D.G. Sivasspor - Fenerbahçe maçının ardından yazar görüşleri
.
1
Kararlı ve baskılı - Serdar Ali Çelikler (Haber Türk) F.Bahçe dışarıda iyi; içeride puan kaybı yapıyor. Deplasmanda ligin en iyi takımı. Bunun sebebi genel olarak şu: Kapanan takımlara karşı zorlanma... Evinde biraz daha öne çıkan takımlara karşı pozisyon bulabiliyor. Bu mantık çok da yanlış değildi. Ama dün Samet Aybaba; tıpkı Kadıköy’deki gibi oynatmak istedi takımını. “Geride kapanalım, hızlı çıkalım” düşüncesindeydi. Ancak 3 temel nokta ‘planı’ bozdu. 1- Sivas anormal kötü savunma yaptı. Pozisyon hataları bir yana felaket bireysel hatalar yaptılar. Yani ‘kalabalık durma’nın hayatta bir karşılığı yok. Hasan Ali asist yaptı, 2. golü az daha Şener atıyordu. Yani bekleri kovalaması beklenen ‘kanat kazmaları’ bir işe yaramadı. 2- F.Bahçe iyi baskı yaptı. Zaten tel tel dökülen Sivas savunmasına kararlı bir baskı uyguladılar. Dönenleri de toplayınca çok rahat hücum devamlılığı sağladılar. 3- Tek hücum planı olan kontrayı 2 kez yakalayan Sivas, her ikisinde de Bifouma’nın beceriksizliğine takılınca kaçınılmaz son oldu. ★ F.Bahçe haklı bir galibiyet aldı. Sivas’ın kötü bir gününde olması galibiyetin tek açıklaması değil. F.Bahçe kararlı durdu, baskılı oynadı ve kazanmayı bildi. Böylece kendisi açısından kritik virajdan hata yapmadan döndü. Kendisi açısından tek olumsuz not, 4 maç sonra gol yemesi olarak adlandırılabilir. F.Bahçe’nin başında 191. maçına çıkan Aykut Kocaman’ı tebrik ederim. Samet Aybaba’ya ise şunu sormak isterim: Hocam Robinho’dan daha iyi 10 oyuncunu varsa ne mutlu size! Yok eğer ondan daha iyi oyuncularınız yoksa ve Robinho’yu oynatmayarak amacınız ‘iyi savunma yapmak’ ise bunu neden beceremediniz?
Robinho’nun oynatılmaması ligin marka değeri açısından da yanlıştır. Türk teknik adamların artık ligin genel kalitesine katkısını da tartışmalıyız. HASAN ALİ Gayet iyi bir maç çıkardı, şık bir asist yaptı. Gereğinden fazla eleştirilse de hemen her maçta elinden geleni yapan iyi bir profesyonel. SAMET AYBABA Takımını hiçbir anlamda iyi hazırlamamıştı.
2
Aykut Hoca gerçekleri - Mehmet Ayan (Vatan)
KEYİF verir vermez bilemem. Kamuoyu doğruları ile Aykut Kocaman gerçekleri örtüşmüyor. Her hafta bu kavga, doğru ile gerçeğin çatışması var F.Bahçe maçlarında. Kağıtta da sahada da (aralarında benim de bulunduğum) birçok kişi Kocaman normallerini anormal buluyor! Bizim doğrularımız onun gerçekleriyle örtüşmezken, bir kıyıdan da onun haklı olma hali karşısında bocalıyoruz. Futbolunu sıkıcı buluyoruz ancak bu takım Beşiktaş’tan 2, Başakşehir’den 9 fazla atmış! BUGÜN ARTIK DAHA ÖNEMLİ ‘SAVUNMACI Aykut’ bu kadar golcü bir takıma nasıl hem savunma hem hücumu bu kadar iyi yaptırabiliyor şu sıra! 4 Mart’taki Akhisar maçından bu yana da ilk kez gol yedi F.Bahçe. Peki bu tartışmalar biter mi? Hayır! Bitmeyecek de. 5’te 5 yapmaya en yakın takım F.Bahçe olsa da bitmeyecek. Hoca, kendi gerçeklerinin doğruluğuna iman etmiş. Son 5 haftadır sonuç da alıyor. DÜN gecenin en kıymetli tarafı şu! Sivas’a gelene dek 56 golün 12’sini Guliano atmıştı. %21’lik skor, F.Bahçe’nin gol atma yöntemlerinin kısıtlılığını işaret etmekteydi. Sivas gol repertuarının çeşitlendiğini göstermesi açısından önemliydi. Oyuna Soldado klasını ilave etmek, işletim sistemine onu da dahil etmek, hatta ilk yarıda sistemi onun üzerine kurmak zenginlik alametiydi. Şener-Dirar sağdan, Aatıf-H.Ali soldan bindirdikçe Soldado kalitesini gösterme şansı buldu. 37’de 3. gol fırsatını değerlendirse krema olacaktı. İlk yarı iyi bir takım vardı. Sonucu aldıktan sonra rölantiye bağladı. 2. yarı Sivas’ın bir tık iyi olduğu ancak 1-2 pozisyonda tehditkar olabildiği 45 izledik. BUGÜNKÜ G.Saray-Başakşehir maçı şimdi dünden çok daha önemli F.Bahçe için!
