçekli problemleriyle, insanoğlunun doğayı nasıl mahvettiğine dair büyük problemleri ustalıkla birleştirmesi... Epik bir anlatım. Özellikle de Selim ve Zeynel’in hikayelerinin başta birbirinden ayrılıp romanın sonuç bölümünde birlikte sona ermesi çok etkileyiciydi.

- Bu romanı bir müzikale uyarlamak kolay bir iş olmasa gerek. Siz en çok hangi konularda zorlandınız?

Michael E.: 300 sayfalık bir romanı 20 sayfalık bir metinde anlatmak zor. Ama dediğim gibi Jones çok marifetliydi. Tabii ki romanın hayvan karakterleriyle ilgili özel bir durumu da var. Fakat bu noktada da Zeynep Tanbay koreografisiyle devreye girdi. Yaşar Kemal’in ustalıkla yazdığı betimlemeler söz konusu olunca da müziği kullandık. Böylece romandaki şiirsel atmosferi yakaladık.

Simon J.: Benim yüzleştiğim iki ana sorun vardı: İlki insan, hayvan ve romanın doğaüstü karakterlerini sahnede betimlemekti. Bir de romanda mükemmel bir şekilde uygulanan kurguyu sahneye taşımak vardı... İlk sorunu Antik Yunan tragedyalarında olduğu gibi köylülerin şarkı söyleyenler tarafından temsil edilmesiyle çözdüm. Selim de başkahramandı. Dansçılar da Zeynel’in hikayesini ve romanın hayvan ve doğaüstü karakterlerini temsil etti. Böylece şarkıları ve dansı birleştirdim. İkinci sorun için ise radikal bir çözüm bulmam gerekiyordu. Romanın masalsı yapısını dört ana sahneye indirgemem gerekti. Böylece Selim ve Zeynel’in hikayelerini kaynaştırabildim.

Haberin Devamı

“Ney, kanun ve kemençenin özel bir yeri var”

- Bestelerinizde geleneksel Türk enstrümanları da kullandınız mı?

Michael E.: Bu müzikal aslında çok daha büyük bir projenin bir parçası. Beş yıllık bir geçmişi var. Avrupa Araştırma Konseyi’nin amacı çağdaş müzikteki evrimi geliştirmek ve belgelemek. Benim bu projeyle ilgili eşsiz bir görüşüm var: Bunu Türkiye’ye geldiğim günden beri sürdürüyorum. Türk sanat müziğine olan hayranlığımın da bunda etkisi var. Bu nedenle benim eserlerimde ney, kanun ve kemençenin özel bir yeri ve denizle sağlam bir bağlantıları var. Bir yanda da ana karakterimiz Selim ile tabii... Bazı bölümlerde de İstiklal Caddesi’nin arka sokaklarındaki “alaturka” müziklerle ilgili nükteler var. Oryantalist klişelerden kaçmaktansa Türk müziğinin karikatürize haliyle dalga geçtim aslında.

Haberin Devamı

“Yaşar Kemal’in öngörüsü inanılmaz”
- Seyircileri neler bekliyor?

Michael E.: Müzikalin seyirciyi alıp götüreceğini düşünüyorum. Bir yıl boyunca projenin bütün evrelerini görme şansım oldu. İlk operamı (“Söyle Ben Senim: Mevlana” - 2012) sadece prömiyerde görmüştüm. Böyle müzikallerin en önemli özelliği sizi uzaklara götürmesidir. Ayrıca bu eser çok da enerji dolu. Müziklerde ise yer yer romantizm bile var. Seyirciler çok kaliteli bir müzikal izleyecek. Müzisyenlerimiz, dansçılarımız ve şarkıcılarımız çok iyi çünkü.

- Çevre konusunda düşünceleriniz nedir? Çevresel bir kıyamete doğru ilerlediğimiz düşüncesinde misiniz?

Michael E.: Sadece benim fikrimle ilgisi yok; bunlar bilimsel gerçekler. Yaşar Kemal’in 1978’den bunu görebilmesi müthiş; inanılmaz bir öngörü. Ta o zamandan Yaşar Kemal insanların çevreyle uyumlu yaşayabilme şansını görmüş.

Yazarlar