Dünya ANKARA - MİLLİYET

ANKARA - MİLLİYET

28.02.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Türkiye ile İran arasında yaşanan diplomatik sürtüşme sonucu İran misillemede bulunarak Tahran Büyükelçisi'nin Ankara'ya dönmesini istedi. İran'ın Erzurum Konsolosu da Ankara tarafından persona non grata ilan ediliyor

ANKARA - MİLLİYET

İRAN, Ankara Büyükelçisi'yle İstanbul Başkonsolosu'nun şeriat yanlısı konuşmaları nedeniyle Türkiye'den ayrılmasının istenmesine missillemede bulunarak, Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Osman Korutürk'le Urumiye Başkonsolosu Ufuk Özsancak'ın ülkeyi terketmesini istedi.
Bu bilgiyi dün resmen doğrulamaktan kaçınan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Büyükelçi Korutürk'ün "danışmalarda bulunmak" amacıyla Ankara'ya çağrılacağını açıklamakla yetindiler. Ancak, Milliyet muhabiri, bir hafta içinde Türkiye'ye gelmesi beklenen Korutürk ile Özsancak'ın Tahran'a dönmesinin sözkonusu olmadığını belirledi. Öte yandan, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in açıklamalarını eleştiren İran'ın Erzurum Konsolosu Said Zare'nin de istenmeyen adam ilan edileceği öğrenildi.
Öte yandan İran yönetimi iki diplomatının Türkiye'den ayrılmasına yönelik tepkisini göstermekte gecikmedi. Tahran, missilleme olarak, Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi ile Urumiye konsolosunun ülkeyi terketmesini istedi. Ancak Tahran bu girişimle de yetinmedi. İran'ın Erzurum Konsolosu Said Zare'nin Orgeneral Bir'in ABD'de yaptığı açıklamaları eleştiren bir demeç vermesi, Tahran'ın krizi tırmandırma eğiliminin işaretini verdi. Dışişleri Bakanlığı Zare'nin demeciyle ilgili olarak "Çok ciddi bir gelişmedir. Gereği yapılacaktır" açıklaması ile yetinirken, Zare'nin istenmeyen adam ilan edileceğini öğrenildi. Büyükelçi ve İstanbul Başkonsolosu'nun, merkeze çekilmesi için Tahran'a telkinde bulunurken, Erzurum Konsolosu için benzer yöntemin kullanılmayıp, doğrudan istenmeyen adam ilan edilmesi, Türkiye'nin de tepkisinin dozunu arttırdığını gösteriyor.
Tepkinin dozunun artmasındaki neden olarak, Türkiye'nin, krizin ilk aşamasında sessiz diplomasi izlemeyi seçerek, gerek Büyükelçi'nin gerekse İstanbul Başkonsolosu'nun "istenmeyen adam" ilan edilmeden, Tahran'ın kendi girişimiyle Türkiye'den ayrılmasını sağlamaya çalışmasına karşın İran'ın Türkiye'nin yönteminin tersine, iki Türk diplomatının Ankara'ya çağrılması talebinde bulunmak yerine, doğrudan ülkeyi terk etmelerini istemesi ve bunu kendi basın kuruluşları aracılığıyla kamuoyuna duyurması gösteriliyor.
Bu arada İran yönetiminin Bagheri'nin Türkiye'den ayrıldığı ve yerine kimin bakacağı konusunda Dışişleri Bakanlığı'na gerekli resmi bildirimde bulunduğu öğrenildi. İran tarafından yapılan bildirimde, Büyükelçi'nin Türkiye'den temelli ayrılıp ayrılmadığına ilişkin bir açıklık bulunmamasına karşın, yetkililer Bagheri'nin Ankara'ya dönmesinin sözkonusu olmadığını söylediler.