Cumartesi Yasemin Bozkurt giderse...

Yasemin Bozkurt giderse...

28.05.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Yasemin Bozkurt giderse...

Yazara e-mail Faks: (0212) 505 63 88 Bu mümkün mü, yani kadının çektiği işkenceyi, sakince, feryat etmeden anlatabilmesi ne kadar olası? Bunu ancak dayak yiyen kadınlar anlar. Peki, gözü morarmış üç çocuğu ile ortada kalmış hemcinsin karşısında, "Ben program sunucusuyum, itidalli olmam gerekiyor" sükuneti nereye kadardır? Programı bir kadın sunuyor beyler! Kendisi değilse bile, kız kardeşi, kızı, arkadaşı belki anası dayak yemiş bir kadın... Bazı programlar vardır ki, formata göre davranamazsınız. İçine duygular girer, isyan edersiniz. Bir an unutursunuz ekranda olduğunuzu. Bunlar da böyle programlardır. Bu yüzden diğerlerinden daha fazla izleyici toplar, insanlar kendilerinden birer parça buldukları için.Özellikle "Kadının Sesi"nin yayınlarına devam etmesini istiyorum kendi adıma. Çünkü bir gün ben de çıkacağım oraya. Son kocayı anlatmak için. Şayet böyle bir imkanı 1997'de bulabilseydim, belki de şiddete maruz kalmayacaktım. Bu programa karşı olanlar biliyor mu ki artık halk arasında şöyle bir laf var: "Hele bir dayak at bak nasıl soluğu 'Kadınının Sesi'nde alıyorum." Yine biliyorlar mı ki, karakolların, kanunların korkutamadığı adamları ekranlarda afişe olmak korkutuyor. İşin acı tarafı kadınlarımızın sığındıkları tek yerin bir TV programı olması. Bence ele alınması gereken en önemli durum budur. Bizi bu tür hayvanlardan koruyun ki, ortalık yerde uluorta tüm özelimizi anlatmak zorunda kalıp rezil olmayalım ve de çocuklarımız tarafından kurşunlanmayalım. Çözüm üretmeden, diğerini yok etmek. Bu ülkede en sık başa gelen gerçek! Ekranlara çıkıp anlatmadığım halde şiddete maruz kalan biri olarak, Yasemin Bozkurt ve onun gibilerin programlarına devam etmelerini istiyorum. Tabii olayları körüklemeden ve öfkeyi karşılıklı en aza indirme çabası göstererek. Hayvan dedim de (dört ayaklı güzellikler değil tabii) şimdi yine meydan bunlara kaldı. "Yasemin'e çıkacaktın ha! Al bakalım" deyip işkenceye devam edenlere. Sonra anlamadığım bir şey, bizim erkekler kadın TV'ye çıkmasa da öldürmüyorlar mıydı? Ve ayrıca her yedikleri halta bir kulp bulan bizim adamlar değil miydi? Hatırlayın 19 yaşında biri hırsızlık için girdiği 85 yaşındaki kadının evinde bir de tecavüz etmiş, hakime de, "Uzun zamandır flört ediyorduk, beni o aldı odasına" demişti de hakimi çıldırtmıştı. Bu arada camdan girmiş eve. Yine hakim beyin sapık genci dövmemek için kendini nasıl zor tuttuğunu da okumuştuk gazetelerde. Gelelim işin sosyolojik yönüne... Dalga geçiyorum, herkes böyle bir laflar ediyor da konu ile ilgili. Efendim uzmanlar demiş ki, "Amaca uygun programlar yapılmalı, reyting için olay körüklenmemeli." Olayın zaten kendisi körük uzman bey! İşkence, cinayet almış başını gidiyor. Bu programın körüğe mi ihtiyacı var! Adam dışarıda hırslandığı erkeği dövemiyor, gelip hıncını karısından çıkarıyor. Benimki öyleydi mesela. Kafa tutamazdı hiçbir erkeğe. Sadece karılarını döverdi. Sonra, eve bırakmadığı paradan kadın niçin üç kap yemek yapmadı diye dövüyor. Dahası kendi cinsel beceriksizliğini kadından biliyor, dövüyor. Adam başkasını dövemiyor, hıncını karısından çıkarıyor Bir de şu "başını açma" meselesi var. 17 yaşındaki oğlu tarafından ağır yaralanan (bu arada onun da elleri kırılsın inşallah) Birgül hanımın programda baş örtüsü açtırılmış! Bir kere kendi açmayı kabul etmeseydi. İki, sıkmabaş bile çıktı bu programlara, neredeyse kapalılar açıklardan fazla. Üç, Birgül hanımın eski fotoğrafına bakın. Kırmızı ruju, başında ipek-tülbent incecik bir örtü, alnında kendisine çok yakışan oyalarla pek hoş, pek güzel... "Kadının Sesi"ndeki görüntülerine bakın, arkadan toplanmış saçı ve sıradan görüntüsü ile asla dikkat çekmeyen bir kadın. "Allah belanı versin e mi Sertaç!" Hepiniz gibi benim de çok sevdiğim "Avrupa Yakası"ndaki, Volkan Sütçüoğlu'nun, kankası Sertaç'a çok sinirlendiğinde ettiği bedduayı, bu haftadan itibaren, bu başlık altında "birilerine" yönelteyim istiyorum. Bu hafta, Adana'da üç yaşındaki çocuğu dövüp üzerinde sigara söndüren, tecavüz etmeye kalkışan o adamlara... Birilerine her hafta çok fena beddua etmek istiyorum