Cumartesi Yazlık yerde kış tatili ezber bozar

Yazlık yerde kış tatili ezber bozar

01.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Hayatın bir ezberi var. Her mevsimin... Mevsime göre çıkılan tatillerin... Hatta ezber bozmanın, mesela kışın yazlık bir yere tatile gitmenin bile bir ezberi var

Yazlık yerde kış tatili ezber bozar

tubakyol@yahoo.com Beni kışları buralara götüren hangi kitaptır, hangi filmdir, hangi şarkıdır, şiirdir; acaba nedir nedir... Ah ben onu bir elime geçirsem!Niye uzun uzun yürüyorum mesela? Yürümeyi sevmem ki ben. Niye üşüyerek sahildeki çay bahçesinde gazete okuyorum? Madem gazete okuyacağım, deniz manzaralı yerde oturmaktaki bu manasız ısrar niye? Geceleri titreyerek balkonda oturup yıldızlara ve karanlıkta görünmez olan denize (karanlığa) bakarak oturmaktan bir tür zevk alacağımı da nereden çıkarıyorum? Romantik-dram değil, aksiyon-komediBeni etkileyen şu ıssız sahil kentinde geçen film, roman, her ne haltsa; büyük ihtimalle sıkıcı bir entel şeysiydi. Hani elle tutulur hiçbir şey olmaz, sadece derin hisler, düşünceler, öylece duran bir taş ya da rüzgarda sallanan dal gibi semboller vardır.Burada ise bir aksiyon, bir aksiyon... Aslında sağdan say üç kişi, soldan say beş kişi benim sağım solum belli olmaz! Yine de işte tabii ki burada hiç kimse durup saatlerce bir taşa bakmıyor. Yaşıyorlar.Biri sevgilisiyle kavga etti. Biri "Aşık oldum. Ne güzel di mi?" diye geldi bir akşam. Güzel. "Güzel" yetmez hatta. Bu kadar az insanın olduğu bir yerde aşık olmak, başka bir şey... Bu bir mucize!Biri sevgilisini mi aldatmış ne; detaylarına pek hakim olamasam da öyle bir hadise de vardı.Bir akşam arka arkaya bir şeyler patladı. Silah sandık, yangın çıktı. Yangın çıkmış yani.Sonra bir kano turu vardı ki en azından benim için bayağı bir maceraydı.Ve bir akşam da bara -dıdıdıdınnn- gizemli bir yabancı geldi.* * *Aşk, ihtiras, ihanet, macera, gizem... Daha ne olsun? 32 kısım tekmili birden hayat burada! Aslında olağanüstü bir durum yok, her yerde olan şeyler burada da oluyor. Ama küçük yerde en önemsiz şey bile ışık hızında yayılıp büyüyor, kabarıyor, köpürüyor, abarıyor... Sahil kentlerinde kışın tatil yapmak kötü fikir değil. Bir de kitaplardan, filmlerden arak yalnız yürüyüşler, geceleri balkonda oturup yıldızlara bakmak gibi lüzumsuz ezberler olmasa... İkinci Geleneksel Kış Ortası Sahil Kenti Tatili'ni geçen hafta idrak ettim. Kış aylarında ıssızlaşan sahil kentlerindeki yaşam hakkında nereden edindiğimi hiç bilmediğim gayet romantik birtakım hislerim var. Görüyorsunuz, "ıssızlaşan" falan diyorum. Bunun bir sonraki aşaması "kıyılarına terk edilmişliğin hüznü vuran ıssız sahil kentleri" mi olacak? Burada kış sezonunda açık bar bulmak bir mesele. Bir tane bar var, o da tadilata girecekmiş. Tadilata girecek diye her pazartesi akşamı "son gece partisi" yapılıyor. Yapılıyor ama sonra bar kapanmıyor. Ben bile iki kez son gece partisine katıldım. Milletin bu dördüncü mü, beşinci mi; artık saymayı bırakmışlar.Benim son akşamımda, yine bu barın son gece partisindeyiz. Kimsenin tanımadığı bir adam girdi içeri. Geçti bara oturdu. Kim bu adam yahu? Barın sahibi yanına gitti. Bizim masa hemen sordu: Neredenmiş? Adam bize döndü, "Danimarkalıyım" dedi, İngilizce. Bizim masa adam esmer diye Danimarkalı olduğuna inanmadı. Masadan biri kalktı, adamın arkası dönükken okuduğu kitaba baktı. Geldi kodladı. Anlamadık. Danca olabilir pekala. Yine kimse ikna olmadı. Biri İngiliz kocasına Türkçe bir küfür fısıldayıp adamın yanına gönderdi. "Bunu onun yüzüne söyle. Anlarız bakalım nereliymiş?" Sonra zaten fısıltı falan kalmadı. Adamla aramız bir buçuk metre. Adam eğer Türkse, ona edilen küfürlere tepki vermemek için çok ağır yıpranıyor olmalı.Bu benim son gecem. İşte geldim gidiyorum, daha bir yalnız kalıp yıldızlara bile bakamadım. Eve gidip balkona çıkacağım, yıldızlara ve deniz olduğunu varsaydığım karanlığa bakacağım. Üf çok işim var. Kalktım. Bara gidip barmenden hesabı istedim. "Yabancı" bana döndü. "Gidiyor musunuz?" dedi, "Gitmeyin, biraz daha kalın." Türkçe! Evet, bozuk bir aksanla ama Türkçe. "Gitme, kal" hadi tamam; "biraz daha" demeyi nereden biliyor bu adam? Bu kadar Türkçe konuşan biri değil küfürleri, "Bıyığı burnundan çıkan Danimarkalı diye bir şey yok" cümlesini bile anlamıştır.Kalayım, bu adamın durumu neymiş bir bakayım... Yok, ben gidip yıldızlara bakacağım. Sabah erken yola çıktım, adamın olayı neymiş kimseye sormadım. Yıldızlar? Aman bildiğiniz yıldız işte, duruyorlardı gökte. İki dak'ka falan baktım, uykum geldi, yattım. Kasabadaki gizemli yabancı

Yazarlar