3
Takibe devam - Ersin Düzen (Vatan)
EVİNDE şampiyonluk yarışındaki 3 takımı mağlup eden Sivasspor, F.Bahçe karşısına da aynı strateji ile çıktı. Soyunma odasındaki plan, hızlı çıkışlar ve kontrataklarla gol bulmaktı. Bu yüzden maçın başlangıcından itibaren F.Bahçe’nin topa sahip olması ve oyuna hükmetmesi sürpriz değildi. Sağ kanatta Şener’in etkili işleri, Dirar’ın içeriye servisleri tehlike yarattı. Dirar demişken, sadece çizgiye yapışıp, sezon boyunca hep aynı seviyede kalması düşündürücü. F.Bahçe’nin oyuncusu risk almalı, adam geçmeli, o mevkide skora katkı sağlayacak daha fazla işler yapmalı… MAÇIN kaderini Bifouma belirledi. Topla rakiplerini hep geçti ama ne gol atabildi ne de asist yapabildi. 24 ve 29’daki net fırsatları heba etti. Hemen ardından F.Bahçe’nin 3 dakikada 2 gol bulması 3 puanın habercisiydi. 2 farklı skorun erken gelmesi, sarı-lacivertlileri daha güvenli oyuna itti. Orta alandaki baskı, F.Bahçe’ye skoru büyütme şansı doğurdu. Sivas ise kısa süreli moral bozukluğuna rağmen mücadeleyi bırakmadı ve Emre Kılınç ile ilk yarının bitimine kısa süre kala pozisyon buldu. Volkan’ın müthiş refleksi ve direkten dönen top, maçın bir başka kader anı olarak kayıtlara geçti… İlk yarıya Şener, H.Ali ve Soldado damga vurdu… 2. devre, Sivas risk aldı ve savunmasını da öne çıkardı. Topa daha fazla sahip olsa da, iyi pozisyon alan F.Bahçe’ye karşı fırsat bulmakta zorlandı. AYBABA RİSK ALDI Aybaba’nın Robinho hamlesi takımı biraz hareketlendirdi. Topu kaleye götürmek sorun değildi ancak ceza alanında çoğalamayınca fayda etmedi. Her ne kadar Bifouma ilk yarıda önemli fırsatları harcasa da, maçın genelinde Sivas’ın en iyisiydi. Kone’nin etkisizliği O’nun yalnız kalmasına neden oldu. Uzatmalarda gelen gol maça sadece biraz heyecan kattı.. F.BAHÇE son 5 hafta 1 kez İstanbul dışına çıkacak. O da ligden düşen Karabük deplasmanı. Sezonu bir sürpriz olmaz ise 72 puanla bitirirler. Pazartesi G.Saray’ın yenilgisi ile ligin dengeleri değişti. Her şeye rağmen sarı-kırmızılılar bana göre favori. Bugünkü Başakşehir maçından çok G.Saray-Beşiktaş derbisinin sonucu ligin kaderini belirleyecek gibi.
