AB kulislerine göre Türkiye kazançlı çıkabilir

AB Dönem Başkanlığı koltuğuna oturmasına yaklaşık bir hafta kala mali yardım talebinde bulunacağını duyuran, bu koltuktan kalkmasına haftalar kala da başlangıçta köşe bucak kaçtığı troykayla acı reçetelerle dolu bir mutabakat zaptı imzalamak durumunda kalan Güney Kıbrıs’ı sancılı bir dönem bekliyor. Türkiye ve Kıbrıs sorunu dışında politika odağı olmayan Güney Kıbrıs, öncelikler sıralamasını değiştirmek zorunda kalacak.
Mali yardım için ilk etapta Dönem Başkanlığı’nı üstlendiği AB yerine Rusya’yı tercih eden ancak güvendiği dağlara kar yağınca mecburen Birlik üyesi olduğunu hatırlayan Güney Kıbrıs’a yapılacak yardımın tüm gayri safi yurt içi hasılasına denk düşen 17.5 milyar euroya ulaşması gündemde.
Güney Kıbrıs’ın kamu borcunun sürdürülebilirliğinin AB Komisyonu, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Merkez Bankası ekiplerinden oluşan troykanın yürüttüğü çalışmalarda ana tartışma maddesi haline gelmesi de bu durumdan kaynaklanıyor. Mutabakat zaptının masaya yatırılacağı 13 Aralık’taki Euro Bölgesi toplantısı Rum Yönetimi açısından kritik.
Troykayla vardığı ön anlaşmayı ağlayarak anlatan Rum lider Dimitris Hristofyas’ın, “1974 sonrasında tanıklık edilene benzer yeni bir ekonomik mucize yaratmak için çok çalışıp özveride bulunma” mesajı vermesi Güney Kıbrıs’ın her konuyu dönüp dolaşıp Kıbrıs sorununa bağlamasının güzel bir örneğini oluştursa da bu tavırda orta vadede zorunlu değişiklik sinyalleri gelme olasılığı yüksek. Troykanın programının uygulanmaya başlandığı andan itibaren yaşam tarzı tamamen değişecek ve her şeyden önce ceplerini düşünüp eldekinden olmama güdüsüyle hareket edecek olan Rumlar, yönetimi de önceliklerini gözden geçirmeye zorlayacak.

‘Türkiye odaklı gündem olmaz’
AB kaynakları, Güney Kıbrıs’ın Brüksel’de “sadece Türkiye odaklı bir gündem” yürütmesinin imkansız hale geleceğinin altını çiziyorlar. Ekonomik açıdan tam bağımlı hale gelecek olan Güney Kıbrıs’ın, Kıbrıs sorunu konusundaki manevra alanının daralması ve başta Komisyon olmak üzere AB içinden, “Kıbrıs sorunu ve Türkiye konusunda esnek olun” mesajlarıyla karşı karşıya kalma olasılığı da yüksek görülüyor. Güney Kıbrıs’ın içinden geçeceği zorlu süreçte provokasyonlardan uzak duran ve AB’yi iyi kullanan bir politika izleyen Türkiye’nin kazançlı çıkabileceği de kulislerde dile getirilen unsurlar arasında.