Samsun Doğan: “Kırmızı Et Tartışmaları Proje”

Doğan: “Kırmızı Et Tartışmaları Proje”

16.06.2017 - 12:43 | Son Güncellenme:

.

Doğan: “Kırmızı Et Tartışmaları Proje”

Samsun Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Erdal Doğan, kırmızı ette çok fahiş fiyat artışı varmış gibi lanse edilmesinin doğru olmadığını, bu konunun sürekli gündemde tutulmasını ülke üretimini baltalamak isteyen ve tamamen ithal ete yönlendirmeyi amaçlayan bir proje olarak gördüklerini söyledi.
Et fiyatları devamlı gündemde tutularak pahalıymış gibi gündem oluşturulmasını doğru bulmadıklarını belirten Doğan, “Kırmızı ette çok fahiş fiyat artışı varmış gibi, üreticilerin fiyatı artırarak bunu fırsata çevirmiş gibi lanse edilmeye çalışılıyor ama bu doğru değil. Yüzde 8-10 enflasyon olan bir ülkede yaşıyoruz. Dolayısıyla bu girdilere maliyetlere her yıl yüzde 8-10 artıyor. Mazotu, gübresi, yemi de artıyor. Dolayısıyla da et fiyatlarında da her yıl 2 lira, 3 lira gibi fiyatların artması üretim açısından çok doğaldır. Yem fiyatları geçen yıla göre yüzde 30-40’larda artmış vaziyette. Bunu birileri gündemde tutarak dışarıdan et ithal etme isteği, dana ithal etmek isteğini proje olarak değerlendiriyoruz. Ülke üretimini baltalamak isteyen, bizi tamamen ithal ete yönlendirilen bir proje olarak görüyoruz ve bununla ilgili Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın önlem almasını istiyoruz” dedi.

“Erkek sığır desteği kaldırılıyor”
Bütün dünyada ete destek verilirken, Türkiye’de bu sene destekleme kalemlerinden erkek sığır besisi desteklemesinin kaldırıldığını ifade eden Erdal Doğan, “Zaten bizim yerli ırklarımızda kaliteli hayvan yok. Büyük üreticilerimiz ne yapıyor? Dışarıdan dana ithal ederek kazanç elde etmeye çalışıyor. Küçük üreticilerimiz bunu zaten başaramıyor. Biz hani yerli üretime teşvik edilecektik, et açığımızı yerli üretimle kapatacaktık onu da yapamıyoruz. Hayvan ırkımız dışarıdan gelen danayla aynı olmadığı için, oradan gelen danalar daha karlı. Et kapasitesiyle, hastalıklara daha dirençli oluşuyla dışarıdan gelen danalar daha karlı. Biz kendi hayvanlarımızın ıslahını yapamamışız, kaliteleştirmemişiz, etçili, sütçülü ayırmamışız, bölgesel desteklere geçmemişiz, ne yapmışız, lokal desteklerle, lokal müdahalelerle biz bu hayvancılığımızı düzeltmeye çalışıyoruz. Türkiye’deki bu et istikrarsızlığı sorarsanız tamamen ülkedeki hayvancılarımızın, üreticilerimizin tamamen öncüsüz olmasından kaynaklanıyor. Ülkemiz bizim örgütlenme bilincini tam manasıyla sağlamış değil. Dağınık, hedefsiz, plansız bir üretim yapmış oluyoruz. Birileri istediği zaman piyasayı manipüle edebiliyor. Bu sefer hem ülke zarar görüyor hem de üretici zarar görüyor. Dışarıdan gelen danalarla rekabet etme şansız yok. Verilen desteklemelerin artırılarak teşvik edilmesi lazım. Üreticimizin bununla ilgili kazanç elde etmesi lazım. Siz bunu hepten kaldırdığınız zaman bir et istikrarı, bir fiyat istikrarı oluşturmak zor” diye konuştu.

“Et fiyatlarının düşmesinin yolu üretimimi artırmak”
Et fiyatlarının düşmesinin üretimi arttırmaktan geçtiğini dikkat çeken Doğan, şöyle devam etti: “Üretimin arttırılabilinmesi için de devletin ciddi anlamda desteklemesi gerekiyor. Et fiyatlarımız diğer gıdalara göre pahalı değil. Çünkü bizim üretim maliyetimiz var. Bir markete gidin bir kilo zeytin 30 lira olmuş. Fasulye 15 lirayı bulmuş. Tüketici lokantaya gittiği zaman 150 ila 200 lira arsında etin kilosunu yiyor. Vatandaş gidip de lokanta ve restoranlarda etini tüketecekse gitsin 40 liraya etini alsın çoluk çocuk yesinler. Biz bu lüks tüketime bakmıyoruz. Pahalı diye serzenişte bulunan insanlar bugün gidip de 150-200 liradan et tüketen insanlar. Diyorlar ki ‘kırmızı et temel bir gıda’, yem de hayvan için temel gıda, otu, samanı da temel bir gıda. Besi maddelerinin fiyatlarını masaya yatıralım. Tüketiciye bütün ülkemize soralım. O zaman desinler ki et pahalı. Onlara bakmadan tamamen et pahalı dediği zaman bu maliyetlere göre et kesinlikle pahalı değil. Bu iş de ithal etle çözülmez. Sadece insanları baskı altında tutmuş olur. Üretici her zaman biraz daha tedirgin olur. Üretmek de istemez. İthalat yapıldığı zaman ben besiye koyduğum danaları nasıl satarım. Zarar ederim, iflas ederim korkusuyla besi üretimine girmez. Üreticimize ithalat sopasını gösterip de ‘fiyatları öyle düşüreceğiz’ derseniz, ithalat olmayacağı anlaşıldığı zaman ara ara fiyatlar artışa geçer.”

“Üretime bölgesel bakılmalı”
Üretimin bütün kalemlerine bölgesel olarak bakmak gerektiğini ifade eden Erdal Doğan, “Üretime bölgesel bakılması gerektiğini merkez birliğimize sunduk. Merkez birliğimiz bununla ilgili çalışmalarını sürdürüyor ve gerekli girişimlerini yapıyor. Bizlerden topladığı raporlar doğrultusunda bunları anlatıyor. Merkez birliğimiz üzerine düşeni fazlasıyla yapmaya çalışıyor” şeklinde konuştu.