4
Neden olmasn! - Ediz Sırapınar (Milliyet)
Diken üstünde oynayan, yapacağı tek hatada lige havlu atacak olan Fenerbahçe ip üstünde yürüyen cambaz gibi... Yüksek konsantrasyonu sayesinde gösterisine devam ediyor... Perdeyi kapatmıyor... Evet son haftalarda rakiplerin ismi değişiyor ancak Fenerbahçe için skor tabelasındaki slogan hiç değişmiyor; “Hayati bir galibiyet daha aldı...” Dün geceye gelecek olursak; Osmanlıspor karşılaşması sonrası ikinci yarıdaki etkili oyuna rağmen, “Bu maç yeniden başlasaydı, yine aynı kadroyla başlamak benim ilk tercihim olurdu. Bu iş 15-20 yıldır güzel ve iyi oyun değil maalesef” diyen, hatta Sivas’ta futbol anlayışı nedeniyle protesto edilen Aykut Kocaman’ın Valbuena’yı kulübede oturtması tabii ki kimseye şaşırtmadı... Hoca yine bildiğini okudu, düşüncesinden sapmadı... Ama bu kez pas, dripling, yardımlaşma, gol pozisyonu açısından daha zengin bir takım vardı sahada... İlk 15 dakika Sivasspor’a önde ciddi bir baskı kuruldu, Şener’in kanadından birçok sonuca gidebilecek atak doğdu... 20. dakikadan sonra oyunu biraz dengeleyen ev sahibinin Bifouma ile talebayı değiştirecek iki ciddi pozisyonu harcaması Fenerbahçe adına ciddi bir şanstı... Bu iki tehlikeyi bir şekilde savuşturan sarı-lacivertliler, ilk kez sol kanattan Hasan Ali ile çizgiye indikleri pozisyonda Kocaman’ın “yeni prens”i Aatıf ile öne geçtiler... Gol o ana kadar Fenerbahçe’yi savunmada karşılayıp kontraataklarla sonuca gitme planı içindeki Sivasspor’un biraz daha öne çıkmasına zemin hazırladı... Bu tam Fenerbahçe’nin aradığı ortamdı. Ve bunu iyi kullandılar... Ani gelişen atakta Soldado’nun yine çizgiden içeri kestiği top Medjani’nin ters vuruşuyla ağları buldu... İkinci yarıda Fenerbahçe topu tamamen Sivasspor’a bırakıp, hata kovaladı. Bunu gören Samet Aybaba, Hakan Arslan-Robinho değişikliği ile tüm riskleri almaktan kaçınmadı... Gecenin en çalışkan, bir o kadar da en şanssız ismi Bifouma sarı-lacivertli savunmayı bir hayli terletirken, Volkan Demirel’in dikkati ve sezgileri ev sahibini erken ateşleyecek bir golü engelledi. Aatıf ile maçı koparma şansını kaçıran Fenerbahçe, son bölümlerde Robinho’nun da oyuna ağırlık koyması ile sıkıntılı anlar yaşadı... Bu sırada Aykut Kocaman’ın Soldado-Fernandao değişikliği şaşırtıcıydı. Takımın en etkili en iyi isimlerinden biri olan İspanyol golcü acaba taktik icabı mı değişti? Yoksa kart sınırında olduğu için tedbir amacıyla mı? Eğer ikinci şık değilse gerçekten çok gereksizdi... Zaten Kocaman bu kararını saha kenarında oyuncusuna açıklamak zorunda kaldı... Sivasspor golü 90’da Robinho ile bulsa da artık tren kaçmıştı... Sonuçta Fenerbahçe yukarıdakileri derinden, yavaş yavaş ve azimle takip ediyor. Avantajına olan “fırtınalı havaları” bekliyor. Rakiplerine tedirginlik veriyor... “Yetişir, hatta geçebilir” hissi yaratıyor tepedekilerde. Peki mümkün mü? Ligin ilk yarısında direkten dönmüştü... Bu kez neden olmasın!
