Dostuna yakın ol, düşmanına daha yakın!

Şimdi herkes şu soruyu soruyor: Johnson dünya sahnesinde parlayacak mı, yoksa gafları yüzünden kaybolup gidecek mi? Johnson, May’in parti içindeki en büyük rakiplerindendi. Referandumdan sonra Muhafazakâr Parti’deki bazı isimler Johnson’ı engellemek için dönemin içişleri bakanı May ile savaş hazırlığına girmişlerdi.
May’in bu kararı, “Belki de Johnson’ın bakanlıkta kendini imha etmesini ve siyasi arenadan silinip gitmesini arzuluyor olabilir” şeklinde spekülasyonlara yol açtı. Acaba May dışişlerini Johnson’a mı bırakacak yoksa kendisi mi kontrol edecek? Tony Blair başbakanken dışişleri bakanlığını kendi tekelinde tutar, Dışişleri’ne söz hakkı tanımazdı. Dikkat çekilen bir başka nokta, yeni kabinede Liam Fox’un uluslararası ticaret bakanı ve David Davis’in ise AB’den çıkış müzakereleri bakanı olması. Bu durum Johnson’ın elinden bazı yetkilerin alındığına işaret ediyor. May, Johnson’ı atamasıyla AB karşıtlarına “Bu karmaşayı siz yarattınız, şimdi kaçamazsınız” mesajı da vermiş oldu. Ama ya Boris başarılı olursa? O artık ne bir belediye başkanı, ne de bir milletvekili; şimdi dünyanın en deneyimli gazetecilerinin adım adım takip edeceği bakanlık koltuğunda oturacak. Bundan sonra çok dikkatli adımlar atabilir. Sonuçta iyi eğitimli, zeki bir politikacı ve bu pozisyonu kendi lehine de çevirebilir.
İlk icraatı: Arabasını kaybetti
Boris Johnson, atanmasının ardından Başbakanlık’a gitmek üzere evinden çıktığı sırada otomobilini bulamadı. Johnson dakikalarca aracını ararken Huffington Post, “Bakan olarak ilk gününü aracını arayarak geçirdi” yazdı.