Cumartesi Yine sıcak basacak

Yine sıcak basacak

30.07.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Önümüzdeki hafta 30 dereceyi aşan sıcaklıklarla karşılaşacağız. Neyse ki hafta sonuna doğru yurdun bazı bölgelerinde etkili yağışlar görülebilecek

Yine sıcak basacak

saydam@hacettepe.edu.tr 31 Temmuz Pazar günü ve ağustosun ilk haftası o kadar bunaltıcı olmayacak. Hava sıcaklıkları en azından batı ve güneyde beş derece daha azalmış olacak ve tüm hafta boyunca da aynı şekilde devam edecek. Rüzgarlar poyrazdan esse de geçen haftaki kadar sert rüzgar beklentisi mevcut değil. Pazar günü Kuşadası, Aydın, Antalya ve Silifke civarında yağış beklentisi mevcut. Sıcak ama en azından gündüz vakti batı bölgelerimizde poyrazdan sert esen rüzgarlı bir haftayı geride bıraktık. Maalesef yine sıcak bir cumartesi bizi bekliyor ancak Ağustos ayını tüm yurtta 30 derecelik sıcaklıklarla karşılayacağız. Gece sıcaklıkları ise 20 derecelere kadar inebilecek. Sıcaklıklarda en azından yukarı doğru pek fazla bir değişim beklenmemekle beraber gelecek hafta yurt genelinde ani sağnak yağış olabilir. 1 Ağustos Pazartesi günü İç Ege, Göller Bölgesi ve Batı Akdeniz'de, 2 Ağustos Salı günü Doğu Anadolu'da, 3 Ağustos Çarşamba günü Çukurova'da, 4 Ağustos Perşembe günü ise Antalya ve yakın çevresinde sağanak geçişleri izlenebilir. 5 Ağustos Cuma günü ise Marmara ve Kuzey Ege'de etkili yağış beklentisi mevcut.Uzun dönemli hava tahminlerine göre ağustosun ilk yarısı yine yurt genelinde 35 derece ve daha üzerinde olacak ancak ayın ortasına doğru hava özellikle yurdun kuzeyinde serinleyecek.Yaz yazlığını yapmalı, zaten şunun şurasında 15 gün kaldı. "Ağustos ortası gelince havalar döner" derler. Bu yıl da öyle olacak gibi görünüyor. NASA'nın bilim adamlarının dediği gibi yaz rekor sıcaklarla geçmedi ama bunu bir de İspanyollara, Portekizlilere sorun, bakın ne diyecekler! İklim değişikliği bir ülkedeki sıcak ve soğukla değerlendirilmiyor, genel trend önemli. Ayın ortasına doğru hava serinleyecek Bir radyo programında, İstanbul Boğazı için "İstanbul'un ana caddesi" şeklinde çok güzel bir adlandırma duydum. Hakikaten de öyle, her neresinde olursanız olun Boğaz'ın o akıntılı suyuna bakmak dahi çekilen tüm sıkıntıları bir anda alıp götürebiliyor ve İstanbul'u sadece bizim değil, tüm insanlığın gözünde ayrıcalıklı bir yere koyuyor. İyi de, bilirsiniz biz önce ana caddeyi asfaltla kaplar, kaldırımlarını bir güzel döşer, daha sonra da aklımıza doğalgaz gelince tekrar o güzelim yolları kazarız. İşte İstanbul'un ana caddesinin altında da yapılan bundan farksız. Orada yine İstanbul Belediyesi'nin 100 milyonlarca dolar kredi alarak yaptırdığı kanalizasyon deşarj projesi halen çalışıyor ve metropolün atık sularını sorunsuz bir şekilde alt akıntı sistemiyle Karadeniz'e taşıyor. Şimdi de tüpgeçit projesi için anacaddenin altında 20 metrelik bir kanal açılacak ve bu, anacaddenin akıntı sistemini geçici de olsa altüst edebilecek. İstanbul Boğazı'nda neler oluyor? Ne demek istediğimi anlamanız için, Anadolu ve Rumeli hisarlarının arasındaki 110 metrelik çukuru gören akıntının neler yaptığını lütfen Kuleli Askeri Lisesi önlerine giderek izleyin. İstanbul Belediyesi'nden bir yetkili (umarım sayın başkan), bu uyarımı okuyup da, biz bu tüpgeçit inşaatını Boğaz'ın bilimsel anlamda en karmaşık yerinde yaptırırken "Akıntı sistemindeki olası değişimlerin kanalizasyon deşarjına etkisini hesap ettirdik mi?" diye bir sorsun diye... İşin aldırmazlığa gelir bir yanı yok, o anacaddeyi alttan bir deldiniz mi üst tarafta olabilecekleri temizlemek ülkeye çok pahallı bedeller ödetebilir. Tüpgeçit bölgenin en karmaşık yerinde yapılıyor