5
F.Bahçe’nin ‘bildiği yerden’ - Ercan Güven (Milliyet)
Kimse merak etmesin!.. Fenerbahçe, “deplasman şampiyonluğu” yolundan milim sapmadan rakip sahalarda kazanmaya devam ediyor. Gerçi bu unvanın karşılığında bir kupa yok ama Süper Lig’in zirve yarışındaki matematiksel şansını korumak gibi “amorti” ile idare ediyor hiç olmazsa. Tam bu noktada içi sızlıyor Fenerbahçelilerin!.. Ah geçmişteki o saçma puan kayıpları olmasa. Sivas galibiyeti özeline gelirsek... Sivas’ın da hayli katkısı vardı Fenerbahçe’nin üç puanında. Bir kere Samet Aybaba Robinho’yu kulübede oturtup “Dünya yıldızlarını yedek tutma konusunda” Valbuena’sız Fenerbahçe ile eşitlemişti durumu. Sonra maçın ilk devresinde olsa da Başakşehir’i, Beşiktaş’ı, Galatasaray’ı yendiği “topu rakibe bırakma” taktiğini aynen Fenerbahçe için de tercih etmişti. Lakin artık düşme veya zirve ihtimali kalmamış hedefsiz Sivasspor’un kontratakları hakkıyla sonuçlandıramayacaklarını hesaplamamıştı muhtemelen. Oysa geçen hafta Konya’dan beş yiyen Sivas mesajı açık açık vermiş, eleği duvara asmıştı. Bir ihtimal Fenerbahçe galibiyeti ile sezonu tamamlamak için toparlanabilirlerdi... Evet, o arzu Sivas’ı ilk devrede en az Fenerbahçe kadar rakip kale önüne getirdi, ancak rehavet gole izin vermedi. Son vuruşlarda döküldü Sivasspor. Sadece ilk yarıda Kone, Bifouma ve Emre’nin kaçırdığı üç büyük gol fırsatı vardı Sivasspor’un. Maçın özeti; “Fenerbahçe zor yakalayıp kıymetini çok iyi bildiği için eline geçen fırsatları değerlendirdi” cümlesiydi... Henüz 37. saniyede Giuliano’nun Sivas kalesini yoklamasıyla anlaşıldı ki, Fenerbahçe önde oynamayı reddetmeyecek ve Sivas’tan golsüz dönmeyecek. Peki, kapanıp kontratak arayan rakip savunmayı nasıl delecek? Elbette kanat beklerin oyuna katılımıyla. Fenerbahçe’nin kolayına gelen Şener ve Dirar’ın kanadı sağdan gitmek, onlara Giuliano’yu ekleyip rakip kale önünde bitmek... Ne gariptir ki... Şener çok başarılı oynasa da, Dirar elinden geleni yapsa da Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki iki golü tam tersten, yani sadece iki defa atak yaptıkları soldan geldi. 30. dakikada Aatıf’ın golünden sonra roller değişip Sivas topa sahip olmaya niyetlendiğinde, soru tam da Fenerbahçe’nin çalıştığı yerden gelmiş oldu ve üç dakika sonra skor 0-2 olmuştu. İkinci devre Samet Aybaba Robinho’yu santrafor arkasına alırken onunla başlamadığına pişman olmalıydı. Hele 92. dakikada Robinho Sivas’ın tek golünü atınca, kesin kahrolmuştur. Çünkü iki golle öne geçmiş Fenerbahçe’ye artık gol atmak zordu. Savunmacı orta sahaları Josef ve Topal ile direnç gösteriyor, geçen toplara ya savunma ya da Volkan engel oluyordu. Önce galibiyeti korumak amacındaki Fenerbahçe’den eksilen Şener’di... Bifouma ikinci yarıda Şener’in üstüne oynayınca hücumda bir kanadı çalışmadı Fenerbahçe’nin. Ama rakibin unuttuğu savunma disipliniyle bu kez ortadan yollar aradı. İkinci eksilen Soldado... Fenerbahçe savunma ağırlıklı oynarken sahanın en iyilerinden olmasına karşın kart sınırındaki Soldado yerine Fernandao’yu ekledi Aykut Kocaman. Daha sonra Aatıf’ın yerine Mehmet Ekici girdi ki, 87’de direkten kaçan golün yaratıcısı oldu kendisi. Ama gerçek şu ki, maçın ikinci yarısında baskın olan Sivas’dı ve son vuruşları halletseler skor farklı yazılırdı. Maç bitmeden uzatmalarda Robinho klasını konuşturunca Fenerbahçe sahadan 1-2 galip ayrıldı. Sivas’tan üç puanla dönen Fenerbahçe, puan cetvelinde hala zirveye uzak ama zoru başarıp kupa maçında Beşiktaş’la birlikte altı maç daha kazanırsa, sadece “deplasman şampiyonu” olarak bile taraftarın gönlünü alabilir.
6
Sistem değişmeli - Erman Toroğlu (Sabah)
Küçükler golleri kaçırıyor, büyükler golleri atıyor, şampiyonluk şansları devam ediyor. Fenerbahçe takımı bildiğiniz gibi... Demir perde ülkesi futbolu oynuyorlar. Yani eski bir sistem, maçlarını da alıyorlar. Galip gelince de kimse sesini çıkaramıyor. Kazanan tüccar her zaman haklıdır. Göze hoş gelme ayrı bir olay. Keyif verme ayrı bir olay. O yok. Kimse de Fenerbahçe'den keyifli futbol beklemesin. Aslında klasik Aykut Kocaman taktikleri bunlar veya oyun şekilleri. Sivasspor, Kayserispor, Göztepe, Akhisar'ın ligin birinci yarısında oynadıkları futbola bakın, bir de şimdiki hallerine. Rahatlayınca iş bitiyor. Demek ki federasyonun önümüzdeki yıl galibiyete verdiği paranın sezon başı, sezon ortası ve sezon sonu gibi 3'e bölünüp artırılarak verilmesi gerekir. Yani maç cazip gelsin, puan cazip gelsin. Takımlar sermesinler. Ciddi bir şekilde bu işin üzerinde durulması gerekir. İlk yarıda Fenerbahçe rahat rahat 2-0'ı bulunca ikinci devre "Ben işi götürürüm" dedi. Ama sarı-lacivertliler dün gece özellikle ikinci yarıda rakibe büyük fırsatlar verdiler. Bu şunu gösteriyor 2-0 onları rahata itti. Fenerbahçeli futbolcular için şöyle bir zorluk var: Şampiyonluk ipi onlarda değil, başkalarında. Kendileri oynuyorlar ama ligde son kararı diğer takımlar verecekler.
7
Volkan, Kameni'den ders çıkarmış! - Rıdvan Dilmen (Sabah)
Geç buldu Sivas golü... 70'lerde, hatta 80'lerde bulmuş olsa farklı olurdu. Fenerbahçe'nin süratli oyuncuları yok. Çok düz ama süratli bir oyuncu da olabilir misal ama yoktu. Fenerbahçe puan kaybı için çok uğraştı ama beceremedi. Fenerbahçe iyi başladı, Sivas dengeledi biraz ama ardından peş peşe goller geldi. Soldado'nun üçüncü golü yapamaması ikinci yarının seyrini değiştirdi. Sivas, Robinho'yu oyuna aldıktan sonra riski aldı ve pozisyonlar buldu. Samet Aybaba bence riski biraz daha erken alabilirdi. Emre ile Bifouma geriye dönmedikleri için Hasan Ali ile Şener de hücumlara çok rahat katıldı. Aatif, Sivas'ta usta olarak oynuyordu, şimdi pek risk almadan, takım oyuncusu olarak oynuyor ama topa iyi vuran bir oyuncu. Sezonda 8-10 golü bulmalı. Sivas da bekleyip kontratağa gideyim diye düşünmüş, Galatasaray'ı, Beşiktaş'ı böyle yenmişlerdi. Hataya zorladılar ama hesaplayamadıkları iki gol yediler. Kontra oynarken bekleri rakip hücumcularla yalnız bırakmamalısınız. İkinci yarıda roller değişti. Fenerbahçe arkada bekleyip hızlı çıkmak istedi ama topsuz hızlı oyuncusu yok. Toplu da pek yok gerçi... Sivas da öne çıktı. Enteresandır, arkada beklerken 3-4 kere adam kaçırdı Fenerbahçe savunması. Volkan'ın çıkardığı en az 4-5 pozisyon var kısa mesafeden. Fenerbahçe bu dörtlüsüyle iyi bir savunma hattına sahip aslında. Volkan da Kameni deneyiminden iyi bir ders almış, kaleyi bir daha vermek istemediği görülüyor. Aykut Kocaman, rakipleri kadar şansı olduğunu kendi dünyasında görüyordur ama taraftarda anlamsız bir güvensizlik var. Aykut hoca uzun mesafe hocası... Fenerbahçe'ye baktığımızda ikinci yarıdaki performansı her daim daha fazla... Kendi hatalarından da döndü. Deplasmanda en çok puan toplayan takım Fenerbahçe... Fenerbahçe'nin içeride 3 maçı var ama artık 'ev sahibi' olmalı. 20 binlere oynanmamalı. İçeride üç maç, Beyoğlu'nda Kasımpaşa deplasmanı, bir de Karabük... 'Onu yenseydi', 'Bunu yenseydi' demenin alemi yok, onu Galatasaray için de diyebilirsin. İtalya hariç Avrupa'da işler çoktan bitti. Renkli, zevkli, heyecanlı bir lig oluyor.
8
